Bu yıl ‘İstanbul’ temasıyla gerçekleşen Marka Konferansı’na kaltılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, "İstanbullularda edep erkan vardı, İstanbulca konuşurdu, etrafla da çok ilgilenirdi. Şimdi AVM’lere göre tarif veriyorlar. Kadıköy’de oturup Süleymaniye’yi bilmeyen İstanbullu olamaz." dedi.
Bu yıl 20’inci kez düzenlenen Marka Konferansı bu yıl ‘İstanbul’ temasıyla gerçekleşiyor. 2000’e yakın iş liderinin katıldığı konferansta alanında uzman kişiler sunumlarını gerçekleştirdi. Sanat, moda, tarih, komedi ve daha birçok alanda, alanında uzman kişilerin sunumuyla gerçekleşen konferansın bu yıl ki teması ‘İstanbul’ oldu. Konferans kapsamında TUSİAD ile akıllı şehir politikaları üzerine bir çalışma, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile kültür sanatıyla markalaşan İstanbul hedefini somutlaştırma arayışı, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ile de İstanbul’un plastik sorununa çare arama gibi sosyal projeler de ele alınıyor.
"İstanbulca konuşan kalmadı"
Konferansta konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı, İstanbul’u hak etmenin İstanbullu olmanın kurallarını açıkladı. Gazeteci Deniz Bayramoğlu moderatörlüğünde Ortaylı, öncelikle İstanbulca yani İstanbul Türkçesi ile konuşanın kalmadığını vurgularken, "İstanbullularda edep erkan vardı, İstanbulca konuşurdu, etrafla da çok ilgilenirdi. Şimdi AVM’lere göre tarif veriyorlar. Kadıköy’de oturup Süleymaniye’yi bilmeyen İstanbullu olamaz." dedi.
"İstanbul’da herkes için bir şey var ve herkese yer var"
Etkinlik kapsamında İKSV yöneticileri Görgün Taner, Yeşim Gürer Oymak ve Özlem Ece 17 Aralık’ta gerçekleştirilen kültür sanat çalıştayının sonuçlarını paylaştı. Kültür sanatın tüm aktörlerinin katıldığı çalıştaydan çıkan en önemli üç sonucu İKSV yöneticileri anlattı.
İKSV Yöneticisi Görgün Taner, önceliğin İstanbul’un çok kültürlülüğünü unutmamak gerektiğini bunun gelecekte de böyle olacağını vurgulayarak "Bu kentte herkes için bir şey var ve herkese yer var." dedi.
Yeşim Gürer Oymak ise çıkan somut projelere ilişkin "Müthiş bir coğrafyadayız şehir bize onlarca hikaye verebilir. Öncelikle Topkapı Sarayı’nda 2006’ya kadar sahnelenen Saraydan Kız Kaçırma’nın tekrar sergilenmeli bunu da sahneye Ferzan Özpetek koymalı. Mozart’ın operası “Cosi fun totte’ (tüm kadınlar böyle yapar) kadınları en iyi tanımlayan yönetmen Pedro Almodovar filmi ile izleyebilsek ne güzel olur. Son olarak da tüm kültür sanat kurumlarının ajandalarını birleştireceği İstanbul’da uzun hafta sonu etkinliği yapmak istiyoruz. 24 saat boyunca şehrin her yerinde sabahtan akşama kadar sanat olsun istiyoruz. Tüm bunları tek başımıza yapmamız mümkün değil yerel yönetimler ve kamu da destek olmalı." ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *