İLEM’in (İlmi Etüdler Derneği) yürütücülüğünde 2013 yılından beri düzenlenen Uluslararası İLEM Yaz Okulu’nun (International ILEM Summer School – IISS) yedincisi, çevrim içi ortamda gerçekleşen açılışla başladı. Programın açılışında, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak bir konuşma gerçekleştirdi.
Belirlenmiş bir gündem etrafında, bir hafta süreyle farklı coğrafyaların akademik birikimini ve bakış açılarını bir araya getiren ve entelektüel paylaşıma imkân sunan uluslararası ölçekteki bir çalışma olan İLEM’in yedinci programına, 20 ülkeden 45 akademisyen katıldı. Geçen yıl Ekim ayında ilan edilen çağrıya lisansüstü düzeydeki öğrencilerin ve akademisyenlerin başvurmasıyla düzenlenen ve konferans, dersler, konuşmalar ve atölyelerden oluşan programın ana teması “Modern Dünya’da Müslüman Kimliği” olarak belirlendi.
Programın açılışında; İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, International ILEM Summer School 7 Düzenleme Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Köroğlu, İlmi Etüdler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Abdulkadir Macit, İLKE İlim Kültür ve Eğitim Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, IGMG Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdulhalim İnam, Islamic Cooperation Youth Forum (ICYF) Başkanı Taha Ayhan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren konuşma yaptı. İLEM’in faaliyetleri hakkında değerlendirmelerde bulunulan açılış konuşmalarında, İLEM’in geçmiş yıllardaki etkinliklerine ve projelerine değinildi. Ayrıca modern dünyada Müslüman olmak, İslam’a yönelik algı, İslamofobi ve Müslümanların kimlik bunalımı gibi konular üzerinde duruldu.
“Fikir Dünyamızın Canlı Bir Düzlemine, Düşünce Daveti Niteliğinde Bir Program”
Programın açılış konuşmacıları arasında yer alan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Türkiye’nin en köklü üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’nin, uluslararası etkinliklere her zaman ev sahipliği yapmakta olduğunu belirtti. Ev sahipliğini yaptıkları 7. Uluslararası İLEM Yaz Okulu organizasyonunun birkaç noktada bazı ayrıcalıklarının olduğunu aktaran Prof. Dr. Ak, “Bu program Üniversitemize teklif edildiğinde, programın coğrafyamız ve fikir dünyamızın oldukça canlı bir düzlemine bir düşünce daveti niteliği taşıması ve genç akademisyenlerin gündemlerini biçimlendirecek bir ufku tanımlaması nedeniyle bizleri programın bir parçası olmaya sevk etmiştir” dedi.
Canlı ve geleceğe dönük bir hareketliliğe işaret eden bu programda İstanbul Üniversitesi’nin köklü mazisinin kapılarını açarak, dünyanın dört bir yanından genç sosyal bilimcileri ağırlamanın kendilerini onurlandırdığını kaydeden Prof. Dr. Ak, “Biz bu programı burada, fiziki olarak üniversitemizin güzide tarihi ve kültürel atmosferi içerisinde yapmak istedik ancak küresel salgın şartları maalesef buna müsaade etmedi ve etkinliği çevrim içi olarak gerçekleştirmek durumunda kaldık” şeklinde konuştu.
“Eğitim, Öğretim, Araştırma, Girişimcilik ve Yenilikçilikle Topluma Hizmet Ediyoruz”
İfadelerine İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin ulusal ve uluslararası başarıları hakkında bilgi vererek devam eden Prof. Dr. Ak şunları aktardı: “İstanbul Üniversitesi 17 Fakülte, 12 Enstitü, 2 Yüksekokul ve 2 Meslek Yüksekokulu ile eğitim öğretim, araştırma, girişimcilik ve yenilikçilik ile toplum hizmetleri faaliyetlerini sürdürmektedir. Üniversitemizde 110 lisans ve 2 ön lisans programında örgün eğitimde 64 binin üstünde, 32 lisans, 24 ön lisans programında açık ve uzaktan eğitim programlarında ise 4 yüz binin üzerinde öğrencimiz eğitim ve öğretimlerine devam etmektedirler. İstanbul Üniversitesi, 154 farklı ülkeden 8 bin 600 öğrenci ile en fazla uluslararası öğrencisi olan üniversiteler arasında ilk sırada yer alıyor. İstanbul Üniversitesi lisansüstü eğitim potansiyeli ile de ülkemiz yükseköğreniminde öne çıkmaktadır. Üniversitemizde 336 yüksek lisans programında dokuz binin üzerinde, 208 doktora programımızda ise beş binin üzerinde öğrenci eğitimlerine devam etmektedir.”
İstanbul Üniversitesi’nin zengin kütüphaneleriyle de akademiye büyük bir katkı sunmakta olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi’nin kütüphanelerindeki 2 milyon 125 bin 140 kayıtlı eserle çağdaş, güçlü ve zengin bir bilgi ve belge merkezi olduğunu vurgulayarak, “Nadir Eserler Kütüphanemizdeki 93 bin basma ve yazma kitap, dergi, gazete, harita, plan ve notanın yer aldığı eserle tarihe ışık tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
“En Yüksek H-İndeks Performansına Sahip 1. Üniversiteyiz”
İstanbul Üniversitesi’nin Türk Yükseköğretim Kurulu’nca ilan edilen Araştırma Üniversitesi statüsüne sahip 11 üniversiteden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ak sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversitemiz, 2018-2019 yılları arasındaki performans değerlendirmesinde en yüksek yayın sayısına sahip üniversitedir. Yine en yüksek H-İndeks performansına sahip 1. üniversitedir. Ayrıca, İstanbul Üniversitesi uluslararası iş birliği ile gerçekleştirilen en yüksek yayın sayısına sahip 2. üniversitedir. İstanbul Üniversitesi; 3 bin 951 yayın, 6 bin 561 atıf ve 1620 atıf alan yayın sayısı ile araştırma üniversiteleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Patent Effect firması tarafından Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların, kurumların, üniversitelerin ve kişilerin patent başvurularının analiz edildiği ve Türkiye’nin teknolojik yetkinlik haritasının oluşturulduğu raporda yer alan sıralamada 549 patent başvurusu ile zirvede yer alan İstanbul Üniversitesi, 7 alanda liderlik başarısı elde ederken, 6 alanda da ilk üçte yer alarak büyük bir başarı ortaya koymaktadır. İstanbul Üniversitesi Türkiye’de iki nobel ödüllü mezuna sahip tek üniversitedir. Üniversitemizin 4 akademisyeni ve 19 mezunu, Türk tıbbına yöne veren 100 bilim insanı içerisinde yer almaktadır.”
“Müslümanların Yaşadığı Kimlik Krizine Önemli Bir Vurgu”
İLEM tarafından gerçekleştirilen özgün etkinliğin başlığında, günümüzde Müslüman toplulukların yaşadığı kimlik krizine ilişkin önemli bir vurgu olduğunu belirten Prof. Dr. Ak, özellikle kimlik-değer ilişkisinin örselendiği, tarihselleştirildiği ve birtakım üstünlük tanımlarının ötekileştirmeyi kendine hak gördüğü bir dünya gündeminde bu tartışmanın oldukça yerinde olduğunu vurguladı. İslam’ın bir kimlik tanımı olarak dünyadaki milyonlarca insanın hem güncel hem tarihi arka planında var olmuşken, Müslüman toplumların 19. yüzyıl itibarı ile karşı karşıya kaldığı krizlerin, nihayet kimliklerin aşınması ya da örselenmesi sonucunu doğurduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ak şu ifadelere yer vererek konuşmasını tamamladı: “Bu konuda İslam Dünyası’ndaki bilgi üretim kurumları ve bilim insanlarının konuyu enine boyuna ele alarak tanımlamasına duyulan ihtiyaç doğrultusunda her türlü fırsat değerlendirilemeye layıktır. Bu fırsatların gözlenmesinin bir diğer önemli boyutu da kuşkusuz dünya barışına sunacağımız katkının güçlendirilecek olmasıdır. Verimli geçeceğine inandığım bu önemli etkinliğin gerçekleşmesini sağlayan İlmi Etüdler Derneği’ne, ILM Uluslararası Akademisyenler Birliği’ne, Islamic Cooperation Youth Forum’a, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’na ve düzenleme kurulunda yer alan değerli akademisyen meslektaşlarıma teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.”
7. Uluslararası İLEM Yaz Okulu programı, açılış konuşmalarının ardından, Syed Farid al Attas tarafından gerçekleştirilen “Bilginin Sömürgeleştirilmesi ve Din: Müslümanların Modern Kimliklerine Dair Beklentiler ve Zorluklar” başlıklı açılış konferansıyla devam etti.
Haber: Tuğçe AYÇİN