UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı üyesi Kütahya'nın ev sahipliğinde 17 ülkeden temsilcilerin katılımıyla düzenlenen ‘Yaratıcı Kültürel Endüstriler Zirvesi’ne katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın UNESCO yolculuğu ve tarihi mirasın ayağa kaldırılması yolunda yaptıkları çalışmaları anlattı.
Zanaat ve Halk Sanatları alanında UNESCO Yaratıcı Şehri olarak tescillenen Kütahya’nın ev sahipliğinde düzenlenen ‘Yaratıcı Kültürel Endüstriler Zirvesi, panel ve çeşitli etkinliklerle sürüyor. Türkiye'nin yanı sıra Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Yunanistan, Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Macaristan, Hırvatistan, Bosna Hersek, İspanya, Malezya, Suudi Arabistan ve Hindistan ile ABD'nin New Mexico eyaletinden temsilcilerin katıldığı zirvede, yaratıcı kültürel endüstriler hakkında akademik bildiriler sunulurken, kültürel işbirliklerin de güçlendirilmesi amaçlanıyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da zirvenin ikinci gününde düzenlenen ‘Sektörde Köklü Miras Hafızamız’ konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Kütahya Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hakan Kara’nın oturum başkanlığını üstlendiği panelde, Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Esin Güral Argat, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, Yaratıcı Endüstriler Konseyi Derneği ve Dünya Tasarım Organizasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Sertaç Ersayın, Pazarlama ve Markalaşma Uzmanı Prof. Dr. Massimo Alvito da konuşmacı olarak yer aldı.
“Bursa’yı özetleyen iki özellik: Tarih ve tabiat”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Evliya Çelebi’nin şehri Kütahya’da olmakta büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Yüksek lisans eğitimini de Kütahya’da aldığını hatırlatarak bu şehre ayrı bir muhabbeti olduğunu belirten Başkan Aktaş, Türkiye’deki her bir şehrin ayrı ve özel güzelliklere sahip olduğunu, meselenin bunları öne çıkarmak olduğunu ifade etti. Artık ülkelerin değil şehirlerin yarıştığını kaydeden Başkan Aktaş, şehirlerin bu dinamizminin aslında ülkelerin gücü olarak ortaya çıktığını anlattı. Bursa’nın en şanslı şehirlerden bir tanesi olduğunu söyleyen Başkan Aktaş, Yaratıcı Şehirler Ağı ve kültürel endüstriyle alakalı neler yaptıklarını katılımcılarla paylaştı. Günümüzde birçok şeyin unutulmaya yüz tuttuğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Unutulmaya yüz tutan bir çok değerimiz var. Onları canlandırmak, yaşatmak ve ticari aktiviteye dönüştürmek adına yapılması gerekenler var. Sadece söylemde değil, eylemle de bu yönde harekete geçilmesi gerekir. Bu manada bu buluşmanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Beş şehir’ adlı eserinde Bursa’mız için şu veciz ve nefis ifadeleri kullanıyor. ‘İlk kuruluş çağının havasını saklar, onun arasından bizimle konuşur, onun şiirini teneffüs eder. Bu devir haddi zatında bir mucize, bir kahramanlık ve ruhaniyet devri olduğu için, Bursa, Türk ruhunun en halis ölçülerine kendiliğinden sahiptir, denilebilir.’ Bizler de büyük edebiyatçımızın dediklerini yapmaya çalışıyoruz. Bursa’yı bu manada ayağa kaldırmaya, hizmetlerimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bursa’yı özetleyen iki özellik var. Tarih ve tabiat. 5 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, özellikle erken dönem Osmanlı’nın izlerini bünyesinde taşıyan, kurucu başkent Bursa. Her sokağında, caddesinde bu özelliği görmek mümkün” dedi.
“Zengin bir geleneğimiz var”
Manifestolarının ‘geçmişi ihya, bugünü imar, yarını inşa’ olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, şehirleri, medeniyetlerin aynası olarak telakki etmek gerektiğini belirtti. Bursa’nın ne kadar değişirse değişsin ilk kuruluş devrinin rengini, kokusunu, havasını ve manzarasını sokaklarında hâlâ saklayan bir Türk şehri olduğunu ifade eden Başkan Aktaş, “Gizli hazineleri görünür kılmak, yıpranan yapıları tamir etmek, yıkılanları tekrar ayağa kaldırmak, geleneklerimize sahip çıkmak, adetlerimizi devam ettirmek bizim asli vazifemizdir. Bursa, bütün özelliklerinin yanı sıra bir UNESCO şehridir. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk resmi başkentinde, Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Ayrıca İznik şuan aday listesinde. 2024 yılında Bakanlığımız tek aday olarak İznik’i gösterdi. Allah’ın izniyle bunun da geçeceğine inanıyoruz. İznik için ciddi bir mesai harcadık. UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı programında yer almanın, şehirlerin geleceğinin şekillendirilmesine olumlu katkıları bulunuyor. Ağdaki şehirler, tarihi ve kültürel geçmişleri ile çeşitli kültürel aktörlerini bir arada bulunduran, dinamik yapılarıyla yaratıcılığın yeni boyutlarını keşfeden ve üreten, kendi yeteneklerini yönlendirecekleri alanlara hâkim olan ve 21. yüzyılın mevcut sorunlarına kültürel potansiyelle cevap veren şehirlerdir. Peki, neden ‘zanaat ve halk sanatları?’ Bizim zanaat ve halk sanatları alanında zengin bir geleneğimiz var. Karagöz gölge oyunu, tahta kaşık yapımı, örme çorap yapımı, köfüncülük, saraçlık, bıçakçılık, çömlekçilik, çarıkçılık, kasnakçılık, hasırcılık, yorgancılık, iğne oyası, yatık/matara yapımı, kündekârî sanatı, süpürgecilik, fıçıcılık, alem sanatı, takunyacılık, dokumacılık Bursa’da yaşayan ve yaşatılmaya çalışılan en önemli zanaat ve halk sanatları örnekleridir. Ve tabii Bursa ipeği ile İznik çinisi” diye konuştu.
Çini Mükemmeliyet Merkezi
Desen, biçim, kompozisyon ve kullanılan teknik bakımından özellikle 15. ve 16. yüzyılların zirvesinde olan İznik çinisinin, hem yansıttığı kültürel birikim hem estetik kaygılar ile tarihin her döneminde el üstünde tutulan bir sanat olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Bu noktadan hareketle biz de 2021 yılında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na özellikle ipek, çini ve bıçakçılıkla dâhil olduk. Ayrıca 2022 yılında UNESCO Öğrenen Şehirler Ağı’na da dâhil olarak bir UNESCO şehri olma özelliğimizi taçlandırdık. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı süreci 29 Aralık 2020 tarihinde şehrin dinamiklerinin bir araya geldiği bir toplantıda Bursa’nın yaratıcı Şehirler Ağı’na zanaat ve halk sanatları başlığı ile başvurması kararıyla başladı. Bu süreçte; kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, STK’lar, akademisyenler, fahri konsoloslar, zanaatkârlar, sanatçılar, meclis üyeleri ve ilgili herkesin görüşlerini aldık. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı çalışmaları kapsamında hedeflerimiz arasında çini mükemmeliyet merkezi kurmak, geleneksel el sanatlarını vatandaşlar arasında yaygınlaştırarak farkındalık oluşturmak, yeni nesillerin katılımını teşvik etmek için Bursa ipek ve çini günleri düzenlemek var. Yeni nesil yazılım, uzay, havacılık konuşuyor. Yeni nesillerin bu konulara ilgisiz olduğunu düşünsek de tüm şehirlerin gücü olduğuna inanıyorum. Çok gelişmiş ülkelerin bu konulara ne kadar ilgi gösterdiklerini görüyoruz” dedi.
700 yıllık Bursa bıçakları
Bugüne kadar çini, ipek ve bıçak alanında birçok çalışma gerçekleştirdiklerini anlatan Başkan Aktaş, Bursa'da turizmin teşvik edilmesi ve her yıl bir değerin daha fazla ön plana çıkartılması hedefiyle 2021 senesini ‘Hanlar Bölgesi ve İpek Yılı’ ilan ettiklerini söyledi. Çini, ipek ve bıçak başta olmak üzere şehrin kültürel ve turistik değerlerinin hediyelik eşya endüstrisine kazandırılmasını, şehri kurumsal manada temsil eden hediyelik eşyaların tasarlanmasını ve üretilmesini hedefleyen ‘Uluslararası Hediyelik Eşya Tasarım Yarışması’nı 2022 yılında düzenlediklerini anlatan Başkan Aktaş, “İpek, çini ve bıçak üretimi konusunda Türkiye, Avrupa ve Asya’nın birçok şehrinde festivallere katıldık ve çalıştaylar düzenledik. Haziran 2023’te Bursa Bıçak Festivali düzenledik. Bıçak ve demir işlemeciliğinin de başkenti olan Bursa’mızın 700 yıllık geçmişe sahip bıçaklarını gün yüzüne çıkarttık. ‘3. Uluslararası Kozadan Kumaşa İpek Festivali’ni 2022 Eylül ayında, ‘3. Uluslararası İpek İğne Oyası Festivali”ni 2023 Mayıs ayında Bursalılarla buluşturduk. Bizim Bursa Sanat ve Meslek Edindirme Kursları BUSMEK’imiz var. Aslında bir halk üniversitesi. Binlerce insan BUSMEK çatışı altında 26 ayrı kurs merkezinde farklı branşlarda eğitim görüyor. Özellikle bu zanaatları yaşattığımız bir organizasyondur” diye konuştu.
Özgün tasarımlar yapmalıyız
Panelin sonunda değerlendirmelerde de bulunan Başkan Aktaş, gençlerin el zanaatlarına tekrar yönelmesi için anne ve babalara büyük sorumluluk düştüğünü söyledi. Masa başı iş veya devlet kurumlarına girme düşüncesinden öncelikle ailelerin kurtulması gerektiğini anlatan Başkan Aktaş, “Yapılan çalışmaları da tasarım ve markalaşmayla desteklemeliyiz. Çalışmaları ekonomik bir değere dönüştüremezseniz hiçbir değeri yok. Birkaç sene devam eden bir hobiden öteye geçmez ve kaybolur gider. Meslekler o zaman gerçek manada kaybolur. Bizim ülke olarak ihracatımız 270 milyar dolar. Bizim nüfusa eşit olan Almanya’nın ihracatı 1.5 trilyon avro. Hacim olarak bizim 6-7 katımız ihracat yapmıyorlar. Veya bizim ihracatımızı arttırmak için miktarı 6-7 kat arttırmamız mı gerekiyor? Bana göre katma değeri arttırmalıyız. Özgün tasarımlar yapmalıyız. Bu geleneği güncelle destekleyerek bir yerlere taşımalıyız. Zirvenin hayırlı olmasını diliyorum. Ev sahipliği için Kütahya Valisi Musa Işın’a ve Kütahya Belediye Başkanı Alim Işık’a teşekkür ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Başkan Aktaş ve beraberindekiler ‘Hamza Üstünkaya’ya ait eserlerin yer aldığı sergiyi gezdi. Program, sektör temsilcileriyle B2B görüşmeleriyle devam etti.