'Bir doğa olayı bizler için kocaman bir afete dönüştü'

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Sakarya Şubesi Akıllı Şehirler ve Kentsel Dönüşüm Komite Başkanı Ahmet Cihan ve komite üyeleri ortak bir basın duyurusu yayımladı.

MÜSİAD Sakarya Şubesi Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Akıllı Şehirler ve Kentsel Dönüşüm Komite Başkanı Ahmet Cihan, Sakarya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferruh Tuzcuoğlu, SATSO 18. Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Komite Başkanı İlker Ergül, Kentsel Dönüşüm Uzmanı ve İnşaat Mühendisi Hüseyin Emanet, İnşaat Mühendisi İsmail Koç ve Jeoloji Mühendisi Bora İshakoğlu’ndan oluşan Akıllı Şehirler ve Kentsel Dönüşüm Komitesi 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümü vesilesiyle bir basın duyurusu yayımladı.

“17 Ağustos 1999’da büyük acılar ve feryatlar eşliğinde uyandık uykumuzdan, yerle bir olmuş şehrimizde. Binalarımızla birlikte bizler de sarsıldık, bizler de yıkıldık. Şehrimiz ile beraber İstanbul, Kocaeli, Yalova gibi illerimiz de aynı acıya ortak oldu bizlerle. On binlerce canımızı kaybettik. Canımız yandı. Bir doğa olayı bizler için kocaman bir afete dönüştü.

Ülke tarihimizin en acı depremlerinden biri olan 7.5 şiddetindeki Marmara Depreminin üzerinden 22 yıl geçti. Resmî sonuçlara göre yalnızca Sakarya’da değil Bolu, Yalova, İstanbul, Bursa gibi illerimizde de olmak üzere 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı. Can kayıplarının yanı sıra 133.683 binanın çökmesi ile yaklaşık 600.000 kişi evsiz kaldı. 16 milyon insanımızın etkilendiği bu deprem sonucunda 17 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp ortaya çıktı.    

Depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Niyazımız şudur ki: Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın. Gayemiz ise vatandaşlarımızın bu acıları tekrardan yaşamaması için daha güvenli ve daha sağlam yapılar inşa etmektir.

Yaşadığımız can kayıplarının yanı sıra 420.000 bina yıkılmış veya ağır hasar almış, 600.000’e yakın vatandaşımız evsiz kalmıştır. Yapılan hatalı uygulamalar, denetimsizlik, çarpık kentleşme, yetersiz teknoloji gibi unsurlar yüksek kayıplara sebebiyet vermiştir. Fakat günümüz teknolojisi, kontrol birimleri, imar uygulamaları ile birlikte depreme karşı daha dayanıklı binalar inşa edilebilmektedir. Kentsel dönüşümde, Deprem öncesi dönüştürülmeyen yapılar, öncelikle can kaybına, akabinde 8 kat daha fazla maliyete neden olmaktadır. Bu maliyetler afet sonrası Devlet eliyle giderilmeye çalışılmakla hem zaman hem de mağduriyetler artmaktadır. İlimizde deprem sonrası yeni imar planlarında 3 kat ve yeni emsal hesapları parsel bazlı dönüşümleri daha zor hale getirmektedir. Yapı sahipleri can kayıplarını düşünmeden maddi olarak düşünmekte ve dönüşüme karşı direnmektedir. Daha geniş alanlarda planlanan ve yapılmaya çalışılan Kentsel Dönüşümler kötü örnekler neticesinde daha da zor hale gelmiştir.

Bir bina dönüşümü, kurtarılacak olan bir can bizim için bir çözümdür.

Hem kurumların hem de vatandaşlarımızın depremin geldiğini unutmaması, bir an önce deprem riski olan binalarımızın dönüştürülmesi gereklidir. Bir bina dönüşümü, kurtarılacak olan bir can bizim için bir çözümdür. Bu bağlamda MÜSİAD Sakarya Kentsel Dönüşüm Komite Üyeleri olarak çok yakında rapor olarak sunacağımız projelerimizi yetkili makamlarla birlikte Sakaryamız ve ülkemiz için icraata geçirmeyi umut ediyoruz.

Deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olan Sakarya ilimizde yeni inşa edilen binalar 2018 Türk Bina Deprem Yönetmeliği ile daha güvenli şekilde inşa edilmekle birlikte mevcut yapı stokumuza baktığımızda durumun çok tehlikeli olduğu görülmektedir. Hem kötü bir zemine sahip olan, hem de 1999 depremini yaşamış olan birçok bina gerek maddi açıdan gerekse insan yaşamı açısından tehlike oluşturmaktadır. Son olarak yaşamış olduğumuz Elazığ – Sivrice ve Bingöl – Karlıova depremleri de yapı stokumuzun ciddi bir deprem riski altında olduğunu yeniden gözler önüne sermiştir. Depremler olduktan sonra kısa vadeli çözümler bulunmaya uğraşılması yerine deprem olmadan neler yapılabilir konusu konuşulmalıdır.

Gerekli kanun ve yönetmelikler eşliğinde yapılacak olan iyileştirmeler, deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olan şehrimizi; afetlere karşı daha hazırlıklı hale getirecektir. Doğal afetlere karşı yeniden planlanan yapılarımız ile can ve mal kayıplarının en aza indirilmesini temenni ederiz.

Komite olarak ilerleyiş projeksiyonumuzda ilk adımımız Büyükşehir Belediyemiz ve İlçe Belediyelerimizle dirsek temasında olarak imar alanlarını değerlendireceğiz. Mevcut yapılanmış alanların risk analizlerini gerçekleştirerek kademeli bir şekilde kentsel dönüşüme geçmek istiyoruz. Ayrıca yeni imar çalışmalarının depreme dayanıklı ve tarıma elverişli olmayan alanlarda planlanması gerektiği düşüncesindeyiz. Şehrimizin verimli tarım arazilerine her zaman ihtiyacı olacaktır.

Son olarak gelecek nesilleri deprem sorunuyla meşgul etmek yerine, onların dünyaya yeniden şekil verebileceği bir çalışma ve yaşam ortamını hazırlamak, gelecek nesle karşı görev ve sorumluluğumuz arasındadır.”

İLGİLİ HABERLER