24 TV ve 360 TV ortak yayınında gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'da gerçekleştirilecek halk oylaması anketlerine ilişkin, “Şu anda bir oran zikretmeyeyim. Ama açık ara diyebilirim ve bu açık ara gidiş daha da artarak devam edecek, bu onu gösteriyor. Bizim meselemiz şu anda öyle bir oran çıkmalı ki, bu bir defa bu ülkenin hizmetinde olan bütün insanlara öz güven kazandırmalı” dedi.
ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV ve 360 TV televizyon kanalları ile Alem FM radyosunun ortak yayınına konuk oldu. Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nde gerçekleştirilen ve canlı olarak ekrana gelen yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek ve 24 TV programcıları Ersoy Dede ile Hikmet Genç’in sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet Platformu” tarafından düzenlenen "İstanbul Buluşması"nın önceki mitingler gibi tüm coşkusuyla gerçekleştirildiğini, tüm İstanbul'un orada olduğunu, gerek Başbakan Binali Yıldırım, gerekse kendisinin mitingden çok mutlu ve memnun ayrıldığını anlattı.
“MEYDANLARDAKİ HAVAYI ÇOK OLUMLU BULUYORUM”
Meydanların dilini bildiğini, bugüne kadar birçok büyük şehri dolaştığını, tüm bu büyükşehirlerde de aynı heyecanı ve coşkuyu gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta gideceği bazı büyük şehirler olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Doğrusu ben meydanlarda şu andaki havayı çok çok olumlu buluyorum ve 'evet'e olan muhabbet, her an artarak devam ediyor. Bütün yalanlar ortaya döküldükçe tabii ki 'evet'e olan muhabbet de artıyor ve bu son ana kadar devam edecek diye inanıyorum."
"Şu anda bir oran zikretmeyeyim. Ama açık ara diyebilirim ve bu açık ara gidiş daha da artarak devam edecek, bu onu gösteriyor. Bizim meselemiz şu anda öyle bir oran çıkmalı ki, bu bir defa bu ülkenin hizmetinde olan bütün insanlara öz güven kazandırmalı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "İstikrar ve güven noktasında artık bu ülkede biiznillah terör olmaz. Bu ülkede artık yatırımlar en ufak bir sekteye uğramaz. Çünkü iş adamının, girişimcinin, yatırımcının ülkeye bakışı nedir? Bu ülkede bir defa terör var mı? Çünkü ben sadece Batı'yı istemiyorum. Orta Anadolu'yu istemiyorum. İstiyorum ki Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu... Buralarda da yatırımlar aynen Batı gibi, Orta Anadolu gibi, Akdeniz gibi, buralarda da devam etsin. Yani ülkemizin dört bir yanında yatırımlarda bir sıçrama dönemine ulaşalım."
“KILIÇDAROĞLU’NUN PARTİSİNİN MAZİSİNDEN HABERİ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Trabzon'da yaptığı konuşmanın hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti: "Şimdi önce tabii Genel Başkanı olduğu siyasi partinin, her zaman övündüğü, kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in olduğu partinin bir defa mazisinden haberi yok. Sürece baktığımız zaman şöyle geçmişten bu yana, aklımda kaldığı kadarıyla da 1960'a kadar zaten bu böyleydi. Ama benim için en önemlisi şu, Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanıyken, aynı zamanda cumhurbaşkanı değil miydi? Öyleydi. Hatta yakasında cumhurbaşkanının, malum altı okuyla hitabeleri vardır. Hep bize o nutuklarında vesaire onunla beraber izletirler. Gelelim İnönü'ye. İsmet İnönü genel başkanken aynı zamanda cumhurbaşkanı değil miydi? Aynı zamanda cumhurbaşkanıydı. Ey Kılıçdaroğlu, ya sen önce mensubu bulunduğun, genel başkanı olduğun partinin kurucusu veya daha sonra müdavimi olan genel başkanların nasıl cumhurbaşkanı olduğundan haberin yok. Önce bunu bir öğren ve milleti aldatma, millete yalan söyleme. Bu 1960'a kadar da böyle geldi. Dünyada başkanların özellikle partilerin de genel başkanı olması doğal hakkıdır. Bu Amerika'da böyledir. Rusya'da böyledir.”
“İZMİR’E 42 KATRİLYON YATIRIMIMIZ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok fazla yatırım yapıldığına, hâlâ da yapılmaya devam edildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yatırımları yaparken 'buradan sadece AK Partililer geçer' diye bir hüküm koyuyor muyuz? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. 'Buradan sadece AK Partililer geçer' diye oraya bir şey mi koyduk? Tüm millet, tüm insanlık buradan istifade eder. Marmaray... Ya buradan hepsi geçiyor mu? Bütün vatandaşlarımız geçiyor mu? Avrasya Tüneli'nden hepsi geçiyor mu? Osmangazi'den benim bütün halkım geçiyor mu? İzmir... düşünün, İzmir'de biz birinci parti olmadık hiçbir zaman ve biz İzmir'de birinci parti değiliz diye İzmir'e hizmette hiçbir zaman kusur etmedik. Belediyenin yapması gerekenleri de yaptık. 42 katrilyon bizim İzmir'e yatırımımız var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine yönelik eleştirileriyle ilgili bir soruya şu cevabı verdi: "Maalesef, şimdi biz anlatıyoruz, o anlamamakta direniyor. Biz zaten bu kavga olmasın diye bu birleştirmeyi yapıyoruz. Şu anda buradan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçtiğimizde ne olacak? Çift başlılık veya çok başlılık olamayacak. Bu ortadan kalkıyor. Fakat çok daha çirkin bir şey söylüyor; Mesela 50 tane, 100 tane, 500 tane, hatta daha da ileri gitti, 'bin 500 tane yardımcı atayabilir' diyor. Gerçekten akıl almaz bir şey. Bir insan bunu nasıl söyler?"
“YALANLA BU ÜLKEDE İKTİDAR OLAMAZSIN, MİLLETİ ALDATAMAZSIN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O kabine, koalisyonlarda koltuk pazarlığı için de kullanıldı değil mi?" sorusuna karşılık şunları kaydetti: "Kullanıldı tabii... O meşhur Güneş Motel hikâyeleri var biliyorsunuz. O hikâyeler çok çok hakikaten can acıtıcı şeyler. Bu ülke neler çekti, ne bedeller ödedi. Biz diyoruz ki bunları artık bir kenara bırakalım. Fakat yalanla bu ülkede iktidar olamazsın, milleti aldatamazsın. Dürüst ol. Dürüst ol da hiç olmazsa desinler ki hakikaten bu adamda bir şeyler var. Seni biz bir defa diyelim ki bizim jenerasyon veya bize yakın jenerasyon, SSK genel müdürlüğünden tanırız. SSK Genel Müdürlüğünde o hastanelerin hâlini özellikle de rahmetli Savaş Ay'ın programından tanırım. Ne rezillikti. Biz kuyruklarda inim inim inletildik."
Kılıçdaroğlu'nun, SSK Genel Müdürü olduğu dönemlere ilişkin görüntülerin yayınlanacağının söylenmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son güne kadar bunların yayınlanması lazım. Millet görsün, tanısın. Eğer biz bu türleri halkımıza tanıtmazsak, hele hele genç jenerasyon bilmiyor. O günleri bilmiyor, yaşamadılar. Yani o ilaçsızlığı, o hijyen şartlarının, koşullarının olmadığı hastaneleri tanımıyor. Zannediyorlar ki bu günkü hastaneler nasılsa, bu gün ilaçlarımızı nasıl alıyorsak, nasıl istediğimiz hastaneye gidiyorsak, Kılıçdaroğlu'nun zamanında da öyle gidiyorduk zannediyorlar. Bunu izlesinler" diye konuştu.
“EĞİTİMDE MÜFREDAT İÇERİĞİNİ İYİ BİR NOKTAYA GETİRMEMİZ LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece sağlıkta değil, eğitimde de çok büyük değişim ve dönüşümler yaptıklarını ifade ederek, şu anda müfredat içeriğiyle uğraştıklarını aktardı.
Eğitimi birinci sıraya aldıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Millî bütçeden birinci sırada istifade eğitimdedir. Fakat müfredat içeriğini iyi bir noktaya getirmemiz lazım ve bundan sonra da yetişecek yavrularımız, biz diyelim 70 kişilik sınıflarda okuduk ama 80, 90, 100,120 kişilik sınıflarda okuyanlar da vardı. Şimdi 'Azami 30 olacak.' diyoruz. Şu anda 30'un altında sınıflar var. Buraya geldik. Buraya durup dururken gelmedik ki. Bütün fiziki mekânlar, öğretmen açıkları, şu anda bunları peyderpey kapatıyoruz. Ciddi manada öğretmen alımı yapıyoruz. Ama öğretmende de kaliteyi artırmamız lazım. Bunu başardığımız andan itibaren, yatırımı çünkü insana yapmak durumundayız. İnsana yaptığımız yatırım en bereketli, en verimli yatırımdır ve Türkiye bu yatırımıyla beraber inşallah sıçramasını da yapacak. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne de çıkacak. Fakat Kılıçdaroğlu bunları anlamaz."
TUNCAY ÖZKAN'IN SÖZLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın, Trabzon'un Maçka ilçesindeki programı sırasında söylediği sözlerin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti: "Artık bunların sonunun geldiğinin alametidir. Benim de söyleyecek sözüm var da... Ama bu vatanın bir polisine sen 'it' diyemezsin. O görevini yapıyor. O bir trafik polisidir büyük ihtimalle. Ona göre orada bir düzen kuruyor. Buna böyle dediğin zaman tabii ki bu millet sana gereğini yapar. Bunlar bu halkın dilini yakalayamadılar. Öbürü ise zaten menşei, memba itibarıyla maalesef buraya gelişi farklı. O da şimdi mesela 'Denize dökeceğiz.' derken kim adına bunu söylüyorsun? Genel başkanın adına mı bunu söylüyorsun? Sana böyle bir yetki mi verdi? Ne adına söylüyorsun? Ama ben ne dedim 'Biz denize dökmeyeceğiz. Biz bunlar için özel bir demokrasi müzesi yapacağız. Bunları güzel objeler olarak orada değerlendireceğiz.' dedim. Bizim atalarımızın malum 'Kem söz sahibine aittir.' derler. Şu anda sosyal medya patlıyor. Bu gün İstanbul'u göstererek ne diyorlar? İşte buradayız. Buyur dök. Yarın İzmir'deyiz, hadi. Yani ta Samsun'dan girip böyle Amasya, Sivas falan gelmene gerek yok. Oradayız buyur gel orada yapalım. Bunlar gerçekten şu anda çizgiyi sapıttılar."
“BİZ GENÇLİĞİMİZE İNANIYORUZ, GÜVENİYORUZ”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, "Milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi ve Ankara'daki bazı beylerin çocuklarının milletvekili yapılacağı" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim 25-30 yaş arası seçilen arkadaşlarımızın birçoğunu biz ekranlara çıkarttık. Bakıyorsunuz biri Konya'da, biri herhangi bir vilayetten esnaf çocuğu, böyle insanların çocukları. Yani kendi dünyasında ne var bilemiyorum" diye konuştu.
Bir insanın 18 yaşında akil baliğ olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Şimdi ise bakıyorsunuz medeni hukukta 18 yaş. Şimdi 18 yaşa cezai kurallar uyguluyor musun? Evlenme yaşı olarak onu koyuyor musun? Vesaire, vesaire... 18 yaş bir kırılma noktası değil mi? Bunları orada veriyorsun da seçmeyi veriyorsun, seçilmeye gelince vermiyorsun. Ya zor olan seçmektir, seçilmek değildir. Hatırlayın bir zamanlar bir siyasi bir şey söylemişti; 'Ben 4 ayaklı merkebi Taksim Meydanı'na koyarım, onu seçtiririm' demişti. Niye? Zor olan o değil. Zor olan seçmek, seçmek. Gelecek, hadi ideal olanı, uygun olanı seçecek. Madem ki 18 yaşa seçmeyi veriyorsun, seçilme hakkını da ver. İşte şimdi bunu kazanıyoruz. Biz diyoruz ki bizim gencimiz bu hakka sahip olmalı. Gençliğimize biz inanıyoruz, güveniyoruz. Siz de üstelik partimizin kurucusu diye iftihar ediyorsunuz. Gazi Mustafa Kemal de böyle söylüyor; 'Gençler, Cumhuriyeti size emanet ediyorum.' Bitti, daha bu konuda konuşma."
“HALKIMIZ KARARI NASIL VERİYORSA ÖPER BAŞIMIZA KOYARIZ”
Bu yeni süreç, 16 Nisan'da başladığı takdirde, bundan sonra artık halkın karar vereceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halka gidilecek. Halk inşallah Kasım 2009'dan sonra hem 2 sandıkta, bir tanesinde cumhurbaşkanını seçecek. Bir diğerinde de kimi seçecek? Parlamentoyu seçecek. İki sandık kuruluyor. Şimdi bundan rahatsız oluyorlar. Belki de şunu düşünüyorlar. Acaba oralarda bize sıra gelecek mi? Gelmeyecek mi? Bu endişeye kapılıyor olabilirler. 'Parlamentoda acaba bizim gücümüz, yerimiz ne olacak?' Bunu düşünüyor olabilirler. Bu bir ön kesme harekâtıdır. Fakat 16 Nisan'da benim halkım, 'Biz bu ülkenin asli organıyız, biz milletiz.' Gazi Mustafa Kemal'in de ifade ettiği gibi, 'Egemenlik kayıtsız şartsız, beşer planında halkındır, milletindir.' Halkımız kararı nasıl veriyorsa öper başımıza koyarız" ifadelerini kullandı.
“1-2 YIL İÇERİSİNDE GÜNEYDOĞU'YU FARKLI GÖRECEKSİNİZ”
Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devlet tanımadıklarını, güneydoğuda üniter yapıyı tehdit eden bazı adımlar, gayretler oluşturmaya çalışıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Biraz güç topladılar ya... Bazı güçler devşirmeye çalıştılar, orada havaya girdiler. 'Şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diye. Ne oldu? Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de, Bestler Deresi'nde, bütün Kandil'e varıncaya kadar, silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, hepsi burada, güvenlik korucularımız el ele verdiler. Oraları bunlara dar ettiler. Bitmedi, devam ediyor. Daha çok yapacağımız işler var. Fakat hepsinden öte yapılan bir iş var. Şu anda hükûmetimiz bölgede yoğun bir çalışmayla bütün o hendekler, çukurlar, evlerin altında kazılmış tüneller, oluşturulmuş şehirler, bunların hepsi yıkılmak suretiyle şimdi yeni şehirler oluşturuyoruz. İnşallah 1-2 yıl içerisinde Güneydoğu'ya gidildiği zaman Güneydoğu'yu farklı göreceksiniz."
Diyarbakır'a gittiğinde enteresan bir durumla karşılaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyarbakır'da basın mensuplarını şöyle gözlerimle taradım. Deneyimimiz var belli miktarda. Baktım ki ciddi bir manada yabancı gazeteciler var. Hepsi oralara sızmış. Çünkü Diyarbakır'ın en önemli tehdit unsurlarından birisi de onlar. Yalan, yanlış haberler yapıyorlar. Ama bu oyun da bozuluyor artık. Şimdi inşallah bir Sur İçi projelendirdik, o ihya edildi, ediliyor. Şimdi bir de şu var. Niye sadece Diyarbakır, 10 milyar turizmden çekmesin? Bak yatırımlara girmiyorum. Bacasız sanayi dediğimiz turizmden 10 milyar çeker. Çünkü tarih var orada. Bunu yapabiliriz, kültür var, inanç turizminin en önemli merkezlerinden birisi orası. Böyle bir destinasyon olamaz. Bunu bizim kullanmamız lazım. Ama ne oluyor? Millet korkuyor, uluslararası camia korkuyor. Ama şimdi kapılar açılacak inşallah" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/74668/cumhurbaskani-erdogan-24-tv-ve-360-tv-ortak-yayinina-katildi.html