’Sıfır Atık Eğitim Projesi’ toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, proje ile 3 yılda 280 bin çocuğa sıfır atık eğitimi verilmesi hedeflendiğini belirtirken, yine proje ile ekolojik okuryazarlığa sahip bir nesil yetiştirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde ve inisiyatifiyle başlatılan ’Sıfır Atık Projesi’ kapsamında, TEMA Vakfı tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Tetra Pak Türkiye iş birliğiyle hayata geçirilen ’Sıfır Atık Eğitim Projesi’nin tanıtımı yapıldı.
Emine Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un katılımıyla düzenlenen basın toplantısında ’Sıfır Atık Dijital Eğitim Portalı’nında tanıtımı yapıldı. Sıfır Atık Eğitim Projesi ile 3 yılda 280 bin çocuğa doğal varlıkların korunması, doğa dostu tüketim alışkanlıkları, atık yönetimi konularında farkındalık kazandırılması hedefleniyor. Ayrıca toplantıya, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Tetra Pak Türkiye Genel Müdürü Nejat Çalışkan, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
"3 yıl gibi kısa bir sürede 280 bin çocuğumuza sıfır atık eğitimi verilmesi hedefleniyor"
Projenin önemine değinen Emine Erdoğan, "Tema Vakfı, Çevre ve Şehircilik ve Milli Eğitim Bakanlıklarımızla geliştirdiği işbirliğiyle, Sıfır Atık Projesi’nde çocuklarımızın eğitimine büyük bir katkı sağladı. Sıfır Atık Eğitim Projesi, şu anda 20 ilimizdeki okullarda, yaygın bir şekilde sürüyor. 3 yıl gibi kısa bir sürede 280 bin çocuğumuza sıfır atık eğitimi verilmesi hedefleniyor. Daha geniş çerçevede de, Milli Eğitim Bakanlığımızın çevre duyarlılığı eğitimleri verdiğini biliyorum" dedi.
"Çocuklarımız, bir pet şişeyi kullandığında çevreye verecekleri zararı muhakeme edecek bilinci kazanıyorlar"
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Sıfır atık dediğimiz kavram, aslında her gün ürettiğimiz atıkları yönetebilmek için yeni bir yaşam kültürünü yaygınlaştırma çabasıdır. Dünyada bir insanın, günlük ortalama 1,5 kilo çöp ürettiğini farz edelim. Her insanın kendi çöpünü yönetmede uzmanlaşması, atık problemiyle baş etme noktasında büyük kolaylık sağlar. Çocuklarımıza verdiğimiz eğitimde, tüketmeden önce düşünmeyi öğretiyoruz. Bu da, çocuklarımızda daima tüketen, şuursuz davranış biçimini ortadan kaldırıyor. Eleştirel düşünceyi tetikleyerek sorumluluk duygularını arttırıyor. Yani çocuklarımız, bir pet şişeyi kullandığında çevreye verecekleri zararı muhakeme edecek bilinci kazanıyorlar".
"Çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz diğer bir refleks ise, daha az tüketmeleridir"
Projede çocuklara kazandırılan eğitimlere vurgu yapan Erdoğan, "Çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz diğer bir refleks ise daha az tüketmeleridir. Gandhi’nin şu meşhur sözündeki bilgeliği, bir vicdan tartısı olarak evlatlarımıza katmak istiyoruz; "Basit yaşa ki başkaları da var olabilsin". Bu vicdanı kazanmış çocuklar, yarının büyükleri olduğunda, doğal kaynakların kendilerinden sonraki nesillere aktarımını da, teminat altına almış olacaktır. Bir sonraki adım ise yeniden kullan! Bugün maalesef çöp diye nitelediğimiz materyallerin çoğu, henüz ömrünü tamamlamış ürünlerden oluşuyor. Fakat kullan at ürünlerle çepeçevre kuşatılmış olduğumuzdan,her şeyi çöp olarak görüyoruz. Onların yaşam döngülerini uzatmayı aklımızdan dahi geçirmiyoruz. Ne mutlu ki bu eğitimler sayesinde farklı bir düşünce yapısına sahip çocuklar yetişecek. Onların çöp tanımı da bizimkinden farklı olacak. Bu eğitimin son aşaması olan,‘doğaya geri kazandır’ felsefesi ise geri dönüştürerek daha az kaynak tüketmeyi amaçlıyor" açıklamasında bulundu.
"Ekolojik okuryazarlığa sahip bir nesil yetiştiriyoruz"
5D felsefesi olarak tanımlanan Sıfır Atık Eğitimi Projesi ile bilinçli ve vicdanlı yeni bir neslin yetiştiğini belirten Erdoğan, "Yani ekolojik okuryazarlığa sahip bir nesil yetiştiriyoruz. Tabiatı anlama becerisine sahip, ekosistemi ve onun içinde kendi yerini doğru anlayan çocuklarımız olacak inşallah. Çevre krizi, özü itibariyle eğitim eksikliğidir. Tabiatla ilgili bilgi noktasında donanımsızlıktır. Ağaç yaşken eğilir düsturundan hareketle, çocuklarımızın bilgiyi içselleştirmede en verimli oldukları erken dönemleri iyi değerlendirmeliyiz. Çevre bilinci kazandırmanın, uzun vadede muhteşem dönüşleri olacak bir yatırım olduğuna inanıyorum. Tabi, ekolojik okuryazarlığı çocuklarımıza kazandırdığımız kadar hiçbir iş kolu, yaş grubu ayrımı yapmadan, herkesi ekolojik okuryazarlar haline getirmenin de yollarını aramalıyız. Halihazırda ekolojik okuryazarlığın, diğer tüm okuryazarlık biçimlerinden daha önemli ve acil olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *