İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel '7,5 Milyon Binanın Acilen Yenilenmesi Şart'

'7,5 Milyon Binanın Acilen Yenilenmesi Şart'

Yapılaşmanın hızlı bir şekilde gerçekleştiği ve yüzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağında bulunan Türkiye’de, plansız şehirleşmenin getirdiği çok ciddi yapısal sorunlar bulunuyor. Bu noktada şehircilik anlayışına sahip, güvenli ve çevreye duyarlı sürdürülebilir yapılar inşa edilmesi büyük önem taşıyor. Şehir planlamasının bütüncül ve sistematik bir anlayışla ele alınması gerektiğini belirten Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, Dünya Şehircilik Günü kapsamında yaptığı açıklamalarda 7,5 milyon binanın acilen yenilenmesi gerektiğini hatırlatarak kentsel dönüşüme dikkat çekti.
Türkiye’de güvenli, nitelikli ve çevreci binaların sayısının artması için kentsel dönüşümün çok büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, her yıl 8 Kasım’da kutlanan Dünya Şehircilik Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. Depremden korunmanın tek yolunun şüphesiz ona karşı önlem almaktan geçtiğini söyleyen Son, “Ülkemizdeki yaklaşık 20 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 67’si ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60’ı ise 20 yaşın üzerindeki güvensiz konutlardan oluşuyor. Bu ürküten tabloya bir çözüm olarak 2012 yılında başlatılan kentsel dönüşümde yenilenmesi hedeflenen 7,5 milyon binaya karşın, kentsel dönüşüm sürecine girebilmiş bina sayısı ne yazık ki sadece 120 binde kaldı. Bugüne kadar oldukça yavaş işlemiş olan süreç, yeni yasal düzenlemelerle daha gerçekçi ve uygulanabilir hale getirilmeye çalışılıyor” dedi. Kentlerin çağdaş ve kültürel mirasımıza uygun bir mimariye dönüşmesi gerekiyor Ülkemizde hızlı ve plansız şehirleşmenin getirdiği çok ciddi ve bir türlü çözülemeyen yapısal sorunların var olduğunu belirten Son, “Güvenli ve çevreye duyarlı sürdürülebilir yapıların oluşturulması, geçmişten gelen çarpık kentleşme sorununun çözülmesi, gecekonduların ve sosyal donatılardan yoksun yaşam alanlarının yeniden tasarlanması, kentlerin kültürümüze ve mimarimize uygun çağdaş yapılara kavuşması gerekiyor” diye konuştu. Türkiye’de özellikle büyükşehirlerde çarpık yapılaşmanın yoğun olduğunu hatırlatan Son, bu nedenle şehir planlamasının bütüncül ve sistematik bir anlayışla ele alınması gerektiğini belirtirken, gelecek nesillere kaliteli yaşam imkânı tanımak ve olası felaketlerde kayıpları en aza indirgemek için kentsel dönüşümün şart olduğunu söyledi. Blok bazında kentsel dönüşümün mümkün olmadığını vurgulayan Son, ‘’Bütüncül planlama çözümün ana unsuru, ancak burada da yatırımcı ve halkın baş başa kalmaması gerekiyor. Bu durum hem süreci uzatıyor hem de talepleri ölçüsüzleştirerek dönüşümü engelliyor’’ dedi. Şehircilik anlayışına sahip projeler yaygınlaşmalı Kentsel dönüşümün deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye için adeta milli bir dava olması gerektiğini vurgulayan Tamer Son, ‘’Dönüşümle birlikte Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak, kaliteli malzemeler ve en son inşaat teknolojileri ile inşa edilmiş binaların sayısı hızla artacak. Bu noktada tüketicilerin de hem konut seçerken gerekli sorgulamaları yapmaları hem de binalarını yeniletme sürecinde mühendislik ve mimarlık hizmetlerine gereken hassasiyeti gösteren güvenilir firmaları tercih etmeleri çok önemli. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmetinin yapıların güvenli ve sürdürülebilir olmasının en önemli teminatı olduğunu unutmamak gerekiyor. Bireysel yatırımcıların rakam odaklı olmak yerine yapımcı firmaların yetkinliği ve gücüne odaklanmaları çok önemli” dedi. Kentsel dönüşümü fırsat yarışına çevirmeye çalışmak yerine çözümcül bir yaklaşımla ilerlenmesinin daha faydalı olacağını ifade eden Son, “Bu süreçte konut odaklı projeler yerine, şehircilik anlayışına sahip yaşam odaklı projeler yaygınlaşmalı. İçinde yaşamaktan keyif alınabilecek, hayatı kolaylaştıran, bireylere bir değer sunan, en ince detayına kadar bütüncül bir yaklaşımla planlanmış, kentin kimliğine ve ihtiyaçlarına uygun, kaliteli projelerin sayısı arttıkça kentlerimiz çok daha yaşanabilir ve gelecek nesillere gönül rahatlığıyla emanet edebileceğimiz yaşam alanları olacak. Kentsel dönüşüm ülkemiz ve insanımız için çok iyi bir fırsat. Siyasi otoritenin de bu fırsatı değerlendirmesi ve çözüm sürecinde etkin bir şekilde rol alması gerekli’’ diyerek sözlerini tamamladı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *