3 dünya şampiyonu 3 farklı hayat

Dünya şampiyonu kick boksçular Emine Arslan, Duygu Turan ve Gülşah Kıyak, hem başarılarıyla hem hayat hikayeleriyle dikkat çekiyor. Biri hemşire, biri beden eğitimi öğretmeni diğeri ise kariyer merkezinde çalışan sporcular, işten antrenmana antrenmandan işe koşarak azimleriyle de herkese örnek oluyor. Antalya’da yapılan çok sayıda sporcunun yarıştığı Dünya Kick Boks Şampiyonası’nda kazandıkları 3 altın madalyayla Türkiye’yi gururlandıran Emine Arslan, Duygu Turan ve Gülşah Kıyak’ın hem başarıları hem hayat hikayeleri dikkat çekiyor. Kick light 60 kiloda şampiyon olan Gülşah Kıyak aynı zamanda Amiral Vehbi Ziya Dümer Anadolu Lisesinde beden eğitimi öğretmenliği yaparken full contact 52 kiloda birinci olan Emine Arslan, Bağcılar Belediyesi Gençlik Merkezinde görevli, kick light 50 kiloda yarışan Duygu Turan ise Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hemşire olarak çalışıyor. Sakat olsa da maçları bırakmadı Hem işlerine hem spor hayatlarına devam eden başarılı sporcular yumruklarını önlerine çıkan zorluklara da sallıyor. 30 yaşındaki beden eğitimi öğretmeni Gülşah Kıyak, geçtiğimiz yıl kırık koluyla yarıştığı şampiyonada pes etmeyerek Avrupa ikinciliğine ulaşırken sporcu bu yıl da bir talihsizlik yaşadı. Kıyak, ilk maçında elinde sakatlık meydana gelmesine rağmen müsabakalara devam ederek zorlu rakiplerini eledi ve şampiyonluğa ulaştı. Tekstille başladığı yolculuğu şampiyonalarla devam ediyor Babası vefat eden, 11 yaşındayken annesinin kendisini terk etmesine rağmen hayata sımsıkı tutunan Emine Arslan, çocuk yaşta tekstilde çalışmaya başladı. Kick boksa başlamasının ardından başarılar da art arda gelince, saatleri antrenman yapmasına daha uygun olan bir kariyer merkezinde işe girdi. Türkiye şampiyonluğunun yanı sıra uluslararası başarılarıyla da dikkat çeken 30 yaşındaki Emine Arslan, Antalya’da Türk bayrağını dalgalandırdığı için gururlu olduğunu ifade etti. Hastanede hemşire, ringde şampiyon Hemşirelik yapan 25 yaşındaki Duygu Turan ise spora olan büyük sevgisi nedeniyle antrenmanlardan nöbetlere, nöbetlerden ise antrenmanlara koşuyor. Üç sporcu da eski milli sporcu ve Kick boks Milli Takım Antrenörü Hasan Fahri Şen’in Bağcılar’daki spor salonunda müsabakalara hazırlanıyor. Antrenmanlarını birlikte yapan 3 arkadaş, Antalya’dan başarıyla dönmenin de mutluluğunu yaşıyor. Azimleri, ulusal ve uluslararası alandaki başarılarıyla dikkat çeken 3 kadın sporcunun sonraki hedefi ise 2020 yılında yapılacak Avrupa Şampiyonasında da Türk bayrağını dalgalandırmak. "Nöbetlerden çıkıp antrenmana, antrenmanlardan çıkıp nöbete gidiyorum” Hastanede hastalarla ilgilenirken iş sonrası antrenmanlara koştuğunu ancak iki sporcu da hemşireliği de çok sevdiğini dile getiren Avrupa Şampiyonluğunun ardından bu yıl da Dünya Şampiyonluğunu alan Duygu Turan, “Başarının ardında 12 yıllık bir emek var. Sadece benim değil hocamın ailemin herkesin verdiği emek var. Bizim için çok zor bir süreçti. Ben sporun yanında hemşireyim iki mesleğim var. Hem sporcuyum hem hemşireyim. İkisi bir arada gerçekten zor gidiyor. Nöbetlerden çıkıp antrenmana gidiyorum, antrenmanlardan çıkıp nöbete gidiyorum. Antrenman yapmak için bazen çok yeterli zamanım olmuyor. Ama ikisini de birlikte sürdürmek zorundayım. Ülkem için şampiyon olmam gerekiyor dedim. Çok heyecanlıydım bu benim ikinci dünya şampiyonluğum, bundan önce beni diskalifiye ettiren bir rakibim vardı onunla da kendi ülkemde final yapıp kazanmak çok gurur vericiydi. Onlar içinde çok mutlu oldum arkadaşlarıma güveniyordum. Gece gündüz demeden çalıştık, ’sen şampiyon olmadın mı neden tekrar işe geldin’ diyorlar. Sonuçta bizim de çalışmamız gerekiyor. Hastalar şampiyon olduğumu öğrenince çok şaşırdılar. ’Gurur duyduk sizinle iki işi nasıl bir arada yürütüyorsunuz ’diye şaşırıyorlar” dedi. “Beynimde Rusya’nın marşı çalıyor, neden böyle oluyor diyorum” Madalyasını şehitlere ve vatani görevini yerine getiren Mehmetçiklere armağan eden Türkiye Şampiyonluğu ve Avrupa ikinciliğinin ardından dünya şampiyonluğuna ulaşan Emine Arslan, “Ben 11 yaşında tekstilde çalışmaya başladım. Beşinci sınıfta yarıda bırakmak zorunda kalmıştım, 22 yaşına kadar tekstilde devam eden bir çalışmam vardı ta ki Avrupa ikincisi olana kadar. Sonrasında Bağcılar Belediye Başkanımız Lokman Çağırıcı bana belediyede görev imkanı sağladı. Çekişmeli maçlarım oldu, final gecesine geldikten sonra Rusya’ydı rakibim, beynimde Rusya’nın marşı çalıyor. Neden böyle oluyor diyorum beynimde zorla İstiklal Marşı’nı okutmaya çalışıyorum. Sabaha kadar bu şekilde uyuyamayarak geçirdim. Hocam ‘Acaba yenilecek miyim ben’ diye korku içerisindeydim. O bayrağı dalgalandırmak benim için dünyanın en güzel şeyiydi. Arkadaşlarım benden bir gün önce final yaptı, sıra bendeydi. Benim mutlaka bu organizasyonda şampiyon olmam lazım diye kendimi şartlandırdım. Bundan sonra 2020 Avrupa Şampiyonası’na hazırlıklarımıza başladık” diye konuştu. “Türk milli takımına 3 altını aynı salondan çıkartmak gerçekten büyük başarı” Kimi zaman sakat kimi zaman işten sonra yaptığı antrenmanlarla müsabakalara hazırlanan ancak başarıya ulaşmayı bilen Dünya Şampiyonu sporcu Gülşah Kıyak, “Gerçekten çok istedik, tek bir hedef vardı; dünya şampiyonluğu. Geçen sene kırık bilekle Avrupa Şampiyonası’na gittim ve finalde İtalyan rakibime yenilmiştim. Şimdi burada aynı rakibimle dünya şampiyonasında final oynadım. İlk maçta parmağımdan sakatlandım, diğer 3 maçı sakat şekilde canım yana yana yaptım. Hiç pes etmedim. Maç ortasında da canım yandı ama inandım. Hedefime ulaşmanın gururunu ve onurunu yaşadım. Ben beden eğitim ve spor öğretmeniyim, görevde yedinci yılım. Bir yandan beden eğitimi öğretmenliği ve spor zor oluyor ama kutsal meslek. Öğrenciler, öğretmenler, idareciler her zaman yanımdalar herkes çok büyük destek sağladı. Çok sevindiler gözlerine baktığımda anlıyorum. Aynı salondayız, aynı ülkenin sporcusuyuz, Türk milli takımına 3 altını aynı salondan çıkartmak gerçekten büyük başarı. Bundan sonraki hedefim 2020 Avrupa Şampiyonası. Dünya şampiyonluğumu tüm Mehmetçiklere, polislere vatan uğruna şehit olan Aybüke Yalçın’a, öyle nesil yetiştirmek istediğin için Eren Bülbül’e, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na armağan ediyorum. Ne mutlu Türküm diyene” şeklinde konuştu. "Kendim dünya şampiyonu olduğum zaman böyle mutlu olmamıştım” Öğrencilerinin gecesini gündüzüne katarak bu başarıya ulaştığını ifade eden eski milli sporcu ve Kick boks Milli Takım Antrenörü Hasan Fahri Şen, “Öğrencilerim sabah akşam antrenmanları yaparak hazırlandılar. Bunlar hayatlarından fedakarlık yaparak herkes uyurken erkenden kalktılar. Herkes gezmelere eğlencelere giderken bunlar spora geldiler. Bunun karşılığını dünya şampiyonluğu olarak kazandılar. Gülşah Kıyak öğretmen, herkes bilir öğretmenlerin yorgunluğunu çoğu akşam yorgun geliyor, buradan dinlenerek gidiyor. Duygu Turan hemşire, mesleğini de severek yapıyor. Emine Arslan gençlik merkezinde çalışıyor. 3’ü de hem mesleklerinde hem sporlarında başarılılar. Hayatlarında zorluk olmadan kimse bir şey kazanamaz. Tabi ki koltuklarım kabardı üçüyle de gurur duydum, kendim dünya şampiyonu olduğum zaman böyle mutlu olmamıştım. Sporculara biraz daha destek gerekiyor, inanın ki biraz daha destek görsek çok daha büyük başarılar elde edeceğiz” ifadelerini kullandı.
İLGİLİ HABERLER