Kültür ve tarihi şehir ile buluşturan proje; SEKA Kültür Havzası

Doğa, kültür ve tarihle bütünleşmenin en çarpıcı, en görkemli örneklerinden birisi olacak olan SEKA Kültür Havzası Projesi’nin lansmanı gerçekleştirildi

Ortaya çıkardığı projelerle Kocaeli’yi marka şehir haline getiren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, şehre vizyon katacak, yepyeni bir gelecek çizecek ve Kocaeli’yi dünya şehirleri arasına katacak olan bir projeyi daha kamuoyuna sundu. Tarih ile günümüz şehir hayatını bir arada yaşatacak, doğa, kültür ve tarihle bütünleşmenin en çarpıcı, en görkemli örneklerinden olacak olan geleceğe yönelik adeta bir tasavvur olan SEKA Kültür Havzası Fikir Projesi’nin tanıtım programı, Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.  

LANSMANA YOĞUN İLGİ

Projenin tanıtımına Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Proje Mimarı Emre Arolat, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Ali Korkmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Fatih Taşdelen, Gençlik ve Spor İl Müdürü İbrahim Aktürk, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Yasemin Özdemir, Gebze Teknik Üniversitesi Rektör Vekili Nilay Coşgun, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Balamir Gündoğdu, Genel Sekreter Yardımcıları Hasan Aydınlık, Gökmen Mengüç, Sadık Uysal, Kocaeli ve Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri, akademisyenler, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı. Başkan Büyükakın, Mimar Arolat ve beraberindeki heyet tanıtım programının sonunda projenin maketi üzerinde değerlendirmelerde bulundular. 

“BAZI YAPILAR TAŞINACAK”

SEKA Kültür Havzası Fikir Projesi tanıtım toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, projenin öncelikle tartışılması gerektiğini belirtti. Başkan Büyükakın, “Boş alanlar oluşturmuşsanız, belli bir saatten sonra yaşam kalmıyorsa bir süre sonra tehlikeli alanlar oluşmaya başlayacak. Burada yaşayan yerler olacak. Fikir projesinde Kapalı Spor salonu, Öğretmenevi, SEKASEM gitti. Bunları görürken insanların kafasında başka şeyler canlanıyor. Böyle de bakmak lazım. Kent bu yapıların kalkması noktasında insanlar hem fikir oldu diyelim ama onları bir yere taşımak gerekiyor. Ordu evini taşıyarak başka yere götürmek lazım. Bunların hepsini kalan 2,5 yılda yapma şansınız yoksa bir yerden başlayacaksınız. Buna hakkımız var mı? Demokratik kültürde sorma hakkımız var. O nedenle biz de size soruyoruz. Burada görüşler alınmaya devam edilecek. Neyin yapılması gerektiğine karar verip fazlandıracağız. Terminal yapısı için çalışmamız vardı. Orduevi bölgesinin kaldırılması için görüşmelerimiz devam ediyor. Orduevini kaldırıp başka yere taşıyarak alanı büyütecektik. Demiryolu lojmanlarını kaldırmak için görüşmelerimizi yaptık. Burada daha büyük bir kavşak yapmak için çalışma yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde Cuhane Caddesinde bir aks genişletme ihtiyacı oldu. Orada imar düzenlemesi yapıldı. Buradaki bazı yapıların oraya taşınması için çalışmasını sürdürüyoruz” dedi.

“YÜKSEK YAPILARIN YAPILMAMASI KONUSUNDA KAFAM ÇOK NET”

Başkan Büyükakın, “Gençlerin kütüphane ihtiyacı için üçüncü fabrika binası kütüphaneye dönüştürülecek. Bu kısım kısa sürede yapılacak bir kısımdır. Tartışmaların ardından bunu hızlı bir şekilde yapabiliriz. Mannesman alanı yapılaşmaya açılabilir dedi Emre Arolat. Bu tam doğru değil. Oranın bir imarı zaten var. Karma kullanım olan bir alan. Batı terminalini oraya taşımak benim aklımda vardı. Batı terminali de alanın girişi olur diyordum. Sonra batı terminali yerinde kalsın dedi Emre bey ve arkadaşları. Mannesman alanını ayrı düşünmek lazım. Yüksek yapıların yapılmaması konusunda kafam çok net” ifadelerini kullandı.

“SEKA PARK ALANI DÜNYANIN EN BÜYÜK ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜMÜ”

Başkan Büyükakın, “SEKA Park alanı dünyanın en büyük endüstriyel dönüşüm projesidir. Mannesmanın olduğu gibi kalması için çalıştık ama olmadı. Bu alan SEKA dışında kalan bir alan. Otel ve insanların konaklayacağı bir alan olarak planlanmalı. Konut konusunda kafam net değil. Konut değil ama ofis bana daha cazip geliyor. Bunu mimarlar tartışsın. Bundan sonraki süreçte kentin tüm dinamiklerinin bu alana dair fikirlerinin alınması sağlanmalı. Hangi fazlarının hızla gerçekleşeceği konusunda da hem fikir olarak çalışmaya hızla başlanmasını istiyorum” dedi.

MİMAR AROLAT: “2010 YILINDA İLK ÇALIŞMALARIMIZA BAŞLAMIŞTIK”

SEKA Kültür Havzası Fikir Projesi Tanıtım programında ilk olarak sahneye projeye üzerinde uzun süredir emek veren Mimar Emre Arolat çıktı. Proje ile ilgili detaylı bir sunum yapan Arolat, “Her mimarın hayatında çok önem verdiği ve heyecanlandığı anlar vardır. 35 yıldır mimarlık yapıyorum her zaman heyecanlıyım ama bugün ayrı bir heyecanlıyım. Bu projeyi bir kentin kültürel anlamda hayatına önemli bir katkı sunacak bir proje olarak görüyorum. Son günlerde bu coğrafyada yapılması planlanan en önemli dönüşümlerden bir tanesi, bir kentin birçok paydaşını yan yana getirebilecek fırsatı verdiği için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim. Aslında burada sunduğumuz bir proje değil, bir fikir aslında bir master plandır. Ben 10 yıldır SEKA Kültür Havzası projesinde çalışıyorum. Pandemi öncesi burada çalışmaya başladım. Burada birçok değerli akademisyenle çalıştık. Aslında bütün projelerde yerin iyi anlaşılması gerekiyor. Batı ve Doğu’daki ülkelerde gelişmesinin tamamlamış ülkelerde şehirlerdeki yoğun eşit bir şekilde dağıtıldığı görülüyor. Aslında biz 2010 yılında SEKA bölgesi ile ilgili ilk çalışmalarımıza başlamıştık. Bu kapsamda adım adım birçok proje SEKA içerisinde gerçekleştirildi. SEKA Kağıt Müzesi, Kocaeli Kongre Merkezi, Tramvay hattı gibi birçok çalışma yapıldı” dedi.

“SEKA ARTIK KENTİN MERKEZİNDE VE BİRÇOK NOKTANIN KESİŞİM ALANINDA”

Mimar Arolat, “Ben İstanbul’dan geliyorum. Eskiden İstanbul’la Kocaeli’nin birleşeceği düşünülüyordu. Zaten öyle de oldu. Kocaeli nerede başlıyor, İstanbul nerede başlıyor gelirken anlayamadım. Bugün içinde bulunduğumuz dünyada kentlerin birbiriyle iletişimi çok doğallaşmaya başladı. SEKA kentin çeperinde gözükürken artık kentin merkezinde ve birçok noktanın kesişim alanında. Gar yönündeki arazi ve Mannesman arazisi iki bariyer gibi duruyor. Bu alana D-100 karayolundan geçerek zor ulaşıyoruz. Bu iki alanın da bu fikrin bir parçası olmasını önemli görüyoruz” şeklinde konuştu.

“BATI TERMİNALİ DAHA CAZİP BİR ALAN OLABİLİR”

Kuzeyde bulunan kent merkezinin ve doğuda bulunan kent merkezinin bu sisteme dahil olması, yaya ve otomobil akslarının bu alanın içine akması en önemli noktalardan birisi olarak gördüklerini belirten Mimar Arolat, “Batı terminalinin bir noktada buranın kapısı olduğunu ve buraya katkı koyacağını biliyoruz. Ama bugün o noktanın bu halinde kurtarılıp olumlu haline getirilmesi mümkün. Bu alan Nikomedia’nın da merkezi. Kuzeydoğumuzda bulunan tepedeki tiyatronun bulunduğu mahalle. O bölgeden başlayarak bizim alanımıza akacak olan kent omurgasının, zaman zaman kendi zeminini kullanan D-100 karayolunu geçerek, kent mobilyalarıyla bir tür rekreasyon yolunu seçerek kenti önemli şekilde dönüştüren bir alan. Bunlar kentin hayatını çok değiştirmeden elde edebilecekleri alanlar. Yeni yapılacak bir omurga. Biz Kocaeli Üniversitesi öğrencileriyle de çalıştık. Kentle bu mekanın bağlanabileceğini düşünüyoruz. Tek bir nokta yerine kılcal bir bağlantı noktası olduğunda yeni bir kimlik kazanacaktır. Bugünkü hali yaya tarafından çok kullanılmayan, tren garının bulunduğu bir alandan söz ediyoruz. Batı Terminali başka yere gitmeli mi diye düşündük. İlk akla gelen evet kalkmalı diyebiliriz. Ben kalkmalı fikrinde değilim. Dünyada örneklerine baktığımızda bu tür tesislerin iyi tasarlandığında iyi bir kazanım olduğunu görüyoruz. Bu tarz projeler çok cazip mekanlar çıkartıyorlar. Terminale bağlı olarak hayata geçirilecek bazı alanlar 200 metrekarelik bazı alanlar birtakım tarihi unsurları da kullanarak bir geçiş alanı, bir merkeze dönüşebilir. Batı Terminali’nin kendisinin bir musibet değil, bir fırsat olduğunu, iyi şekilde tasarlandığında tüm bu sistemin paydaşlarından olabileceğini görüyoruz. Fakat gördüğümüz gibi bir tür tanımsız alan var. Bu noktadan itibaren ortaya konabilecek, yaya ve otomobil bağlantılarıyla tüm bu havzanın kapısını açmak, ön rüzgar vermek, bu alanın kendisini cazip bir alan haline getirmek açık büyük alanlarımızın bir arada olduğu bir alana dönüşebilir. UKOME çalışmalarıyla birtakım fikirler ürettik. Kent tasarımcıları terminal için en iyi noktanın bu olduğunu söyledi. O zaman terminali gerçek bir alana dönüştürüp, medeni bir duruma getirerek içerisinde yaşanan ve etkisi olumlu olacak bir duruma taşımak mümkün. Bu noktada yapılacak belirlemeler neticesinde o alanın ortaya çıkartılacak. Birtakım ayaklarla alt kotta bir tür sergi, müze ve arkeolojik alanla ilişki kurmamızı sağlayacak bir yaşam merkezi, terminalin D-100 ile direkt iletişim kuracak bir yapısının olması zor ancak yapılabilir” ifadelerini kullandı.

“PROJE KENTİN CAZİBESİNİ ARTTIRACAKTIR”

Mimar Arolat, “Tüm bu sistemin örtüldüğü bir kent parkının oluştuğu bir geçişkenliği sağlanmış bir sistem makine gibi çalışacaktır. Denize olan bağlantısı, sahil yürüyüş yolunun açılması ve depo alanlarının açılması, bir kent parkın oluşturulmasının ve cazip bir yaşam alanının açılması böylelikle mümkün olacak. Bu alan bunun çok iyi yapılabileceği bir alan. Bu yapıların tümünde bu işlevler var. Mevcut SEKA ile ilişkilerinin kurulduğu bir sistem kentin cazibesini arttıracaktır. Tarihi yapıların mutlaka korunması, sistemin bir parçası haline gelerek bugün olduklarından daha değerli haline getirilmesi çok önemli gözüküyor. Binlerce kişinin SEKA havzasına büyük bir kaynak teşkil edeceğini düşünüyoruz. İçerisinde insanların serbestçe dolaşabileceği, aşağıdaki tarihle, yukardaki modernist durumla gurur duyacağı bir durum yaratmak mümkün. Terminal aslında D 100 karayoluna rahatlıkla bağlanabiliyor” dedi.

