Türkiye ve Dünya Ekonomisi Trakya Üniversitesi'nde konuşuldu

Trakya Üniversitesi’nde, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu iş birliğinde, “2019’a Doğru Türkiye ve Dünya Ekonomisi” başlıklı panel düzenlendi. Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu moderatörlüğünde, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, Nişantaşı Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Mert Yılmaz ve Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez’in katılımıyla gerçekleşen panelde, Türkiye ve dünya ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmeler farklı yönleriyle ele alınarak piyasaya etkileri değerlendirildi. Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sanat ve Eğitim Merkezi’ndeki panele, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
EDİRNE
Panelin açılış konuşmasını yapan Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’nun Trakya Üniversitesi’ni her platformda başarıyla temsil ettiğini belirterek, alanında uzman kişilerin katılımıyla son derece önemli bir konuda gerçekleşecek panelin düzenlenmesine yaptığı katkılardan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Yoğun katılımın görüldüğü panelde, konuya ilgili ve meraklı dinleyicilerle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu sözlerine ekleyen Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, “Trakya Üniversitesi, bu tür girişimleri her daim destekleyecektir. Katkı sunanlara teşekkür ederek, başarılı bir panel olmasını diliyorum.” dedi.
Program moderatörü ve Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen panelin, Türkiye’nin farklı illerinden ve Edirne’nin merkezi ile ilçelerinden geniş bir katılımla gerçekleştiğini belirterek, panel kapsamında Türkiye’nin önemli iktisatçılarını Edirne’de ağırladıklarını ifade etti. Panelin sonunda, soru ve cevap bölümü gerçekleştireceklerini söyleyen Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Türkiye ve dünya ekonomisindeki mevcut durumu ve beklentileri ortaya koymaya çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Panelde konuşan, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi ve Bloomberg HT’nin ekonomi yorumcularından Prof. Dr. Burak Arzova, dünya ekonomisinde son günlerde yaşanan ekonomik belirsizliğin nedenleri ve sonuçlarını değerlendirerek, “Dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeler ABD merkezli şekilleniyor. Donald Trump liderliğindeki ABD, dünya ekonomisini yeniden yapılandırmak istiyor. Bu doğrultuda ülkemizde ekonomi alanında yaşanan gelişmelerin pek çoğu ABD kaynaklı. Başkan Trump, ABD’nin pek çok dünya ülkesiyle olan ticaretini ele alıp, dış ticaret açığı verdiği ülkelere yönelik, ABD’nin kendi ticaret fazlasını verebilmesi ya da en azından mevcut durumdan daha fazla ticaret yapabilmesi için çeşitli önlemler alıyor. ABD, Çin dışında, kıta ülkesi Kanada ve Meksika ile de sorunlar yaşıyor. Yaptırımların kısa vadede başarılı olduğu görülse de uzun vadede olumlu sonuçlar doğurmayacağını ve Amerikan ekonomisinin Trump’ın politik duruşundan olumsuz etkilenebileceğini söylemek mümkün. Diğer taraftan ABD’nin İran’a yönelik ekonomik yaptırımları, büyük şirketler için ciddi tehditler oluşturuyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, ABD’nin sert ekonomik tutumuna ve dolar üzerinden yürüttüğü tehdit politikasına boyun eğmemek için önlemler geliştirmeye çalışıyor. Bu durumun, Türkiye’yi konjonktürel olarak Avrupa ve Rusya ile yakınlaştırdığına şahit oluyoruz. AB ülkelerinin de kendi içlerinde bazı sorunları var. Özellikle Yunanistan’ın borçları konusundaki sıkıntılara benzer gelişmeler yakın gelecekte İtalya için de geçerli olabilir. İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla, birlik önemli ölçüde sıkıntıya girebilir. İngiltere’nin birlikten ayrıldıktan sonra, kendi başına çok farklı şekilde uçacağını düşünenlerdenim. İngiltere, hali hazırda kendi parasını kullanıyor, serbest dolaşım bölgesinde yer almıyor ve sınır güvenliğini kendisi koruyor. Gelinen noktada, İngiltere’nin Gümrük Birliği içinde kalıp, AB’den ayrılması gündeme geldi. Bu model de İngiltere’yi, AB’nin Türkiye ile olan ekonomik modeline yaklaştırıyor. Biz nasıl AB’de yer almadan Gümrük Birliği konusunda berabersek, İngiltere de bu modele girebilir. Bu durum Avrupa’da çok ciddi sıkıntılar doğuran bir durum. Türkiye’nin de Avrupa ile olan ilişkilerinde temel beklentisi, müzakere süreçlerinin yeniden başlatılması. Bizi tam üyeliğe götürebilecek fasıllarının açılarak sürecin canlandırılması. Diğer noktada, ülke olarak en büyük beklentimiz, serbest dolaşımın hayata geçmesi.” dedi.
