İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel 2030 ve sonrası eğitim nasıl şekillenecek?

2030 ve sonrası eğitim nasıl şekillenecek?

901
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Küresel İşletme ve Ekonomi Konferansı’nda (GLOBE 2019) konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, 2030 ve sonrasının öngörülen eğitim modelleri hakkında, “Üniversitelerin tüm eğitim formatı yavaş yavaş dönüşecek” dedi.

34 ülkeden akademisyenlerin ve araştırmacıların katıldığı, özellikle tarım, gastronomi, turizm ve eğitim alanlarında iş dünyasının ve ekonomik gelişmelerin tartışıldığı Küresel İşletme ve Ekonomi Konferansı (GLOBE 2019) bu yıl Bahçeşehir Üniversitesinde gerçekleştirildi. Konferansa ev sahipliği yapan Bahçeşehir Üniversitesinin Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, 2030 ve sonrası eğitim konusunu içeren bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Karadeniz, eğitim alanında çağa ayak uydurmak ve geleceğin eğitim sistemine nasıl hazır olmalıyız sorularını ayrıntılı olarak değerlendirdi.



“Dijital dönüşüm eğitimde de kendini gösteriyor”

Özellikle üniversite düzeyinde 2030 yılında eğitim modellerine değinen Prof. Dr. Şirin Karadeniz, “Üniversitelerin tüm eğitim formatı yavaş yavaş dönüşecek” diyerek gelecekte eğitim modelinin nasıl olması gerektiğini ve geri kalmamak adına yapılması gerekenleri anlattı. Prof. Dr. Karadeniz, "Dijital dönüşüm her alanda olduğu gibi tabi ki de eğitimde de kendini gösteriyor. Artık gençler kendilerine sunulan eğitimin içerisinde bunun izdüşümlerini görmek istiyorlar. Artık yeni bir teknolojiler olarak yapay zeka, büyük veri, büyük veri madenciliği ya da blockchain gibi teknolojiler varsa onlar bunu kendi mesleklerine geçmeden önce üniversite eğitimlerinde görmek, anlamak ve deneyimlemek istiyorlar. Ayrıca ortaya çıkan yeni teknolojilerin sadece mühendislik tarafında değil hukuk, tıp ya da işletme alanında nasıl kullanılacağını, ileride mesleklerine nasıl geliştireceğine dair ön bilgileri dersler olarak almak istiyorlar. Bu anlamda da bu tür derslerin tüm eğitim bölümlerindeki programlara eklenmesi gerekiyor. Diğer bir konu ise daha esnek bir dünya. Elimizde artık mobil telefonlar var ve 5G’nin gelmesi ile beraber her tür içeriğe çok daha hızlı ulaşabileceğiz. O zaman demek ki belirli bir kampüsün, sınıfın içine gençlerimizi toparlamak yerine onlara çok daha esnek bir alanda her zaman her yerde öğrenmelerine rahatlıkla sağlayabileceğimiz tasarımları hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi.



“Gençler ileride tek bir meslekle yetinmeyecek”

Ayrıca gençlerin artık üniversite bittiğinde sadece tek bir meslekle yetinmeyeceklerini, bu anlamda aldıkları eğitimin de ona göre şekillenmesi gerektiğini söyleyen Karadeniz, şöyle devam etti:

“Bunun dışında 2030 dediğimizde özellikle BM’nin belirlediği 2030 hedefleri var. Bunlar 17 tane çok önemli hedefler. Örneğin, açlığa ve yoksulluğa son vermek, nitelikli eğitim ve sağlıklı yaşam gibi. Yani dünyadaki tüm ülkelerin karşılaştığı komplex problemler bunlar ve bu problemler tek bir disiplin ve tek bir ülkedeki tek bir araştırmacı tarafından çözümlenemiyor. O yüzden farklı disiplindeki insanlar bir araya gelip birlikte bu problemi çözmeleri gerekiyor. Bu anlamda artık 2030 yılında üniversitelerin çok daha interdisipliner olacağını, bölümlerin kendi alanları dışındaki diğer alanlarla özellikle diğer ülkelerdeki üniversitelerden de dersler alarak ya da oradaki arkadaşları ile bir araya gelip proje çalışmaları yaparak bu tür kompleks problemleri çözmek üzere evrileceğini düşünüyorum. Çünkü artık gençlerimiz aldığı mesleği hayatı boyunca yapmayacaklar. Ayrıca gençler artık bundan sonra en az üç ya da beş meslek yapacak. O zaman demek ki biz gençlerimize hangi eğitimi ya da hangi çapraz becerileri vermeliyiz ki, onlar meslekler ve işler arasında uzun yaşamları boyunca ilerleyebilsin. Teknolojinin ve programların değişmesinin ya da gerekli becerilerin gelişmesi dışında artık her öğrencinin bireysel olarak destek alabileceği kalabalık amfilerde kaybolmayacağı, öğrencinin yapay zeka destekli modüllerle desteklenip bireysel öğrenmesinin destekleneceği modellere doğru geçiş yapıyor olacağız. Üniversitelerin kendi içlerine, kabuklarına, fiziksel mekanlarına kapalı olarak 2030 yılına varma ihtimalleri yok.”



“Eğitim turizminin arttırılması gerekiyor”

Prof. Dr. Patrick J. Moreo de Türkiye’nin eğitim sisteminin dışarıdan nasıl değerlendirildiği hakkında konuştu. Eğitim turizmine de değinen Prof. Dr. Moreo, “Bugüne kadar birçok Türk öğrencim oldu ve bu anlamda gözlemlediğim kadarıyla Türkiye’deki eğitim turizmi çok iyi yerlerde ve daha da iyi olacağını düşünüyorum. Şunu söylemeliyim ki dünyada turizm eğitimi, üniversiteler arasında en önemli olması gereken konulardan bir tanesi. Türkiye’de gördüğüm kadarıyla turizm eğitimi üniversitelerin içinde önemli bir yere sahip. Maalesef dünyanın her yerinde bu böyle değil. Eğitim turizmi için tabii ki de oluşması gereken şartlar var. Bunlardan en önemlisi de kaynak, yani eğitim ücreti. Bunların altından kalkmanın değişik yolları var. Çoğu öğrenci bunu hayırsever bir iş insanının yaptığı yardımla sağlamakta. Bunun gibi şeylere çok ihtiyacımız var ki bu kaynakları oluşturabilelim” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *