Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü ABD’nin haksız Kudüs kararı ile ilgili bir kınama mesajı yayımladı:
Sakarya Üniversitesi olarak ABD yönetiminin Kudüs’ün statüsüne dair almış olduğu hukuksuz kararı kınıyor ve tanımıyoruz.
Birleşmiş Milletler’in 1967 yılında almış olduğu karara göre İsrail işgali altında sayılan Kudüs topraklarının ABD tarafından İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesi uluslararası hukukun açık ihlalidir. 1980 yılında hukuk dışı bir kararla Kudüs’ü başkenti olarak ilan eden İsrail’in bu tavrı, BM başta olmak üzere pek çok uluslararası örgüt tarafından kınanmış ve kabul görmemiştir. Uluslararası hukukun gereği olarak bugün hiçbir ülkenin büyükelçiliği Kudüs’te bulunmazken ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ve ABD Büyükelçiliğinin de Tel Aviv’den Kudüs’e taşınacağını ilan etmiştir. ABD yönetiminin açıkladığı bu karar, uluslararası hukuku hiçe saydığı gibi üç semavi din için de kutsal addedilen bir mekândaki işgali meşrulaştırmaya çalışarak barış ve esenliğin simgesi olan Kudüs’ün kutsiyetini çiğnemektedir. Ayrıca bu karar barış sürecine de darbe vurmakta, Ortadoğu’daki adaleti ve dengeleri sarsarak yeni kriz ve çatışmaları tetikleme potansiyeli taşımaktadır.
Müslümanların ilk kıblesi olan Harem-i Şerif’e ev sahipliği yapan ve Hz. İbrahim’den itibaren birçok peygamberin yaşadığı Kudüs, üç semavi din için de özel bir yere sahip bir barış adasıyken 1967’deki İsrail işgalinden itibaren baskı ve zulüm şehrine dönüştürülmüştür. İsrail, Kudüs’ün onurunu ayaklar altına almış ve ABD de dünkü kararıyla bu durumu tescillemiştir.
Üç semavi dinin mensuplarının uyum ve uzlaşması temelinde belirlenmiş olan Kudüs’ün statüsü, İsrail’in tek taraflı sorumsuz ve hukuksuz tasarruflarına karşı korunmalıdır. Kudüs’ü koruma sorumluluğu, yalnızca Filistinliler ve Müslümanlara değil tüm insanlığa aittir. Bu anlamda BM Güvenlik Konseyi üyesi olan ABD üzerine düşeni yapmalı ve atmış olduğu talihsiz adımdan geri dönmelidir. Sakarya Üniversitesi olarak ABD’nin söz konusu adil olmayan kararını bir kez daha kınıyor ve başkenti Doğu Kudüs olmak üzere 1967 sınırlarını esas alan bağımsız bir Filistin Devleti’ni ve sürgündeki Filistin halkının geri dönüş hakkını desteklediğimizi vurguluyoruz.
