Balıkesir’de 22 Ocak’ta meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından gözler bölgedeki fay hatlarına çevrildi. İstanbul başta olmak üzere, Bursa, Çanakkale, Kocaeli ile birçok ilde hissedilen depremde can kaybı yaşanmadı. Deprem hakkında açıklama yapan Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı ve Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu, “2000 yılı sonrasında, bu bölgede meydana gelen depremsellikte bir yükseliş gözlemliyoruz. Bunun nedenleri deprem bilim açısından araştırılmalıdır” dedi.
Son dönemde art arda yaşanan büyüklüğü 5 civarında olan depremlerin deprem tehlikesi yüksek Marmara Bölgesi gibi yerlerde büyük depremleri hatırlatıcı nitelikte olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Utkucu, “Böylelikle Marmara Bölgesinde 1999’daki İzmit ve Düzce depremleri gibi büyük ve yıkıcı depremleri akılda tutarak büyük depremlere hazırlığımızı arttırmalı ve gerekli önlemleri almak için acele etmeliyiz. Deprem bilim çalışmalarında ortak görüş olarak ifade edilen beklenen büyük İstanbul depremi gibi büyük depremleri en az zararla atlatmak için bu türden görece küçük depremlerin bu manada bir fırsat olabilir” ifadelerini kullandı.
“Depremi akılda tutan imarlaşma ve şehirleşme önemli”
Depremden korunmak için şehir planlamasının önemli olduğunu söyleyen Utkucu, yatay mimarinin önemine dikkat çekerek, “Zemin etüdü yapılmamış yerlere bina izni verilmemeli ve yumuşak zeminlerde yatay mimari ile deprem riski azaltma yoluna gidilmelidir. Özellikle fay hatlarının geçtiği yerlerde faydan belli bir mesafeye kadar yapılaşmadan kaçınılmalıdır. Planlı imarlaşma ve buna uygun bir şehircilik uygulamasıyla depremin etkilerinkinden büyük oranda korunabiliriz” dedi.
AFAD Hızlı Reaksiyon Veriyor
Depremler başta olmak üzere birçok doğal afete karşı devlet kurumlarının hızlı ve yerinde aksiyon aldığını bunun da yaşanacak muhtemel can ve mal kayıplarını minimalize ettiği değerlendirmesinde bulunan Utkucu, özellikle AFAD ve Kızılay’ın bu bağlamda başarı sağladığını ve büyük tecrübeler edindiğini ifade etti. Utkucu, “Yakın zamanda ülke olarak yaşadığımız birçok doğal afette bunu test etmiş olduk. Geçtiğimiz yaz aylarında yaşadığımız büyük orman yangınları, ardından sel felaketi ve yine yakın dönemde yaşadığımız Elâzığ, İzmir depremlerinde devlet kurumlarının organize ve koordinasyonlu bir şekilde başarılı bir süreç yürütmüşlerdir” ifadelerini kullandı.
Afet öncesi süreçlerin aynı yeterlilikte yürütülemediğini, bunun da büyük olasılıkla afet öncesi süreçlerde devlet kurumlarının yanında bireylerin, halkın ve özel sektörün de sorumlulukları olmasından kaynaklandığını ifade eden Utkucu, “Afet öncesi süreçlerde devlet kurumları sorumluluklarını yerine getirse ya da bu uğraşı verse de diğer sorumlu paydaşların katkıları olmadan sürecin tam bir başarı ile yürütülemeyeceği açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Deprem Çalışmalarında Öncü Üniversite: SAÜ
Sakarya Üniversitesi bünyesinde; Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Fen Bilimleri Enstitüsü Afet Yönetimi Programı, İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Jeofizik Mühendisliği Bölümü olmak üzere doğrudan deprem üzerine dört ayrı birimde eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyeti yürütülmektedir.
Sakarya Üniversitesinin deprem çalışmalarında öncü bir üniversite olduğunu söyleyen Prof. Dr. Utkucu, çalışmaların dört ayrı birimde ve yüksek koordinasyon içinde yürütüldüğünü, ilerleyen yıllarda Sakarya’nın deprem çalışmalarında merkez konuma geleceğini söyledi.
Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Jeofizik Mühendisliği Bölümü tarafından son yaşanan Balıkesir depremine ilişkin bir rapor hazırlandı.
Merkezin hazırladığı rapora ulaşmak için:
http://www.aym.sakarya.edu.tr/2022/01/23/22-ocak-2022-dursunbey-balikesir-depremi-bilgi-notu/