Avukat Mert Deveci, birçok mal sahibinin mağdur olduğu konuların başında zamanında ödenmeyen kira bedelleri ve hatta uzun dönem ödenmeyen kiraların geldiğini söyledi. Deveci. “Kiracı ödemesi gereken kira borçlarını ödemediği takdirde, kiraya veren bu alacakları nasıl tahsil edebilir? Bunun yanında kiracıyı meskenden nasıl çıkartabilir?” konularında önemli açıklamalarda bulundu.
Avukat Mert Deveci, günümüzde en çok karşımıza çıkan hukuki sorunlardan biri de kiraya verdiğimiz taşınmazlardaki kiracıların kira borcunu vaktinde ödememesi ve buna rağmen taşınmazı tahliye etmemesi olduğunu belirterek “Bu durumda taşınmazını kiraya verenler doğal olarak, hem kira alacağını tahsil etmek, hem de kiracıyı taşınmazdan bir an önce tahliye etmek istemektedir. Peki kira borcunun aksatılması durumunda yapılacak işlemler nelerdir ? Tahliye süreci nasıl işler ? İşte tüm bu soruların cevapları; Taşınmazını kiraya veren kişiler bu taşınmaza ilişkin olarak kiracıdan alması gereken kira alacağını alamadığı takdirde kira alacağının tahsili ve kiracının tahliyesi yoluna gidecektir. Türk Hukuk sisteminde avukatla temsil zorunluluğu olmamasına rağmen bu konuda alanında uzman bir avukattan yardım alınması tavsiye edilmektedir. Bununla beraber bu makale sayesinde okuyucularımız en azından işleyiş hakkında bilgi sahibi olacaktır.”
Kira bedelinin ödenmemesi halinde kiralayan doğrudan icra dairesi aracılığıyla taşınmazın tahliyesi yoluna gidebileceğini anlatan Avukat Mert Deveci, “Kiracı kira bedelini ödemediği takdirde, kiralayan ödenmeyen kira bedellerini icra dairesi aracılığıyla göndereceği, para borcunun ifasını içerir ödeme emriyle isteyebilir. Ödeme emrinde 7 gün (6 aydan kısa kira sözleşmelerinde 3 gün) içinde itiraz edilebileceği, 30 gün içinde (hâsılat kirasında 60 gün) ödeme yapılması gerektiği belirtilir. İtiraz kiracı tarafından süresinde yapılmaz, 30 gün içerisinde de ödeme yapılmazsa kira alacağı kesinleşir ve kiralayan (alacaklı) icra mahkemesinden borçlunun taşınmazdan tahliyesini isteyebilecektir. Takibin kesinleşmesiyle kiralayan, icra mahkemesi nezdinde kiracının taşınmazdan tahliye edilmesine karar verilmesi için dava açar.
Kiraya verenin ilamsız tahliye takibi yapabilmesi için yazılı bir kira sözleşmesi şart değildir. Zira kira akdi sözlü olarak da yapılabilir. Sözlü kira sözleşmesinin dayanak olduğu icra takibinde kendisine ödeme emri gelen kiracı, süresi içerisinde kira akdine, aylık kira bedeline açık ve kesin olarak itiraz etmezse kira akdini ve aylık kira bedelini kabul etmiş sayılacaktır. Tahliye talepli icra takibinden sonra kiracıya gönderilen ödeme emrinin kiracıya tebliğ edilmesiyle yukarıda belirtmiş olduğumuz süreler başlayacağından kiracıya yapılan tebligatın dikkatli bir şekilde incelenmesi, tebligatın usulüne uygun olduğunun kontrol edilmesi gerekecektir. Bu suretle icra hukuk mahkemeleri nezdinde tahliye davası açmanın yolu açılacaktır” diye konuştu.
Avukat Mert Deveci, kiraya veren ile kiracı arasında yazılı veya sözlü kira sözleşmesi olmasına rağmen, kiracı kira bedelini ödemediği halde kira borcunu ödediğinden bahisle haksız yere ödeme emrine itirazda bulunursa, kiraya veren icra mahkemesi nezdinde itirazın kaldırılması ve tahliye talep edebileceğini ifade ederek, “Bu davada ispat yükü kira bedellerini ödediğini iddia eden borçlu kiracıya düşecektir. Kira bedelini ödediğini ispat edemeyen kiracı hem davayı kaybedecek hem de haksız itirazından kaynaklı olarak alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilecektir.
Söz konusu davalarda yetkili mahkeme kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Mahkemenin yetkisi kesin yetki olup, mahkemece bu husus resen nazara alınacağından, davanın yetkili mahkemede açılmasına son derece dikkat edilmelidir. Tahliye kararının icraya konulabilmesi için kararın kesinleşmesine ve istinaf mahkemesi tarafından onanmasına gerek yoktur. Kiracının tahliyesi için icra mahkemesi tarafından verilen tahliye kararının kiracıya tefhimi (duruşma sırasında kararın yüze karşı okunması) veya duruşmada yer almamışsa kendisine tebliği tarihinden itibaren 10 günlük sürenin geçmesi yeterlidir. Bu süre geçtikten sonra kiralayan kararı icra dairesine sunar, tahliye harcını ve haciz yolluğunu yatırır ve kiracının taşınmazdan zorla çıkarılmasını isteyebilir” şeklinde konuştu.
Avukat Mert Deveci, günlük hayatımızda sık sık karşımıza çıkan kira ilişkisinden kaynaklı bu tip uyuşmazlıkların çözümü uzmanlık gerektiren bir alan olup, alanında uzman avukat meslektaşlarının yardımıyla sorunu çözmenin daha sağlıklı sonuçlar vereceğini sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *