İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel 'Eğer zayıf zeminlere bina yapılacak ise...'

'Eğer zayıf zeminlere bina yapılacak ise...'

Her ay düzenli olarak bir araya gelerek Grup Pazar olarak toplanan ve içerisinde akademisyen, eğitimci, işadamı ve sanayicilerin yer aldığı dostluk grubu 25’inci toplantısını Şen Otel’de gerçekleştirdi. Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen grubun 25’inci toplantısının konuğu oldu.

SAKARYA - Levent CANDAN

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasının nedeninin güneyden kuzeye doğru hareket eden Afrika ve Arabistan Levhaları ile kuzeyde yer alan Avrasya levhası arasında bir sıkışma zonu içinde yer almasından dolayı aktif fay zonları boyunca birçok depremlerin meydana geldiğini belirtti. Son 116 yıllık deprem istatistiklerine bakıldığında Türkiye’de büyüklüğü 7 ve üzeri olan depremlerin ortalama olarak her 4 yılda bir meydana geldiği ve son büyük depremin Van’da 6 yıl önce, 2011 yılında olduğu göz önüne alındığında yakın bir zamanda Türkiye’de büyük bir deprem olmasının hiç de şaşırtıcı olmayacağını söyledi.

'Büyük zarar görmüş zayıf zemin üzerine yeni bina yapılamamalı'

Prof. Dr. Levent Gülen özellikle Sakarya bölgesinin Türkiye’nin bir numaralı deprem bölgesi olduğunun bilinmesi gerektiğini de hatırlattı. Ayrıca merkez üssü Adapazarı olmayan birçok depremin: örneğin 1943 Hendek, 1957 Abant, 1967 Mudurnu, 1999 İzmit ve 1999 Düzce depremlerinin Adapazarı’nda hasar yarattığını ve bunun da nedeninin öncelikle Adapazarı ovasının zemininin alüvyonlardan oluşan zayıf bir zemin olması ve yer altı su seviyesinin çok sığ olmasıdır dedi. Ayrıca bu tür zeminlerin deprem sarsıntılarını büyütme özelliği gösterdiğini ve deprem sarsıntılarının bu tür zeminlerde sıvılaşmaya yol açtığını belirtti. İdeal olarak bu tür zeminlere bina yapılmamasını önerdi. Eğer mutlaka bu tür zayıf zeminlere bina yapılacak ise de çok ayrıntılı zemin etütleri ve gerekli zemin iyileştirme işlemleri yapıldıktan sonra, ancak az katlı binaların güncel deprem yönetmeliği şartlarına uygun olarak yapılabileceğini belirtti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *