İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel 'FETÖ’nün Can Damarlarını Birer Birer Kestik'

'FETÖ’nün Can Damarlarını Birer Birer Kestik'

35. İl Müftüleri Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müftülerimizden imamlarımıza, vaizlerimizden müezzinlerimize, ilahiyat fakültesi hocalarımızdan imam hatiplerdeki öğretmenlerimize kadar hepimiz, tam bir seferberlik ruhu içinde çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Camilerimizi, sosyal ve beşeri hayatın tekrar merkezine oturtacak projeleri devreye almalıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 35. İl Müftüleri Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “FETÖ bir sebep değil, arızî bir sistemin ürettiği sonuçtur. FETÖ, milletiyle kavgalı, vatandaşına tepeden bakan, kendi insanını ötekileştiren çarpık sistemin neden olduğu bir hastalıktır. Bu hastalığın devlet ve toplum bünyemize nüksetme etmesi ise, birilerinin iddialarının aksine, yeni değil, oldukça eskidir. FETÖ; 1970’lerin ortalarında bünyeye girmiş, 40 yıl boyunca da o bünyede sinsi bir şekilde büyümüş, palazlanmış, vücudun farklı organlarına bulaşmış habis bir urdur” ifadelerini kullandı. “FETÖ İLE GERÇEK ANLAMDA MÜCADELE SADECE BİZİM DÖNEMİMİZDE YAPILMIŞTIR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Örgüt 40 yıllık serencamı içerisinde en güçlü desteği, 12 Eylül darbesi ile 28 Şubat müdahalesinin faillerinden görmüştür. Demokrasinin askıya alındığı, meşru siyaset zemininin daraldığı, devletin kapılarının milletin evlatlarına kapandığı bu iki karanlık dönem, FETÖ’ye istismar edeceği son derece mümbit bir ortam sunmuştur. Özellikle 28 Şubat döneminde İmam Hatip Okulları’nın kapısına kilit vurulması ve milletimizin inancını yaşamasını engellemeye yönelik mübadeleler, FETÖ’ye arayıp da bulamadığı fırsatları vermiştir. Örgütün bu iki dönemin sonunda serpilip büyümesi asla tesadüf değildir. Bilakis her iki dönem, örgütün devlete sızma faaliyetlerine çarpan etkisi yapmıştır. Bugün bizi FETÖ ile mücadelede eleştirenler, o günlerde bu karanlık örgütün âdeta önünü açacak politikaların en büyük destekçileridir. Zevahiri kurtarmak kabilinden yapılanlar dışında, bizim dönemimize kadar örgüte yönelik doğru düzgün hiçbir operasyon da düzenlenmemiştir. Açık ve net söylüyorum: FETÖ ile gerçek anlamda mücadele sadece bizim dönemimizde yapılmıştır. Ama şunu da söyleyeyim biz de geç kaldık. Ve bu geç kalışın bedelini de maalesef ödedik.” “FETÖ’NÜN CAN DAMARLARINI BİRER BİRER KESTİK” “Yaşadıklarımızdan ders çıkartarak, muhasebe ve murakabemizi yaparak, bir daha böyle acı hadiseler yaşamamak için gereken her türlü önlemi almayı sürdüreceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ, El Kaide, bölücü terör örgütü ve diğer sapkın yapılarla mücadelesinde en büyük imkânı, bu yapıları tamamen söküp atmaya kararlı kadrolar tarafından yönetilmesidir. Nitekim son dört beş yılda hayata geçirdiğimiz tedbirlerle bu örgütlerin tamamına çok ağır darbeler indirdik. Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla DEAŞ ve PKK mensubu yaklaşık 7 bin 500 teröristi etkisiz hâle getirdik. FETÖ’nün can damarlarını birer birer kestik, kesiyoruz. Adaletten kaçtığı sananları, gerekirse yurt dışından getirip, yargıya teslim ediyoruz. Ancak tüm bu çalarımıza rağmen tehlikenin atlatıldığını söyleyemeyiz” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Müftülerimizden imamlarımıza, vaizlerimizden müezzinlerimize, ilahiyat fakültesi hocalarımızdan imam hatiplerdeki öğretmenlerimize kadar hepimiz tam bir seferberlik ruhu içinde çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Camilerimizi sosyal ve beşeri hayatın tekrar merkezine oturtacak projeleri devreye almalıyız.”
Kaynak: https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/99121/-camilerimizi-sosyal-ve-beseri-hayatin-tekrar-merkezine-oturtacak-projeleri-devreye-almaliyiz-

 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *