İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Dr. Naim Babüroğlu: “NATO’da söz hakkı bulunmayan Türkiye Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını koruyamaz”

Dr. Naim Babüroğlu: “NATO’da söz hakkı bulunmayan Türkiye Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını koruyamaz”

407
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Pentagon ABD’deki hava üslerinde F-35 eğitimi süren Türk personelin eğitimini durduklarını açıkladı. Geçtiğimiz günlerde de ABD Savunma Bakanlığı vekili Patrick Shanahan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderdiği mektupta S-400’lerin alınması durumunda yeni eğitimlerin olmayacağını bildirmiş, Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit etmişti. İstanbul Aydın Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Naim Babüroğlu, F-35 krizini, Doğu Akdeniz’de gelinen son noktayı ve NATO’suz Türkiye seçeneğini değerlendirdi.

ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) ABD’de eğitim gören Türk F-35 personelinin eğitimlerini durduğunu açıklaması F-35 krizini yeniden gündeme taşıdı. Geçtiğimiz günlerde de Pentagon vekili Patrick Shanahan’ın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a yazdığı mektubun ABD tarafından basına sızdırılması iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açmıştı.

Rus hava savunma sistemi S-400’ün satın alınması NATO’suz Türkiye seçeneğini akıllara getirirken, Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji çıkmazı Türkiye etrafındaki çemberin giderek daraldığını gösteriyor.

İstanbul Aydın Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, ABD ile yaşanan F-35 krizini, Doğu Akdeniz’de gelinen son noktayı ve NATO’suz Türkiye seçeneğini değerlendirdi.



“ABD gerginliği adım adım tırmandıracaktır”

Türkiye ile Kuzey Atlantik Savunma Paktı (NATO) arasındaki ilişkiyi, “Rusya, İran ve Kuzey Kore, NATO’nun tehdit ülkeler sıralamasında yer alır. Bu ülkeler ve diğer kriz bölgeleri dikkate alınarak ‘NATO Kuvvet Havuzu’ oluşturulur. Savunma bütçesi ve NATO kuvvet yapısı bu tehditlere göre şekillendirilir. Türkiye de, ‘NATO Kuvvet Havuzu’nun en büyük katkı sağlayıcılarından biridir. Yani olası bir savaşta Türkiye önceden hazırladığı birliklerini Rusya ile savaşta kullanmaya hazır tutar” sözleriyle özetleyen Babüroğlu, S-400 Savunma Sistemi’nin NATO tarafından ‘tehdit’ olarak algılanan Rusya’dan alındığını bu durumun ABD ve NATO tarafınca şiddetli tepkilerle karşılandığını hatırlattı. Babüroğlu, “ABD ve NATO, Türkiye’nin Rusya’dan stratejik düzeyde bir silah sistemi almasına olumlu bakmaz. ABD gerginliği adım adım tırmandıracaktır” ifadelerini kullandı.



“F-35 alımını en çok İsrail istemez”

Türkiye’nin de üretici ortaklarından olduğu F-35 savaş uçağı programının önemine değinen emekli Tuğgeneral Babüroğlu, “F-35’ler neden önemli? Türkiye’nin envanterinde bulunan F-4E 2020 uçakları ve ardından F-16’ların ilk hizmete giren modelleri 2020’lerden başlayarak F-35’lerle değiştirilecek. Jeopolitik gerginliklerin ve güç mücadelesinin yaşandığı Doğu Akdeniz, Suriye, Irak gibi tehdit eden bu coğrafyada F-35’lerin önemi daha da artıyor. İleri teknolojiye sahip, radar izi bulunmayan beşinci nesil bir savaş uçağı olan F-35, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı ve caydırıcılığı yönünden önemli. F-35’lere sahip olan İsrail, bölgede Türkiye’nin bu uçağa sahip olmasını doğal olarak istemeyecektir” şeklinde konuştu.



NATO üyesi olmayan bir Türkiye mümkün mü?

Babüroğlu, ‘Türkiye’nin NATO’dan ayrılıp, ayrılmayacağı’ yönündeki soruya, “Türkiye bağımsız bir ülke ve elbette istediği zaman NATO’dan çıkabilir. Neden olmasın? Kendi milli savunma sistemini kurmuş, ulusal hava sistemini oluşturmuş, kendisine yöneltilen tehditlere tek başına karşı koyabilen ve herhangi bir ittifakın şemsiyesine ihtiyaç duymayan bir ülke elbette NATO’dan çıkabilir” sözleriyle cevap verdi. Babüroğlu ayrıca, “ABD’den Patriot almakla bağımsız olunmayacağı gibi Rusya’dan S-400 almakla da bağımsız olunmaz” ifadelerini kullandı.

NATO’da söz hakkı bulunmayan bir Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını savunamayacağını ifade eden Babüroğlu, “NATO’da bulunmayan bir Türkiye’nin etkisi ve gücü ne olur? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO’ya üye olması sürecini veto edebilir mi? Ortadoğu’da Türkiye karşıtı politikalar güden herhangi bir ülkenin Batı bloğu ile kuracağı ilişkileri daha doğmadan kesebilir mi? Doğu Akdeniz’in, Ege’nin tümüyle bir NATO, Yunan gölü haline gelmesine karşı koyabilir mi?” dedi. Babüroğlu, “NATO üyesi olmayan bir Türkiye’nin sığınmacı akını gerekçesiyle NATO için ‘tehdit ülke’ olarak algılanması olasılığına karşı ne yapılacak? Bu soruların yanıtları hangi düzeyde tartışıldı” diye sordu.

Babüroğlu’na göre: S-400 düne kadar etkili bir silah sistemiydi, şimdiyse bir tehdit durumuna geldi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *