İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) tarafından eş zamanlı olarak düzenlenen Akıngüç Ödülü’nde ve Bilimsel ve Sanatsal Faaliyetleri Destekleme Programı (BİLSAP) Teşvik Ödülleri’nde, ödüller sahiplerini buldu. Bu yıl "Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Pozitif Ayrımcılığın Rolü” başlılığıyla düzenlenen Akıngüç Ödül Töreni’nde İKÜ Öğretim Üyesi Ayşen Köse birinci olurken, BİLSAP ödül töreni kapsamında da çalışmalarıyla bilime, eğitime, topluma ve sanata katkı sunan 100 akademisyene ödülleri verildi.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Akıngüç Ödül Töreni, hukuk dalında "Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Pozitif Ayrımcılığın Rolü" başlığıyla düzenlendi. Türkiye genelinden birçok araştırmacının daha önce herhangi bir yerde yayınlanmamış eserleriyle katıldığı Akıngüç Ödülü’nün jüri üyeliğini ise Gazeteci Güneri Cıvaoğlu, Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pervin Somer, İKÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanife Öztürk Akkartal, İKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Baş, İKÜ Şiddeti Araştırma ve Önleme Birimi Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Münevver Mertoğlu üstlendi. Törende, İKÜ Öğretim Üyesi Ayşen Köse birincilik ödülüne, Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hakkı Çiftçi ile Nur Sultan Çiftçi ise ikincilik ödülüne layık görüldü.
Öte yandan İKÜ Rektörlüğü himayesinde düzenlenen BİLSAP Teşvik Ödülü Töreni’nde de, 2018’de hakemli ve süreli dergilerde yayınlanan çalışmalarıyla bilime, eğitime, topluma ve sanata katkı sunan 100 akademisyen ödüllendirildi.
Törenin açılış konuşmasını yapan İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver, Akıngüç Ödülü’nün bu yılki konusunu kadına şiddete dikkat çekmek adına önemli bulduğunu kaydederek, “Kadına yönelik şiddetin hızla tırmandığı günümüzde bu başlığa yapılan vurgu son derece anlamlı ve yerinde bir girişimdir. Kadına yönelik şiddet konusunda bilimsel bir yaklaşımla çözüm üretmek yolunda bilimsel çalışmalarını paylaşan tüm başvuru sahiplerine teşekkür ederiz” dedi.
“Girişimci ve Yenilikçi Üniversite kimliğini oluşturmak hepimizin görevi”
BİLSAP Teşvik Ödülü’nün ise akademide emeğe saygı ilkelerinin bir yansıması olduğunu belirten Dr. Bahar Akıngüç Günver, “Akademik kariyerin başlangıcında olan akademisyenlerimizin araştırma ve yayın çıkarmaya dair bu motivasyon ve heyecanın korunması, geliştirilmesi ve desteklenmesi çok önemli. Bu noktada özellikle dekanlıkların ve bölüm başkanlıklarının üst düzey desteği bizim için çok kıymetli. Nitekim ‘Girişimci ve Yenilikçi Üniversite’ kimliğini en iyi şekilde inşa edebilme yolunda ihtiyaç olan titreşimi oluşturmak hepimizin görevi.” ifadelerinde bulundu.
“Tüm akademik kadromuzla bilime katkı sağlamak için çalışırken, akıl ve mantık ilkelerinin gelişiminde estetik düşüncenin de önemli bir yerinin olduğunu biliyoruz” diyen İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel ise, “Yaşadığımız dünyayla ve olaylarla ilişki kurmak ve bu konuda sorumluluk alma duyarlılığı her zaman temel amacımız oldu ve olmaya devam edecek. Kültür Anayasamızın 22. maddesi, ‘Kültürlü doğal ve toplumsal çevrenin ekolojik kültürel ve tarihsel değerlerin önemini bilir ve bu bilincin yaygınlaşmasına çaba harcar, öğrencilerin yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sürecinde onların insana dünyaya ve doğal çevreye duyarlı olmasını sağlayacak önlemleri alır ve projeler üretir’ şeklindedir. Bu bağlamda senatomuz bu yılki Akıngüç Ödülü’nü Hukuk dalında kadına yönelik şiddet konusunda verilmesini kararlaşırdı. İnanıyoruz ki üniversite olmanın temel unsurlarından biri elbette ki bilimsel çalışmalar yapmaktır. Bu temel unsuru yerine getiren tüm arkadaşlarımla gurur duyuyorum” şeklide konuştu.
Kadına yönelik şiddetin tüm dünyayı ilgilendiren bir konu olduğunu ifade eden İKÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahri Öztürk, “Yakın tarihte birçok ülkenin başkentlerinde kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için yürüyüşler yapıldı. 2018 yılında Almanya’da kadının erkek tarafından uğradığı şiddetin sayısı 140 bin ki bu sayı şiddetin toplam sayısının yüzde 90’ını yansıtmıyor. Ayrıca yine Almanya’da bir yılda 141 kadın da eşi tarafından öldürülmüştür. Türkiye’de bu konu ile ilgili önemli hukuki adımlar atıldığını da söyleyen Prof. Dr. Bahri Öztürk, “Atılan önemli adımlardan biri tüm dünyada geçerli olan İstanbul Sözleşmesi’dir. Bu sözleşme kadınlar için vazgeçilmez bir koruma kalkanıdır. Bunun dışında kadının korunmasıyla ilgili olarak 6284 sayılı kanun yürürlüğe girdi. Sırbistan’dan İtalya’ya, Fransa’dan Hollanda’ya kadar pek çok ülkede bu kanun yoktu. Biz yaptıktan sonra kısmen bizimkini örnek alarak bu ülkeler de yavaş yavaş kadını korumaya yönelik bu tarz yasalar yapmaya başladılar” diye konuştu.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *