Birleşik Krallık’ta 2030’a kadar 11 milyon elektrikli aracın geleceği tahmin ediliyor

Birleşik Krallıkta 230 yılına kadar 11 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar mevcut şebekenin bu elektrik giderini karşılamakta zorlanacağını belirtirken, Birleşik Krallık elektrik sistemlerini değiştirecek olması, şüphe götürmez bir gerçek olduğu gözleniyor. Bir zamanlar yalnızca Musk’ın yakın çevresinin sahip olabileceği bir lüks olarak görülmelerine rağmen, elektrikli taşıtlar son zamanlarda ilgi odağı olmaya başladı. National Grid Plc’nin yakın zamanda yayınladığı bir raporunda, hükümetin benzin ve dizelle çalışan taşıtları yasaklama tarihinin 10 yıl öncesine, yani 2030 yılına kadar, Birleşik Krallık kara yollarında yaklaşık 11 milyon elektrikli aracın ( bulunacağı tahmin ediliyor. Şu anda, Birleşik Krallık Sürücü ve Araç Lisansı Ajansı’na göre yollarda yaklaşık 37 milyon taşıt bulunuyor. Bu da, eğer her şey planlandığı gibi giderse, sürücülerin yaklaşık üçte birinin önümüzdeki 10 yıl içinde bir elektrikli araç modeline geçiş yapacağı tahmin ediliyor. Bu hızlı değişim, çoğunlukla müşteri tercihleri, gelişmiş ve gelişmekte olan akıllı teknolojiler ve büyük hükümet desteğinden kaynaklanıyor. Şebekedeki elektrifikasyon Eaton EMEA Dağıtılmış Enerji Yönetimi Birim Yöneticisi Louis Shaffer’ın kaleme kaldığı makaleye göre; çok sayıdaki elektrikli aracın, Birleşik Krallık elektrik sistemlerini değiştirecek olması, şüphe götürmez bir gerçek olduğu gözlenirken, bu araçların kullanımının yaygınlaşması elektrik talebini inanılmaz derecede arttıracağı görülüyor. Bu da elektrik fiyatlarını, elektrik üretimi teknolojisini ve karbon emisyonlarını kaçınılmaz olarak etkileyecek. Elektrifikasyonun şebeke üzerindeki uzun dönem etkileri hem yayılmanın hızına, hem de şarj etmenin ‘akıllı’ veya ‘yetersiz’ olarak sınıflandırılmasına bağlı olacak. Pek çok durumda, elektrikli araç (EV) sürücüleri taşıtlarını gün içerisinde, iş saatleri esnasında veya iş yerinden eve dönerken şarj etme eğiliminde. Bu da pik şarj döneminin, pik talebiyle (gün içinde talebin en yoğun olduğu dönemle) kesiştiği anlamına geliyor. Bunun sonucunda, daha fazla güç üretimi kapasitesi ihtiyacına ve güç şebekesine yatırım yapılmasına yol açan güç sistemi sorunları ortaya çıkacak. Diğer yandan, BNEF’in geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir raporda, şarj etme süresinin enerji sistemi üzerinde yaptığı önemli, finansal ve çevresel etkilerin kapsamı ana hatlarıyla açıklanıyor. Eğer müşteriler, daha düşük maliyetlerden harekete geçerek, güce daha düşük talebin olduğu (gece yarısı gibi) zamanlarda veya arz fazlası (güneş gücünün yüksek olduğu zaman) esnasında taşıtlarını şarj etmek isterlerse, pik güç üretimi ihtiyacı büyük oranda azalacak. Bu da, pik süresi dışında, mevcut kapasitenin daha iyi kullanılmasını ve bir üst modele güncelleme ihtiyacını azaltacak. Britanya’nın enerji regülatörü Ofgen, tüketicilerin pik süreleri dışındaki zamanlarda taşıtlarını şarj etmelerini teşvik edebilme ümidiyle kendi eylem çağrısını yayınladı. Şarj altyapısındaki değişiklikler Yüksek seviyede akıllı EV kullanımına ulaşmak için, yeterli sayıda şarj noktasının bulunmasına ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Altyapının doğası lokasyona göre değişkenlik göstereceği için, en önemli alanlardan bir tanesi ticari ve endüstriyel iş sahaları (C&I) olacak. Bunun sebebi, şu anki durumuyla, evlerin yüzde 40’ının özel park yerine sahip olmaması ve bir taşıtın, iş yerlerine ait veya kamuya açık park yerlerinde bekleyerek, kullanıldığı sürenin yarısından fazlasını evden uzakta geçirmesi olacağı belirtiliyor. Bu durumda filo kamyonetleri, iş yeri şarj cihazları, kamuya açık park alanları ve (taşıt) servis istasyonları adı altında dört ana ticari şarj uygulaması görüleceği kaydedildi. EV’nin piyasaya sunumunun getireceği kârlılık Genelde, EV’lerin piyasaya sunumunun C&I iş sahaları şarj altyapısı için 6 milyar sterline varan ciddi bir yatırım fırsatı oluşturabileceği açıklandı. Eldeki veriler, EV’lerin taşımacılık anlamında üstün bir alternatif olacağı ve OEM’lerin ve tüketicilerin önemli bir talep oluşturmak için gerekenleri yapacakları fikrini destekliyor. Şu anda, altyapıyı iyileştirecek ve şebeke üzerindeki yükü hafifletecek çözümlere önemli yatırımlar yapmak hükümetin ve ticari liderlerin elinde olduğu belirtiliyor.
İLGİLİ HABERLER