Kamuda birçok üst düzey görevde çalışan ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi olarak çalışmalarını sürdüren ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez ise ekonomiyi değerlendirirken dikkat edilmesi gereken parametrelerle Türkiye’nin bu çerçevede durumu hakkında bilgiler verdi. Öğrencilere kariyer planlamalarına ilişkin bazı önerilerde de bulunan Dr. Mahfi Eğilmez, “Artık herkes aynı küresel sistemin içerisinde yaşıyor. Bugünkü dünya yirmi yıl öncesinden çok farklı. İçinde bulunduğumuz dönemde sermaye hareketleri geçmişte olmadığı kadar yüksek. Ülkeler arası ekonomik ilişkilerin de yaygınlığı sebebiyle, bir ülkede değişen ekonomik dinamikler, diğer ülkeleri de kolaylıkla etkileyebiliyor. Birtakım sıkıntılar olduğunu kabul etmekle birlikte, ABD ekonomisinin, Donald Trump’a rağmen, krizden çıkmış göründüğünü söyleyebiliriz. ABD, potansiyel büyüme rakamlarını yakalamış durumda olsa da işsizlik ve ve enflasyon, üzerinde dikkatle durulması gereken konular. Avrupa’nın güçlü ülkeleri ise ekonomi anlamında kendilerine yavaş yavaş çekidüzen veriyor. Küresel ekonomide görülen bu toparlanma hamleleri bizim açımızdan çok iyi değil. Ülkeler, küresel krizle birlikte ortalığa saçtıkları parasal anlamdaki gevşekliği sıkı politikalara dönüştürüyor. ABD bu hamleleri hızla gerçekleştiriyor. ABD önümüzdeki yıl, üç faiz artırımına daha gidecek. ABD’nin bu yıl piyasalardan çektiği 400 milyar dolar, önümüzdeki iki yıl 600’er milyar dolarla devam edecek. Buna, 2019’dan itibaren Avrupa Merkez Bankası’nın da katılacağı düşünülüyor. Dolayısıyla, piyasadaki bol likit dönemi artık bitiyor. Bu durum, ülkemiz gibi ciddi kaynak ihtiyacı olan ülkeler için bir sıkıntı. Bunu ülke olarak hissedebiliyoruz.” dedi.
Gelecek yıl, Türkiye için tahmini % 2.3’lük bir ekonomik büyüme beklediklerini de ifade eden Dr. Mahfi Eğilmez, dünya ekonomik sisteminin önemli araçlarından biri olan faizin, Anadolu'da binlerce yıl önce uygulanmaya başlandığını belirtti. Hititlerden önce, M.Ö. 1800-2000’li yıllarda, Anadolu’da Hattiler adında yerli bir halkın yaşadığını ve Hititler’in adının oradan geldiğini söyleyen Dr. Mahfi Eğilmez, “Hattiler ile Asurlular arasında inanılmaz çapta büyük bir ticaret var. Bugünkü uluslararası ticarete eşit bir ticaretten söz ediyoruz. Asurlular, bugün Irak ve Suriye'nin olduğu topraklarda yaşıyor. Oradan eşek kervanlarına yüklenen kalay ve tekstil ürünleri Anadolu'ya getiriliyor, Anadolu'da bakır, pestil, buğday ve arpayla değiştiriliyor. Böyle bir ticaret var. Bakırla kalayın özelliği ise ikisi de yumuşak metal ve belli derecede eritilip, birleştirilince ortaya bronz çıkıyor. Bakır ve kalay çok yumuşak olduğu ve çabuk oksitlendiği için tek başına bir işe yaramıyor, ancak birleştirilip bronz haline geldiği takdirde o dönemde değerli oluyor. Bronz ve tunç adı verilen madde, son derece sert, oksitlenmeyen ve değerli bir madde ve bir anlamda o dönemin petrolü. Havalar, Anadolu'da bir dönem iyi gitmeyince Asurlular, getirdikleri kalay karşılığı buğdayı alamıyor ve malı da geri götürmemek için borç yazıyorlar. Bu borçların yazıldığı kil tabletler bulundu. Çok ilginç şekilde bu tabletlerin zarfları dahi var. İyi olmayan ürün nedeniyle, bir sonraki yıl tahsil edilmek üzere faiz hesaplıyorlar. Faiz, bugünün icadı değil, binlerce yıldır uygulanıyor. Bu faiz, yüzde 30 ile yüzde 130 arasında değişiyor.” dedi.
Nişantaşı Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Mert Yılmaz ise panel kapsamında, ekonomik istikrar, büyüme politikaları ve kurlardan söz ederek, Türkiye’nin uygulamaya koyduğu Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı hakkında bilgiler verdi. Enflasyonun, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğuna işaret eden Mert Yılmaz, yaygın olan üretim modelinin değiştirilerek ithalattan, ihracata dayalı bir ekonomi modeline geçilmesiyle üretim kapasitelerinin artırılması ve önemli tasarruf tedbirlerinin alınarak kalıcı döviz getirecek işlere ağırlık verilmesi noktasında işler başarılması gerektiğine dikkat çekti. Yapılması gereken şeyin, kısa vadede kur istikrarının sağlanmasına yönelik hamleler olacağına inandığını belirten Mert Yılmaz, uzun vadede ekonomik istikrar için ekonomik reformlara ihtiyaç olduğunu savundu. Mert Yılmaz, “Piyasalarda kur istikrarını sağlayarak, üreticiyi rahatlatabilmek son derece önemli. Enflasyon açısından Türkiye’nin geride kaldığını düşünmüyorum. Enflasyon, çok ciddi bir sorun. Sorunu doğru anlayarak, hayata geçirilecek ciddi yapısal reformlar ve atılacak adımlarla bu konuda önemli mesafe kat edilebilir.” şeklinde konuştu.
Soru ve cevap ile devam eden panel, Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu tarafından, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, Nişantaşı Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Mert Yılmaz ve Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez’e teşekkür plaketlerinin verilmesi ve fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
İLGİLİ HABERLER