Prof. Dr. Emel Canbay: "Psödomiksoma peritonei hastalığında tedavi gecikirse hastalığının kontrolü de güçleşebilir"

Prof. Dr. Emel Canbay, halk arasında jelli tümör olarak da bilinen psödomiksoma peritonei (PMP) hastalığının sinsi büyüdüğünü belirterek, "Tedavide gecikme olduğunda psödomiksoma peritonei hastalığının kontrolü de güçleşebilir. Her hasta apandisit her yumurtalık kisti ameliyatı öncesi ve sonrası iyi değerlendirilmelidir." dedi.



Halk arasında jelli tümör olarak da bilinen psödomiksoma peritonei (PMP) hastalığının genellikle tedavisi geç kalındığı için insan sağlığını tehdit ediyor. psödomiksoma peritonei hastalığı hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Emel Canbay, "Psödomiksoma peritonei, apandisit ya da yumurtalık kisti zannedilerek ameliyata alınır. Ameliyatı esnasında alınan apandiks ya da yumurtalığın patolojik incelemesi ile psödomiksoma peritonei tanısı konulur. Dolayısıyla, apandisit patlayıp alındıktan ya da yumurtalık ameliyatından sonra zaman içerisinde karın içinde litrelerce jelimsi sıvı birikir. Bu sıvıya çoğunlukla ’asit’ denilebilir. Ameliyat olmadan da apandisit ya da yumurtalık kistinden karın içinde psödomiksoma peritonei birikebilir." dedi.



"Psödomiksoma peritonei tanısı gecikince tedavisi de gecikir"

Psödomiksoma peritonei’nin sinsi büyüdüğünü ve tanısı gecikebileceğini belirten Prof. Dr. Canbay, "Psödomiksoma peritonei tanısı gecikince tedavisi de gecikir. Ne kadar erken fark edilirse birinci ameliyat esnasında uygulanan ek tedavilerle tamamen tedavi edilebilir. Bu hastalığın tedavisi ameliyat ve karın içine uygulanan sıcak kemoterapidir. Tedavide gecikme olduğunda psödomiksoma peritonei hastalığının kontrolü de güçleşebilir. Her hasta apandisit her yumurtalık kisti ameliyatı öncesi ve sonrası iyi değerlendirilmelidir." şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Canbay, ’psödomiksoma peritonei’nin belirtilerini şöyle açıkladı: "İştahsızlık, kilo kaybı ve bununla birlikte özellikle karın bölgesinde artan şişkinlik, kolların ve bacakların ve yüzün zayıflamasına rağmen karın bölgesinde yükü nedeniyle kilo alındığının zannedilmesi, etek belinin kapanmaması ya da pantolon belinin kapanamaması gibi belirtileri olabilir."

Bu hastalığın teşhisinin patoloji ile konulduğunu bildiren Prof. Dr. Emel Canbay, "Ameliyat esnasında cerrahi işlem esnasında apandisit ya da yumurtalıktan psödomiksoma peritonei çıkabileceği hatırda tutulmalıdır. Böyle bir durumda ikinci bir ameliyat bakısı ve ikinci bir ameliyat gerekebilir. Psödomiksoma peritonei tanısı tekrarlayan ameliyat gerektirebilen bir hastalık olduğu hatırda tutulması gereken bir durumdur. Tanı ilk ameliyattan önce konulabilirse ve hastalık çok yayılmamışsa bir ameliyat esnasında eklenilen sıcak kemoterapi ile tamamen de tedavi edilebilir." ifadelerini kullandı.



Prof. Dr. Canbay, tedavide gecikmelere neden olan faktörleri ise şöyle açıkladı:

"Apandisit ya da yumurtalık kisti zannedilmesi

Karın içinde sıvı biriktiği için acil olarak ameliyata girip boşaltılmaya çalışılması

Sıcak kemoterapinin ameliyat esnasında makine bağlanılması sanılması

Hastanın ilk ameliyat sonrası tekrar tamamlayıcı ameliyata sıcak bakamaması

İlk ameliyatın mali yükünün üstüne ikinci maliyeti yükleyen hem süre hem işlem olarak maddi ve manevi ve bedenen yükün artmasının hasta ve yakınları tarafından kaldırılamayacak büyüklükte olması".



Psödomiksoma Peritonei hastalığının tamamen ciddiye alınması gereken ve tama yakın tedavi edilebildiği bilinmesi gereken bir hastalık olduğunu yineleyen Prof. Dr. Canbay, "Bu hastalık, hemen her zaman apandisit ya da yumurtalık kisti diye açılan ve ameliyat edilen bir hastalıktır ve ilk tedavisi sonrası kaybedilen zaman ve efor, tedaviyi geciktirir ve başarı şansını azaltır. Bazen de bu hastalığın tedavisindeki gecikme geri dönüşümsüz zarara yol açmaktadır." dedi.
İLGİLİ HABERLER