“KARAYOLUNDAN GİRİP ÇIKABİLECEK AKSLAR MÜMKÜN”

Sunumunda Batı Terminaline ayrı bir önem veren Mimar Arolat, “Bu sistem entegre bir sistem. Batı terminalinin hemen altında bulunan bölgede genel otopark var. İnsanlar sorunsuz bir şekilde oraya ulaşabiliyorlar. Biz 3 yıldır bu projeye çalışıyoruz, ufak tefek sorunlar olabilir ama trafik yönünden birçok nokta yönünden çözümlerin yapıldığı, kentsel açıdan sorunların ortadan kaldırıldığı bir sistemden bahsediyoruz. Hiç bu sisteme karışmak istemeyenlerin sorunsuz bir şekilde karayolundan girip çıkabileceği akslar mümkün. Hem plan düzleminde medeni iyi çalışan bir terminalle, onun eklentisi olan bir alan tasarlandı” şeklinde konuştu.

“MEVCUT YAPILARIN ÜSTÜNE GEREKSİZ YÜK YÜKLEMEK YERİNEYENİ YAPILAR YAPMA ŞANSI VAR”

Mimar Arolat, “SEKA havzası esasen 11 yıldır çalıştığımız bir kültür havzası. Prensibi şu mevcut yapıları kendi karakteriyle koruyan, onları birden bire kötü restorasyonlarla yeni yapılar haline getiren yapılar oluşturmamak. Burada patina dediğimiz yaşanmışlığı, zamanın izlerini önemsiyoruz. Modern endüstri yapıları diyeceğimiz, o dilin patina durumunun projenin bir parçası olması gerektiğini vurgulayayım. Birtakım ufak da olsa yeni yapılar yapma şansı var, ekleme şansı var. Mevcut yapıların üstüne gereksiz yük yüklemek yerine daha yeni yapılarla desteklenmesi mümkün. Yeteri kadar yeşil alanla yeni bir kimlik katmak da mümkün” dedi.

“ENDÜSTRİ YAPILAR KORUNMALI”

Bölgede bulunan tarihi mekanlar bugün olduklarından da daha değerli hale getirilmesi gerektiğini belirten Mimar Arolat, “Kentlilerin aşağıdaki tarihi ve yukardaki modernist durumla gurur duyacağı bir durum yaratmak mümkün. Çok ciddi bir trafik akış çalışması yapıldı. Sorunsuz bir terminal ve onun eklentisi olan bir alan tasarlandı. Mevcut endüstri yapılarını kendi karakterlerini koruyan yapılar olarak dönüştürmek istiyoruz. Burada dev bir kütüphane yapılabilir. Bir liste yaptık ama geliştirmek istiyoruz. Mevcut peyzajları da önemsiyorum. Mannesman alanını da içiren bir çalışma yapmak lazım” şeklinde konuştu.

“MANNESMAN ALANI İYİ ÇALIŞILMALI”

Hikaye’nin yeni başlayan bir hikaye olduğunu ifade eden Mimar Arolat, “Acele etmeyerek, üzerinde yeteri kadar tartışarak. Düşünerek ve koruyarak çalışmak gerekiyor. Mannesman alanının bu alanın hafızasına uygun bir imar çalışması yapılması gerekiyor. Çok fazla yükseklik yapmamak gerekiyor. 3-4 kat yapılar olabilir. Bana sorulsaydı bir yıkmayalım derdim. Belki onun fiziksel varoluşu üzerinden bir proje yapılabilirdi. Bu alanının bir bütün olduğunu unutmadan çalışmak gerekiyor. Entegre bir proje olarak düşünmek gerekiyor” dedi.

İLGİLİ HABERLER