
Sakarya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yusuf Genç, Bursa Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi İpek Beyza
Altıparmak ve Karatay Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz toplumumuzda yaygın olarak görülen kadına yönelik şiddetin erkek bakış açısıyla değerlendirilmesi üzerine araştırma yapmışlar.
‘Kadına Yönelik Şiddetin Erkekler Tarafından Değerlendirilmesi: Sakarya Örneği’ araştırmasında; eğitim seviyesi ile ekonomik şiddet arasında doğrusal bir ilişki olduğu, kadına yönelik şiddet gösterme nedeninin erkeklerin mesleğine göre farklılık gösterdiği, geçmişteki şiddet deneyimi ile kadına yönelik şiddet tutumu arasında ilişki olduğu, şiddet uygulamada dini kriterlerin göz önünde bulundurulmasının başkalarının yanında kadına hakaret etme tutumu üzerinde etkiye sahip olduğu ve şiddet gösterme nedenlerinin evlilik kararının kim veya kimlerle birlikte verildiğine göre farklılık gösterdiği ortaya konmuş. Şiddetin sebepleri daha çok ekonomik sorunlar, ikili ilişkilerden kaynaklı sorunlar ve psikolojik sorunlar olarak görülmüş ve bunları toplum baskısı ve madde kullanımının takip ettiği belirtilmiş.
Araştırmanın sonuç bölümünde ‘Çağın sorunu olan şiddet günümüzde sosyal yapı içinde daha fazla görünür hale gelen ölümcül ve ölümcül olmayan sonuçları ile üzerinde çalışılması ve önlem alınması gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada çeşitli parametrelerin de etkisiyle (yaş, ekonomik durum, eğitim vb.) şiddete maruz kalan ya da maruz kalma olasılığının yüksek olduğu dezavantajlı gruplar içinde kadınlar yer almaktadır. Kadına yönelik şiddet çeşitli şekilleriyle aileyi, toplumsal yapıyı ve kurumları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu yönüyle çeşitli araştırmalara konu olmuş ve konu ile ilgili önemli çıkarımlar ortaya koyulmuştur. Ancak bu sorun daha çok şiddet mağduru kadın bakış açısıyla yorumlanmış şiddeti uygulayan erkek gözüyle olayın üzerine gidilmemiştir. Bu araştırmada ise şiddet uygulayan erkeklerin bakış açısı ve gerekçeleri ortaya koyulmuş, erkeklerin mesleği, gelir durumu, eğitim durumu, şiddete tanık olma durumu ve şiddet uygulamasındaki olumsuz toplumsal etkenler belirlenmeye çalışılmıştır.
Araştırmaya katılan erkeklerin sosyo-demografik bilgileri analiz edildiğinde %38,1’i 41-60 yaş arasında, yarısından fazlası (%53,3) 1-2 çocuğa sahip, çoğunluğu (37,1) işçi statüsünde çalışmakta ve eşlerinin çoğunun (61,9) ev hanımı olduğu yani çalışmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Gelir durumuna bakıldığında evli erkeklerin gelir düzeyinin asgari geçim düzeyinin üzerinde ancak %84’ü yoksulluk sınırının altındadır. Burada sosyo-ekonomik düzeyin düşük olmasının kadınların şiddete maruz kalma olasılığını arttırdığını söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim Altınay ve Arat’ın (2007: 84) “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırma Raporu’nda da fiziksel şiddet ve gelir durumu arasında ters orantının bulunduğu ortaya koyulmuştur.
Araştırmaya katılan erkeklerin kadınlara göre daha eğitimli olduğu görülmüştür. Kadınların çoğunluğunun (%42,9) ortaöğretim eğitim düzeyinde olduğu, erkeklerin ise daha çok ortaöğretim (%43,8) ve lisans (%39) eğitimi aldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bu durum kadınların ortaöğretimden sonra üniversiteye gitmeme/gönderilmeme durumunu da ortaya koymaktadır. Ayrıca eğitim düzeyi yüksek olan erkeklerin eğitim düzeyi düşük olan kadınlarla evlendiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca eğitim seviyesi ile ekonomik şiddet arasında orta düzeyli doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Evli erkeklerin eğitim seviyeleri yükseldikçe eşlerine uyguladıkları ekonomik şiddet azalış göstermektedir. Çalışmanın en önemli bulgularından bir tanesi de eğitimin iletişim ve bilinçli problem çözme yöntemleri üzerinde önemli bir faktör olduğudur. Bununla birlikte gelir düzeyinin ekonomik şiddet tutumu üzerindeki negatif etkisinin, çalışmayan kadınların eşlerinde çalışan kadınlarınkinden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu durum kadının çalışma hayatına katılımının arttırılmasının maruz kaldığı ekonomik şiddeti azaltacağını göstermektedir.
Araştırmadan elde edilen bir diğer sonuç ise şiddetin mesleki ayrımıdır. Memur statüsündeki erkek eşler psikolojik sorunlar nedeniyle (%35,3); işçiler ikili ilişki kaynaklı sorunlar nedeniyle (%38,5) ve emekliler ise ekonomik sorunlar nedeniyle (%38,9) eşlerine şiddet uygulamaktadır. Bu durum mesleki statü ve sosyo-ekonomik durumun farklı nedenlerle şiddete neden olabildiğini göstermektedir. Gelir durumu ile ilgili gerekli önlem ve iyileştirici tedbirlerin alınmasının şiddeti azaltacağı ve duruma olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra diğer şiddet nedenleri arasında yer alan anlaşmazlık, öfke, kıskançlık, sevgisizlik, töre, eşitsizlik ve kumar alışkanlığı gibi durumlar da göz ardı edilmemelidir.
Geçmişte şiddet öyküsü bulunan bireylerin şiddeti öğrenme ve normalleştirme eğiliminde oldukları görülmüştür. Bu durumda ortaya çıkan sonuç şiddet gören ya da tanık olan erkeklerin eşlerine şiddet uygulama meyillerinin yüksek olduğu yönündedir. Araştırmada evli erkeklerin dini kriterleri göz önünde bulundurması arttıkça başka insanların yanında kadınlara sözel şiddet uygulama tutumları azalmaktadır. Söz konusu çalışmada şiddeti önleyici dini değerler bireylerin üzerinde bir kontrol mekanizması olarak olumlu işlev görmektedir.
Ekonomik şiddete ilişkin olarak erkek eşlerin büyük çoğunluğunun (%23,8) kendilerinden izin alınmadan eşlerinin para harcamalarına izin vermedikleri sonucu çarpıcıdır. Bu durum ekonomik şiddetin en önemli göstergesidir. Toplumdaki mevcut ekonomik ve kültürel yapı ile kadının güçsüz olması sonucunda ekonomik gücün erkeklerde olduğu ve bu durumun kadınlara yönelik bir şiddet aracı olarak görüldüğü açıktır.
Kahraman’ın (2010: 33) yaptığı “Kadınların Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğine Yönelik Görüşlerinin Belirlenmesi” başlıklı çalışmada kadınlar eğer tercih hakları olsaydı anlaşarak ve severek evlenmek istediklerini (%79,3) belirtmişlerdir. Ancak bu katılımcıların %62,1’i görücü usulü ile evlenmiştir. Bu durum mevcut araştırma sonuçlarıyla da desteklenmektedir. Kendi isteğiyle evlenen erkeklerin ikili ilişki kaynaklı sorunlar nedeniyle (%32,1) şiddet uyguladıkları belirlenmiştir. Bunun yanında eşiyle ortak kararları sonucu evlenen erkeklerin ekonomik sorunlar nedeniyle (%35,6) eşine şiddet uyguladığı anlaşılmıştır. Evliliğini aile kararı ile yapan bireylerin %53,8’i ise ikili ilişkilerden kaynaklanan sorunlar sebebi ile şiddet uyguladıklarını belirtmişlerdir. Bu noktada aile kararı ile evlenen çiftlerin ilerleyen zamanlarda iletişim problemi yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Her ne sebeple olursa olsun şiddet uygulamanın bir gerekçesi olacağı kabul edilmese de bu durumun erkeklerin gözünden ne şekilde meşrulaştırıldığının görülmesi değişmesi gereken toplumsal ön kabullerin ve ataerkil sistem dinamiklerinin neler olduğunun belirlenmesi adına oldukça önemli bir yol göstericidir.
Şiddet ve kaynakları araştırmada ortaya koyulduğu üzere sosyo-demografik birçok etken tarafından beslendiği görülmüştür. Özellikle toplumsal yapıdan kaynaklı tetikleme noktalarının üzerinde durulması, yapıdaki zayıf noktaların ve özellikle kadınların güçlendirilmesi şiddetle mücadelede önemli aşamalardır. Aile içi şiddeti deneyimleyen bireylerin sosyal öğrenme yoluyla şiddeti kendi kurduğu aile ortamında sürdürmesi, toplumsal yaşamda şiddetin yeniden üretilmesine sebebiyet vermektedir. Buradan yola çıkarak bireylerin aile içi anlaşmazlıkları gidermede ekonomik, sözel ve fiziksel şiddet yöntemlerine başvurmalarını önlemek amacıyla, öfke kontrolünü sağlayabilmeleri, etkili iletişim yollarını kullanabilmeleri gibi konularda uygulamalı eğitimlerle desteklenmeleri gerekmektedir. Yine kadınların şiddetle mücadele konusunda bilinçlendirilmesi ve sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirilmesinin sürece olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Erkeklerin şiddete ilişkin meşrulaştırma yöntemleri ve sahip olunan yanlış toplumsal kodların gün yüzüne çıkarılmaya çalışıldığı bu araştırmada kadın erkek eşitliği konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının önemi bir kez daha vurgulanmıştır.’ İfadeleri yer almış.
Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/748013
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *