Sakarya Baro Başkanı Abdurrahim Burak, arabulucuğun adeleti ortadan kaldırdığını ifade ederek, baroların siyasetten uzaklaşması gerektiğini söyledi.
Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak, Konya Barosu tarafından düzenlenen “Genişletilmiş İç Anadolu Bölge Barosu Başkanları” toplantısına katıldı.
Konya’da gerçekleştirilen Baro başkanları toplantısında konuşan Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak, “Yargı Reformu paketi, titizlikle hazırlıklarını yaptığımız ve büyük emek verdiğimiz, tamamen mesleki meseleleri öne çıkaran bir paket. Görüşlerimizin ve çalışmalarımızın büyük çoğunluğunun pakette yer alması bizleri elbette ki çok sevindirdi. Ortak paydamız; mesleğimiz, meslekteki kazanımlar, kayıplar, özgürlükler ve hukuk. Bu ortak payda üzerinden ilerleyerek kazanım sağlayacağımızı düşünüyorum” dedi.
Arabuluculuk, adaleti ortadan kaldırıyor
Arabuluculuk konusuna değinen Başkan Burak, “Arabuluculuk; adaleti ortadan kaldıran, sadece sermayenin istediği ve işine gelen bir model içeren bir alternatif çözüm modelidir ve her geçen gün alanını genişletmesi kaygı vericidir. Arabuluculuk yargının dışına kaçma planıdır. Başka bir şey değildir. Yargılamanın uzun sürmesi, hâkim ve savcı sayısının yetersizliği, dosya sayısının fazlalığı gibi gerekçelerle bu sistemin öne sürülmesi, güçsüz, kırılgan işçinin haklarından feragat edip yüzde 50’sine anlaşmaya razı olmasına çaba sarf etmek adalet değildir. Hak temelli, adalet temelli olmayan bu sistemin, hak ve adalet temelli olan yargılamanın yerini alması endişe vericidir” diye konuştu.
Arabuluculuk ancak ihtiyari kalabilir, zorunlu olamaz, dava şartı olamaz
Burak, “Menfaat temelli bir konu, tarafları masada tutan ve kimin kime hakkı geçtiğini önemsemeyen bir mekanizma, bu mekanizmada da hukukçular diyoruz ki evet madem yapılacak hukukçularda kalsın. En azından biraz daha adaletli olur. Ama topyekûn adaletten vazgeçiyoruz. Yargı dışına meseleyi iteliyoruz. Arabuluculuk ancak ihtiyari kalabilir, dava şartı olamaz ve işçinin 100 liralık alacağını arabuluculuk sistemi içerisinde 150 lira alabilme şansı olamaz. İşçi 100 liralık alacağına en fazla hakkı olan 100 lira alabilir. Çoğu zamanda azını alır. Yani vazgeçer davadan, neden vazgeçer; adaletin geç işlemesinden mütevellit, o süreçte adalet sopa olarak kullanılıp, bak işte 2 yıl sonra alacaksam şimdi bunu peşin para alırım, giderlerimi karşılarım düşüncesine girer, bu adalet değildir. Bu yaklaşımdan derhal çıkmamız gerekiyor. İleride toplumu tamamen menfaat temelli, adalet duygularından arınmış ve adalet kaygıları olmayan bir kitle haline getiririz. Daha önceki tüm toplantılarda da dile getirdim, arabuluculuk ile ilgili görüşlerim budur” ifadelerini kullandı.
İşçi avukat meselesini ortadan kaldırmalıyız
İşçi avukat meselesine değinen Başkan Burak, “İşçi avukat meselesini ortadan kaldırmamız gerekiyor. Avukatlık mesleği temelinde bağımsız olmayı barındırır ve işçi avukat meselesi avukatlığın bağımsızlık ruhunu öldürmektedir. Şirket ve kurumların icra takip dosyaları ise başlı başına hukuksuz ve angaryadır. Avukatlığın kumar gibi sonucu tahsile bağlı, 100 dosyadan 30’unu tahsil edip, 30’unun ücretine 70 tane dosyayı da bedavaya yapan bir meslek olmaktan çıkması gerekmektedir. Bir dosya alıyorsunuz sonucu tahsile bağlı, bu kumar, başka bir şey değil. Tahsil edilmeyen dosyalara belki de tahsil edilmiş dosyalardan iki kat daha fazla mesai ayrılıyor ve orada yapılan sözleşmeler, özellikle bankalar ve kamu kurumları sair bunlarda yapılan sözleşmelerde, ücret avukatlar tarafından alınmıyor. Ne olmuş oluyor; o iş hacmi yok ediliyor. Baro veznesini öneriyorum. Baro veznesi kurumu şarttır. Baro veznesi oluşturulup, iş peşin ücret ile baroya girmelidir. Vergilendirilmesi baroda yapılmalıdır. İşin ücreti avukatın hesabına baro vesilesiyle geçmelidir, vergisi kaynakta kesilmelidir” şeklinde konuştu.
Vekalet ilişkisi bozulmuş durumda: 100 bin dosyaya bir avukat bakamaz
İş kotası gelmesinin gerekliliğini vurgulayan Başkan Burak, “Avukatlık Kanunu açık; bir avukat yapabileceği işin üzerinde bir iş alamaz. Vekalet ilişkisi de bunu gerektirir. Borçlar hukukundaki, vekalet ilişkisi; özen, ihtimam, işin bizzat vekil tarafından yapılması ve işin gereklerini sonuna kadar takip etme ve sonuçlandırmayı gerektirir. Vekalet ilişkisi bozulmuş durumda. 100 bin dosyaya bir avukat bakamaz. Dosyanın kapağına dahi bakamaz. Dosyanın taraflarını dahi bilemez. Vekalet ilişkisinin sadece adı kalır, başkaca hiçbir şartı sağlanmamış olur. 100 bin dosyanın belki 10 bin tanesinin ücretine 100 bin dosyanın işini yapar ancak bu şekilde tek başına 3 bin 5 bin avukatın iş hacmini yok eder, ediyor da zaten” dedi.
Bir avukat diğer avukatın iş hacmini yok etmekte
İşçi avukat, avukatlar arasındaki bağımsızlığı yok ettiğini belirten Başkan Burak, “Kendi içimizde yapılan hatalar ve hak gasbını görmemezlikten gelemeyiz. Bir avukat diğer avukatın bağımsızlığını yok ediyor. İşçi avukat, girdiği dosyanın ne dilekçesini biliyor ne öncesini ne de sonrasını biliyor. Öylesine duruşmaya giriyor, sırf o duruşmaya girmesi gerektiği için giriyor. Gerçekten çok bağımsızız, çok özgürüz. Hiç de öyle değiliz. Bu meseleler yıllardır var ve bir avukat diğer avukatın iş hacmini yok etmektedir” diye konuştu.
Barolar derhal siyasetten uzaklaşmalı
Son olarak Baro Başkanı Burak, “Barolar derhal siyasetten uzaklaşmalıdır. Siyaset yapan baroların karşısında bir tepki koyacağımı net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Barolar sadece hukukun, avukatların sözcüsüdür. Başka hiç kimsenin, hiçbir partinin; arkası, bahçesi ve sözcüsü değildir. Onların kaygılarını da güdemez. Bir siyasetimiz var ise o da baro siyasetidir” dedi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *