Cambridge eğitimli, siyaset bilimci, stratejist yazar Esen Ermiş Ertürk ile küresel ekonominin geleceğini konuştuk.Dünya çapında önemli kuruluşların araştırmalarını analiz eden ve uluslararası önemli çalışmalara davet edilen Esen hanım flaş bir manşet atarak söze başladı.
“Wınter ıs not comıng;wınter has come! Yani kış geliyor değil kış batı ekonomisi için çoktan geldi.”Batı'nın, dünyanın en büyük petrol, gaz ve metal ihracatçılarından biri olan Rusya'ya başlattığı ambargolar , emtia piyasalarını vurdu ve dünya çapında tüm ekonomiler için enflasyon sürecini başlattı.
Rusya Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa Birliği'nin Rusya'dan ham petrol ithalatını yasaklaması halinde petrol fiyatlarının varil başına 300 doların üzerine çıkabileceğini söyledi. Brent Pazartesi günü 139 doları gördü ve 2008'den bu yana en yüksek seviyesini gördü.Bir dipnot Avrupa yılda yaklaşık 500 milyon ton petrol tüketiyor ve Rusya bunun yaklaşık %30'unu yani 150 milyon tonunu ve ayrıca 80 milyon ton petrokimyayı tedarik ediyor.
Gelelim FED ve para piyasalarında olan bştene. Dünyanın Fed'in sıkılaştırmasının etkisini görmezden gelebilmesinin nedeni, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası'nın şu an için düşük faiz oranlarında tkalmakta kararlı olmalarıdır. Yani hala dünya çapında bir çok ucuz para dolaşımda ve park edecek ülke arayışında.
DÜNYA ÇAPINDA GENÇLERİN FİNANSAL GELECEĞİ İÇİN BİR ANKET YAPILDI SONUÇLAR MORAL BOZUCU!
Pew Araştırma Merkezi'nin bu baharda yaptığı bir ankete göre, 19 ülkedeki yetişkinlerin %70'i, ülkelerindeki çocukların finansal olarak nasıl geçinecekleri sorulduğunda, ebeveynlerinden daha kötü durumda olacaklarını söylüyor.
Anket yapılan 19 ülkenin tamamında, ülkelerinin mevcut ekonomik koşullarına olumsuz bakan kişilerin, ülkelerindeki çocukların gelecekte daha kötü durumda olacağına inanma olasılıkları çok daha yüksek. Örneğin Polonya'da ülkenin mevcut ekonomik durumuna olumsuz bakanların %63'ü çocukların gelecekte daha kötü durumda olacağına inanıyor. Ülkenin mevcut ekonomik durumunu iyi olarak gören Polonyalı yetişkinler arasında ise bunun aksine, sadece %19'u bu görüşü paylaşıyor. Farkın 19 ülkenin en küçüğü olduğu Japonya'da bile fark 17 puan.
Bununla birlikte, ülkelerinin mevcut ekonomisine olumlu bakanlar arasında bile, birçoğu gelecek neslin mali beklentileri konusunda karamsar.
Dünya’nın tüm seçkin üniversitelerinin ekonomistleri ve sosyologları ve hatta dünya siyasetine yön veren düşünce kuruluşları şu anda şunu tartışıyor ; “Küreselleşme paradigması zayıflıyorsa, sonunda onun yerini ne alabilir? ”Ben olabildiğince lokal ve üretim odaklı, her ülkenin sahip olduğu kapasiteleri en üst seviyeye çıkarıp kendine yeteceği eko-politik modellerin öne çıkacağını düşünüyorum.Dünya barışının sağlanması ekonomi düzelmezse çok zor çünkü bu bir sarmal hep dediğim gibi pasta küçüldükçe, tabak azalmıyor aksine kavga artıyor.