İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Kıraat araştırmaları merkezlerine ihtiyaç var"

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Kıraat araştırmaları merkezlerine ihtiyaç var"

44
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi 1. Dönem Aşere Takrib Kursu icazet töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Kıraat araştırmalarının yapıldığı araştırma merkezlerine ihtiyacımızın olduğu ifade etmek istiyorum. Kıraat tedrisatı, mushaf imlası ve tecvid uygulamalarında görülen birtakım farklılıkların, ilmi ölçütlere dayalı olarak izahı ve sahih olanın ortaya çıkarılması da böylece daha mümkün hale gelecektir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi 1. Dönem Aşere Takrib Kursu icazet törenine katıldı. Fatih Camisi’nde düzenlenen törende konuşan Erbaş, "İlm-i kıraat; söz konusu nihai maksada hizmet gayesiyle Kur’an-ı Kerim’in zapt edilip ’müşafehe’ yoluyla en doğru şekilde ve bütün incelikleriyle, nesilden nesile aktarılması için meydana gelen mühim bir ilim dalıdır. Kur’an’ın, Yüce Mevlamız tarafından tescil edilen yönüyle doğrudan ilintili olan kıraat ilmi, Cebrail (a.s.) vasıtasıyla indirilen vahyin, Hz. Rasulü Ekrem’in fem-i muhsininden sadır olduğu gibi telaffuz edilerek kıyamete kadar taşıma çabasının adıdır. Bu çabanın bir sonucu olarak kıraat ulemamız, Sahabe-i Kiramın Peygamber Efendimizden öğrendiği tilavet şekillerini sonraki nesillere bir taraftan şifahen aktarmışlar, diğer taraftan da adeta her bir Kur’an harfinin edasının, yani icrasının nasıl olması gerektiğini, en ince ayrıntısına kadar kayda geçirmişlerdir. Bu şekilde, Kur’an’ın okunuşu ve nüzul dönemindeki telaffuz biçimleri, sonraki nesillere tüm boyutlarıyla muhafaza edilerek taşınmıştır. Nitekim dönemin ileri gelen ilim merkezlerinden Medine’de, Nafi’; Mekke’de, İbn Kesir; Basra’da, Ebu Amr; Şam’da, İbn Amir ve Küfe’de Asım kıraati, insanların teveccühüne ve üst düzey bir kabule mazhar olmuştur" diye konuştu.

“Osmanlı dönemi ile günümüz arasında köprü oluşturan ve her türlü zorluğa rağmen kıraat öğretiminin kesintiye uğramadan bugünlere gelmesine vesile olan isimleri de anan Erbaş, "Varnalızade Ahmed Hamdi Efendi, Serezli Ahmed Efendi, Enderunlu İsmail Efendi, Ömer Aköz, Ali Rıza Sağman, Kesikbacak İsmail Bayrı, Ali Üsküdarlı, Gönenli Mehmet Efendi, Mehmet Rüşdü Aşıkkutlu, Hasan Akkuş, Mehmet Çevik, Abdurrahman Gürses, İsmail Biçer ve diğer üstatlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu ilmin yaşatılması konusunda onlara çok şey borçlu olduğumuzu bir kez daha ikrar edip hepsini rahmetle anıyoruz. Başta reisülkurra Ahmet Arslanlar hocamız olmak üzere, bu ulvi hizmeti devam ettiren tüm hocalarımıza da şükranlarımızı arz ediyorum Allah hepsinden razı olsun" şeklinde konuştu.



"Kıraat araştırmaları merkezlerine ihtiyaç var"

Erbaş, "Kur’an kursları ve tashih-i huruf kurslarıyla da destelenen söz konusu çalışmalara ilaveten, kıraat alanının temel metinlerinin derinlemesine incelenmesini esas alan ve kaynaklara vukufiyeti daha üst düzeye taşıyacak kıraat araştırmalarının yapıldığı araştırma merkezlerine ihtiyacımızın olduğu ifade etmek istiyorum. Kıraat tedrisatı, mushaf imlası ve tecvid uygulamalarında görülen birtakım farklılıkların, ilmi ölçütlere dayalı olarak izahı ve sahih olanın ortaya çıkarılması da böylece daha mümkün hale gelecektir” ifadelerini kullandı.



"İnsanı şerefli kılan şey, yalnızca hafızasında taşıdıkları ve bildikleridir”

"İnsanı şerefli kılan şey, yalnızca hafızasında taşıdıkları ve bildikleridir” diyen Erbaş, "Bundan dolayıdır ki Kur’an hafızları, ihsan sahibi ve ümmetin en şereflileridir.’ Bu duygu ve düşüncelerle, bu ilmi sabırla tedris ederek icazet almaya hak kazanan kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Nail oldukları bu büyük nimetin şükrü olarak Kur’an’ a hadim bir hayat yaşamalarını niyaz ediyorum. Burada, ülkemizde ve dünyada bu ilmi okutan hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bu icazet merasimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor; Cenab-ı Haktan, bu birlikteliğimizi Kur’an’a hizmet sadedinde samimi bir çaba olarak kabul buyurmasını niyaz ediyorum. Cenab-i Hak yapmış olduğumuz bu merasimimiz hayırlara vesile kılsın” dedi.

Reis-ül Kurra Ahmet Arslanlar tarafından dua edilmesinin ardından öğrencilere icazetnameleri verildi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *