'İlmin olmadığı yerde gürültü olur'

Sakarya Kültür Sanat Etkinlikleri ‘İslami Düşünce Atlası’ konulu panel ile devam etti. Üçer, “Bu atlası kendimizi yeniden anlama ve düşünmeye bir başlangıç olarak değerlendirebiliriz” derken; Fazlıoğlu, “Eğer hafızamız yoksa hatırlamıyorsak başkalarının bizi yönetmesine izin vermiş oluruz. İlmin olmadığı yerde gürültü olur” dedi. Altaş ise İslam Düşünce Atlası’nın hakkı yenmiş medeniyetlere bir itiraz olduğunu söyledi.
SAKARYA Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘İslami Düşünce Atlası’ adlı panel, Sakarya Üniversitesi Sebahattin Zaim Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. 4 yıllık bir çalışmanın ürünü olan ve 200 araştırmacının katkılarıyla hazırlanan İslam Düşünce Atlası, İbrahim Halil Üçer, İhsan Fazlıoğlu ve Eşref Altaş tarafından konuşuldu. Programdan öne çıkan ifadeler şu şekilde; Atlas bir başlangıç İbrahim Halil Üçer, “İslam düşünce atlası nedir? İslam düşünce atlası, kesintisiz içeriden bir bakışın eşlik ettiği bir düşünce, tarihi yazı olarak değerlendirilir. İslam düşünce atlasının iki bileşeni bulunuyor, Üç ciltlik bir kitap ve web sitesi. Bu atlasımız nasıl ortaya çıktı? İslam felsefesi dediğimizde felsefenin ana dili Arapça’dır. Geniş bir aralıktan bahsediyoruz. İslami felsefe tarihi ihmal edilmiş ve Türkçe yazılmıştır. Felsefeye tarih kitaplarında yer verilmiyor. Hafızasını yitiren bir millet, başkaları tarafından tanımlanmaya mahkûmdur. Medeniyetlere kimliklerini hafızaları verir. Bir bireyi hafızası inşa ederse nerede olduğunu bilir. Nasıl ki kişi hafızasını yitirirse, medeniyetlerde aynı şekilde derin bir kimlik sorgulaması ve ne olduklarını başkalarından öğrenmeye başlar. Bu atlası kendimizi yeniden anlama ve düşünmeye bir başlangıç olarak değerlendirebiliriz” dedi. Bir hafıza kazanımı İhsan Fazlıoğlu, “Bir insan benim dediğinde ne kastetmiş olur? İslam düşünce atlası, entelektüel kültür yapısı açısından ben kimim sorusunu cevaplıyor. İslam, zamansal ve mekânsal bir tecrübedir. İslam medeniyetini ‘benim’ kılabilmesi için tarihi bizim itikadımızın tecrübesidir. İslami düşünce atlası ‘benim’ diyebilmemizi mümkün kılan bir hafıza kazanımıdır. Hafızamızı tekrardan yerine getirmeyi amaçlıyor. Bizim yapmamız gereken bu sahte dinlere karşı kendi düşüncemizi yaratmaktır. Teorilere ve perspektiflere ihtiyacımız var. Bu atlas sayesinde sahte dinlerin zihnimizde yarattığı travmaları yeniden iade etmek, kendimizi yeniden yazmaya başlamak için bir araç olarak görüyorum. Eğer hafızamız yoksa hatırlamıyorsak başkalarının bizi yönetmesine izin vermiş oluruz. İslam düşünce atlası hafızamızı kontrol etmek için bir başlangıç olabilir. Bilindiği üzere ilmin olmadığı yerde gürültü olur. Herkes konuşur ama bir icraat yoktur.” Hakkı yenmiş medeniyetlere bir itiraz Eşref Altaş, “Hafızamızın daha çok yolu var gibi geliyor. Bu atlasımızın bize bir yol açacağına eminim. Bizim durumumuz dışarıdan hiçbir veri alamıyor. Sadece belli belirsiz bir yaşamsal standart sürdürüyoruz. İslam dünyasından problemlere karşı durumumuzun farkındayız. Peygamber efendimizin medeniyetlerini İslam düşünce atlasında bir nevi haykırıyor, burada yaşayan bir din var diyor, en önemli şey daha ölmediğimizi ifade ediyor. Duyularımızı açmamız gerektiğini, veriler aktarmaya başlamamız gerektiğini söylüyor. İslam düşünce atlası bu çağrılara karşı insanlara umut olduğunu ifade etmenin yoludur. İslam düşünce atlası hakkı yenmiş bir medeniyetlere itirazdır. İslam düşüncesi batılılar tarafından bir köprü olarak algılandı ama hiçbir zaman kendinde bir anlam ifade edecek şekilde kullanılmadı.”
İLGİLİ HABERLER