İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Kazan “Darbenin sivil olanını görmemiştik!”

Kazan “Darbenin sivil olanını görmemiştik!”

Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan, 12 Eylül’ün “sözde yargıladığımız ve demokrasi tarihine geçen kara bir gün” olduğunu öne sürdü. Kazan, 12 Eylül Darbesinin yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaşanılan acı tecrübelerden ders alınmadığını, demokrasi ve hukuku her türlü tehlikeden korumak yerine ona yepyeni, emsalsiz, sinsi ve amansız bir düşman daha yaratıldığını ifade ederek, “Demokrasiye silahlı darbeyi biliyorduk! Ama bugün demokrasinin çok daha amansız bir düşmanı daha olduğunu öğrendik! Ve darbenin sivil olanını daha önce hiç görmemiştik!” dedi. Bugün çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzun altını çizen Zafer Kazan, “Unutulmamalıdır ki; demokrasi ve hukuktan uzaklaştıkça, karanlık ve kaos yaklaşır. Barış, huzur ve güvenlik elimizden yitip gider! Bu tehlikeyi görüp yeniden hukukun evrensel ilkelerine sarılmalıyız!”şeklinde konuştu. İşte Baro Başkanı Av. Zafer Kazan’ın 12 Eylül için yorumu: “KARA BİR GÜN” “12 Eylül… Sözde yargıladığımız ve demokrasi tarihine geçen kara bir gün… Nasıl sürüklenmiştik 12 Eylül askeri darbesine? Kan, gözyaşı, umutsuzluk, düşmanlık, nefret, yalan, iftira, baskı, şiddet, kardeş kavgası ve ülkenin üzerine çöken karanlık bir atmosfer… “HİÇBİR DERS ÇIKARAMAMIŞIZ” Elbette dünün meşum günlerini ve acıları unutamayız… Peki ya çıkardığımız dersler? Nasıl bir tecrübe edindik? Demokrasinin değerini, hukukun üstünlüğünün ne demek olduğunu yeterince öğrenebildik mi? Bugün görünen o ki yaşadığımız acı tecrübelerden hiçbir ders çıkaramamışız! Zira demokrasinin “gidilmekte olan bir yol” olduğunu, bir ruh haleti olduğunu, hukukun bariyerleri ile sarılmış bir özgürlük ortamı olduğunu unutmuş ve onu bir “araç” gibi görme gafletinde bulunmuş görünüyoruz. “TAM BİR DEMOKRASİ VE HUKUK CAHİLİYİZ” Ne acı ki, yaşadığımız onca acı ve gözyaşına rağmen hâlâ tam bir demokrasi ve hukuk cahiliyiz! Tecrübelerimizden istifade ederek demokrasi ve hukuk devleti ilkesini kökleştirmek yerine, aynı acıları tekrar yaşamakta ve çok daha karanlık bir sürece sürüklenmekteyiz! “EMSALSİZ, SİNSİ VE AMANSIZ BİR DÜŞMAN DAHA YARATTIK” Demokrasi ve hukukumuzu her türlü tehlikeden korumak yerine ona yepyeni, emsalsiz, sinsi ve amansız bir düşman daha yarattık! Evet demokrasiye silahlı darbeyi biliyorduk! Ama bugün demokrasinin çok daha amansız bir düşmanı daha olduğunu öğrendik! Ve darbenin sivil olanını daha önce hiç görmemiştik! “ÇOK DAHA BÜYÜK TEHLİKELERLE KARŞI KARŞIYAYIZ” Bugün çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıyayız! Unutulmamalıdır ki; demokrasi ve hukuktan uzaklaştıkça, karanlık ve kaos yaklaşır! Barış, huzur ve güvenlik elimizden yitip gider! Bu tehlikeyi görüp yeniden hukukun evrensel ilkelerine sarılmalıyız! Dolayısıyla demokrasiye, dolayısıyla huzura, barışa ve kardeşliğe sarılmalıyız! Aksi halde geleceğimiz hiçbir umut vadetmez ve yarınlarımızdan emin olamayız! “BU SON ŞANS” Bugün geçmişteki süreçlerin ve acıların bir benzeri yaşanıyor… Kan, gözyaşı, umutsuzluk, düşmanlık, nefret, yalan, iftira, baskı, şiddet, kardeş kavgası ve ülkenin üzerine çöken karanlık bir atmosfer… Hepsi bugün de var… Ancak bu son şanstır! En büyük dikkati göstermeli ve bu son tecrübede durumun daha fazla ağırlaşmasına kaosun daha da derinleşmesine müsaade etmemeliyiz! Yoksa tarihin akışını geriye döndürmek de, geçmişin tecrübelerini tekrarlamak da mümkün olmadığına göre, bize geriye denenecek tek bir rejim kalır! Onun hangisi olduğunu söylemeyeceğim, onu tahmin etmeyi de sizlere bırakıyorum! “TENKİTLERİMİZ DÜŞMANCA ALGILANIYOR” Bugün yaptığımız tenkitler memleketin, insanımızın, çocuklarımızın geleceği adına içtenlikle ve samimiyetle yapılan uyarılar olmasına rağmen, aşırı hassaslaşmış ve övgüden başka söz duymaya tahammül edemeyen bir kesim tarafından düşmanca algılanmaktadır… Bilinmesini isterim ki; bu ülkede yaşayan her bir yurttaşımız, mensubiyeti, aidiyeti, dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, aynı vatan içinde, aynı bayrak altında, eşit haklara sahip, eşit yurttaşlarımız ve kardeşlerimizdir… “DÜŞMANLIK, KAOS ÇIKARMAYA ÇALIŞANLARI SEVİNDİRİR” Uyarılarımızdan rahatsız olup, bize düşmanca yaklaşanlara dahi düşmanlık yapmayı, nefret etmeyi, kötülük yapmayı doğru görmüyoruz! Zira bize nefret duyanlara karşı aynı nefreti duymayı ülkemizi bölmeye, parçalamaya, kardeşi kardeşe düşürmeye çalışarak kaos çıkarmaya çalışanları sevindireceğini çok iyi biliyoruz. “DOST ELİMİZ HİÇ İNMEYECEK” Evet, bu ülkede kimseye nefret duymuyoruz, kimsenin kötülüğünü arzu etmiyoruz, dost elimiz hiç inmeyecek ve daima bekleyecektir… Çünkü bu ülke bölünmesin, bölücülük yapılmasın istiyoruz, çünkü insanlar tıpkı 12 Eylül günlerinde olduğu gibi farklı siyasi veya ideolojik düşmanlıklar içinde birbirine düşmesin istiyoruz, çünkü bu ülkede artık yeni kaoslar yaşanmasın yeni acılar yaşanmasın istiyoruz, çünkü bu ülkeye artık hukuk gelsin istiyoruz, Demokrasi gelsin istiyoruz, Huzur gelsin istiyoruz, çünkü biz bu ülkeyi ve insanını çok seviyoruz….” Haber : Hülya Sürücü
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *