GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Batılı ülkelerde bazı şirketler artık ’nitrit-free’ ve ’nitrat-free’ et ürünlerini, çok daha sağlıklı alternatifler olarak sunulduğunu, ancak bu ürünleri bulmak zor ve sadece sağlıklı gıda mağazalarında ya da organik bakkallarda bulunduğunu belirterek, "Bu durum Türkiye’de tam aksine seyrediyor. Bütün marketlerde satılan et ürünleri nitrit nitrat içermektedir" dedi.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, bebeklerde ve küçük çocuklarda hayatı tehdit eden hastalıklara neden olan et ürünlerinde kullanılan katkılar ile ilgili bir açıklama yaptı.
Tüketicilerin et ürünleri alışverişi yaparken dikkatli olması gerektiğine vurgu yapan Büyüközer, "Batılı ülkelerde bazı şirketler artık ’nitrit-free’ ve ’nitrat-free’ et ürünlerini, çok daha sağlıklı alternatifler olarak sunuyorlar, ancak bu ürünleri bulmak zor ve sadece sağlıklı gıda mağazalarında ya da organik bakkallarda bulunuyor. Et ürünleri için alışveriş yaparken tüketiciler ’Nitrit-free’ ya da ’Nitrat-free’ etiketlerine bakmalıdırlar. Bu mağaza ve bakkallarda sodyum nitrit ile hazırlanan et ürünlerini hemen hemen hiçbir zaman bulamazsınız. Bu durum Türkiye’de tam aksine seyrediyor. Bütün marketlerde satılan et ürünleri nitrit nitrat içermektedir. Ancak Halal Dunya Marketlerinde nitritsiz et ürünlerini bulabilirsiniz" dedi.
"Sodyum nitritin yüksek alımı hamilelerde gelişen Tip 1 diyabet bebeğin riskini artırabilir"
GİMDES’in neden nitrit ve nitratlı et ürünlerine izin vermediğini açıklayan Büyüközer, "Bebeklerde ve küçük çocuklarda pankreaslarının insülin üretme yeteneğine sahip olmadığı zaman Tip 1 diyabet oluşabilir. Insülin seviyeleri yakından takip edilmezse, bu hayatı tehdit eden bir durum olabilir. Sodyum nitritin yüksek alımı hamilelerde gelişen Tip 1 diyabet bebeğin riskini artırabilir. Amerikan Tıp Birliği diyor ki bu risk erkek bebekler için daha yüksektir ve sodyum nitrite karşı vücudunuzun reaksiyonu nedeni ile bu durum oluşur. Hamile olarak, sodyum nitritlerin yüksek olduğu su kaynağından içerseniz veya genç çocuğunuza sunarsanız çocuğunuzda Tip 1 diyabet riski de oluşabilir. Et ürünlerinde ayrıca nitrit ve nitratın kullanılmasında, proteinle işleme girmesi sebebi ile, sıcaklığın da etkisi ile nutrosaminleri oluşturur ki bunlar bir numaralı kanser riski oluşturan bileşiklerdir. Yüksek sodyum nitrit içeren diyet gıdalar yendiğinde ağız, yemek borusu ve mide gibi sindirim sisteminin, tahrişine neden olabilir. Tahriş oluşursa, ağrı, özellikle karın ağrısı görülebilir. Sodyum nitrit yüksek tüketimi de kan hasarı ve kan damarları ile ilişkilidir. Toksik düzeylerde, sodyum nitrit daha hızlı kalp atışı ve solunum güçlüğüne yol açabilir" ifadelerini kullandı.
"Helal gıda sadece helal et değildir"
Ayrıca helal gıda meselesinin, sadece kırmızı et , beyaz etten ibaret olmadığını aktaran Büyüközer, "Yıllar önce bir okurumuz, ABD’de yaşadığı tecrübeyi şöyle anlatmıştı: "ABD’de henüz helal ve Kosher sertifikasının yaygın olmadığı 1980’li yıllarda Austin Texas’ta, ABD’nin en büyük süpermarket zinciri olan Safeway Inc.’e başvurduk. Bize "İçinde domuz eti, yağı veya türevleri bulunan gıdaların listesini verir misiniz?" dedik. Sadece bir avuç Müslüman idik. Adamlar bize ellerinde hali hazırda böyle bir listenin olmadığını, fakat bizim için böyle bir liste hazırlamak için çalışmalara başladıklarını bildirdiler. İki hafta sonra 70 sayfalık bir liste, detaylı açıklamaları ile elimize geçti. Bir Müslüman, yüzde 99’u Müslüman olan şu ülkede gidip de şu anlı şanlı hipermarketlerin yetkililerinden bu konuda bilgi istese, acaba ne cevap verirler?" ifadelerine yer verdi.
Büyüközer sözlerini şöyle tamamladı: "Yıllarca ülkemizde dana eti diye domuz eti yedirdiler. Ekranlarda gördüğümüz ’gıda terörü’, milleti gıdadan tiksindirdi. Fakat Müslümanların yıllardır kanayan yarası olan ve her hassas müminin kaygısını derinden duyduğu helal gıda konusunda GİMDES ‘helal ve tayyib’ bir üretimin olabilirliğini ilk defa uygulayarak göstermiş ve bu çizgi üzerinde yaralarımızı sarmaya azimle, ihlasla devam etmektedir. Yıllar önce ülkemizde bazı çevrelerde dolaşan bir de fetva vardı: "Ülkemizde zaten her ürün helal olarak üretilmektedir". Günümüzde, bu fetvaların asılsız olduğunu Müslüman halkımız anlamış bulunmaktadır. Gıda maddelerinden, diğer ihtiyaç maddelerine kadar tükettiğimiz ve kullandığımız her şeyin helal ve tayyib olmasının gerekliliği ve özellikle helal gıdanın sadece et konusundan ibaret olmadığı bilincine İslam ümmeti artık ulaşmış durumdadır".
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *