Bel kireçlenmesi yaşam kalitesini düşürüyor

Birçok kişi, en küçük bir harekette bile belinin acıdığını, ağrıdığını, şiştiğini ve hatta belinden sesler geldiğini söyler. Bazı insanlar bunu abartılı bulsa da bel kireçlenmesi şikayeti yaşayan kişiler için bu semptomlar günlük yaşamın bir parçası gibidir. Ancak bu durum zamanla kişinin yaşamını büyük oranda etkileyerek günlük hareketleri dahi yapamaz hale getirebilir. Avrasya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Şenay Şıldır, bel kireçlenmesi ile ilgili önemli bilgiler veriyor.

Genetik faktör büyük etken

Eklemlerin fazlasıyla aşınması ve yıpranmasıyla yapılarının bozulması ve deforme olmasıyla ortaya çıkan sağlık problemine kireçlenme denir. Eklemlerde en sık görülen kronik rahatsızlıkların başında gelen bel kireçlenmesi, genel olarak genetik sebeplerle ortaya çıkar. Bunun yanı sıra,  ağır yük taşımak gibi fiziksel hareketlerde bulunan insanlarda da çok sık rastlanılmaktadır. 

Belirtiler sinsice ilerleyerek, ağır şikayetlere dönüşebilir…

Kireçlenmenin belirtileri rahatsızlığın şiddetine göre farklılık göstermektedir. Ancak en sık rastlanılan şikayetler ağrı ve sertliktir. Özellikle de uzun süreli hareketlerden sonra eklemlerde şişlik görülebilir. Bel kireçlenmesine en sık görülen belirtiler;

  • Hareket ettikçe azalan eklem sertliği,
  • Hareketlerde kısıtlılık,
  • Bir eklemin bükülmesi halinde gelen çıtırtı sesi,
  • Hareket sonrasında fazlalaşan ağrı,
  • Eklem etrafında hafif derecede şişlik,
  • Parmaklarda şişme, hassasiyet, kızarıklık,
  • Ayak bileklerinde şişlik ve ağrı,
  • Ayak parmaklarında şişlik,
  • Kasık ve uyluk bölgesinde şişlik,
  • Dizlerin hareket etmesiyle gelen gıcırdama sesi.

Kimler risk grubu altında yer alıyor?

Bel kireçlenmesini ortaya çıkaran birçok faktör olmakla birlikte bazı risk faktörleri hastalık üzerinde belirleyici bir rol üstlenir. Bu etkenleri şu şekilde özetlemek mümkündür;

  • İlerleyen yaş,
  • Kadın olmak,
  • Obezite,
  • Eklemlerin aşırı kullanımı,
  • Daha önce yaşanan eklem yaralanmaları,
  • Eklemlerde tekrarlayıcı zorlamalara neden olan meslekler,
  • Genetik yatkınlık,
  • Doğuştan eklem hastalığı olan kişiler,
  • Zayıf uyluk kasları.

Kireçlenmeyi tetikleyen belirli durumlar var…

Eklemlerde kemiğin her ucunu kaplayan oldukça sağlam olan bir materyal bulunur. Kıkırdak olarak adlandırılan bu materyal, eklem hareketi için kaygan ve yumuşak bir ortam ve zemin yaratır. Bir nevi kemikler arası yastık görevi görür. Kireçlenmenin olduğu durumlarda ise kıkırdak dokusu aşırı aşındığından bozulur. Aşınma yıpranmaya, yıpranma ise ağrılara yol açar. Bu durum zamanla eklemlerde şişmeye, hareketlerde zorlanmaya, kemiklerin parçalanmasına ve eklem faresi olarak bilinen eklem içinde kemik parçası birikmesine neden olur. Kemik parçaları küçüldükçe birikmeye başlar ve vücutta iltihap meydana gelebilir. Bu durum kireçlenme sürecini daha da zorlaştırır.

Bel kireçlenmesi nasıl teşhis edilir?

Bel kireçlenmesinin teşhis edilebilmesi için öncelikle branş hekimi tarafından yapılacak fiziki muayene yapılması gerekmektedir. Kesin tanı içinse radyolojik görüntüleme tercih edilebilir. Bu kapsamda düz tomografi veya MR’ın yanı sıra kan tahlili ve eklem sıvısı analizi de yapılabilir. Bazı hastalara kesin teşhis için EMG’de yapılabilir.

Uygun tedavi ile ağrıları kontrol altına alabilirsiniz

Bel kireçlenmesinin tedavisi daha çok şikayetleri kontrol altına almak, hastanın yaşam kalitesini yükseltmek ve eklem hareketliliğini arttırmak üzerine kurulmuştur. İlk aşamada fizik tedavi ile kişideki belirtilerin hafifletilmesi sağlanabilir. Eklemlerdeki iltihabın giderilmesi için ilaç tedavisi uygulanabilir. Aynı zamanda bel enjeksiyonları ve daha ileri hastalarda ameliyat gibi seçeneklere başvurulabilir.

İLGİLİ HABERLER