İstanbul
Orta şiddetli yağmur
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Dr. Öğretim Üyesi Özer Akgül: “Afrika kaynaklı Batı Nil Virüsü kuzeye doğru yayılıyor”

Dr. Öğretim Üyesi Özer Akgül: “Afrika kaynaklı Batı Nil Virüsü kuzeye doğru yayılıyor”

434
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
İstanbul’un Avcılar ilçesinde dört kişiyi etkileyen Batı Nil Virüsü hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Dr. Özer Akgül, Afrika kaynaklı Batı Nil Virüsünü taşıyan Culex cinsi sivrisineklerin giderek kuzeye doğru yayıldığını belirtti.

Hastalık hakkında açıklamalarda bulunan Özer, “Batı Nil Virüsü, ilk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil kesiminde izole edilen Culex cinsi sivrisinekler ile bulaşan bir virüstür. Hastalığın ana döngüsü göçmen kuşlar ve sivrisinekler arasında gerçekleşmektedir. Virüsün yayılımından göçmen kuşlar ve esas olarak da kargalar sorumludur. Sivrisinekler, virüsü infekte kuşlardan alırlar. Batı Nil Virüsü grip gibi aynı odada bulunma, öksürme veya tokalaşmayla bulaşmamaktadır. Hastalığın bulaşması için mutlaka sivrisineğin taşıyıcılığına ihtiyaç vardır. Batı Nil Virüsü’nün insandan insana çok nadir olan bulaşma yolları arasında; kan/organ nakli ve infekte anneden bebeğe doğum veya emzirme durumları bulunmaktadır. Kuluçka süresi 2 ila 14 gün arasında değişmektedir. Virüsle infekte bireylerin yüzde 80’inde herhangi bir belirti görülmemektedir. Ancak, virüs ile infekte olanların yaklaşık yüzde 19’unda baş ağrısı, ateş, kusma, ishal, halsizlik, lenf bezi büyümesi, döküntü gibi hafif semptomlar ile birkaç günde kendiliğinden iyileşen bir hastalık görülmektedir. İleri yaş (50 yaş ve üstü) veya bireyde bağışıklık yetmezliği, diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı gibi altta yatan herhangi bir hastalığın varlığı, olguların yaklaşık yüzde 1’inde gelişen ağır enfeksiyon için risk faktörleridir. Bu kişilerde beyin iltihabı, menenjit, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, nöbet veya kas güçsüzlüğü gibi semptomlar görülebilir” şeklinde konuştu.



‘Türkiye’de ölüm vak’asına rastlanmadı’

Batı Nil virüsünün ülkemizde ölüme yol açmadığını belirten Özer, “T.C. Sağlık Bakanlığı, İstanbul’un Avcılar ilçesinde bu yılın Temmuz ayında Batı Nil virüsü ile infekte 4 hasta saptandığını bildirmiştir. 2018 yılında Avrupa’da olgularda artış, İtalya ve Yunanistan’da salgın ve ölümler olmuş ve aynı yıl Türkiye’de de 26 vak’a bildirilmişti. Türkiye’de şu ana kadar bildirilen Batı Nil Virüsü vak’aları bunun bir salgın olduğunu gösterir nitelikte değildir” ifadelerini kullandı.



‘Afrika kaynaklı virüs giderek kuzeye yayılıyor’

Afrika kaynaklı Batı Nil Virüsü ’nün giderek kuzeye yayıldığının altını çizen Özer, “2018 yılında büyük bir sıçrama yaparak Avrupa’da Türkiye’nin de aralarında bulunduğu altı ülkeyi etkileyen virüsün Dünya Sağlık Örgütü (WHO) rakamlarına göre Avrupa çapında 401 kişide görüldü, virüs nedeniyle Avrupa çapında 16 kişi hayatını kaybetti. 2018 verilerine göre en kuzeyde Romanya’ya kadar ulaşan virüs bu yıl Polonya’daki leyleklerde de tespit edildi. 2018 yılındaki salgında ABD’de 167 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan virüs Bulaşıcı Hastalık Kontrol ve Koruma Örgütü (CDC) verilerine göre bu yıl Kaliforniya, Teksas gibi sıcak eyaletlerden Iowa, Wisconsin, Nebraska ve Kuzey Dakota gibi soğuk eyaletlere yayıldı” dedi.



‘Henüz tedavisi ve aşısı yok’

Virüsün tedavisinin ve aşısının bulunmadığını kaydeden Akgül, “Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün aşı çalışmaları henüz Faz2’den insan deneylerinin başlayacağı Faz3 seviyesine yükseldi. Hastalıktan korunma, sivrisinekler ile mücadele ve bireysel korunma önlemlerinin alınması ile sağlanıyor” şeklinde konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *