İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Ombudsman Şeref Malkoç: “Bazı ülkeler uluslararası hukuku dinlemiyor”

Ombudsman Şeref Malkoç: “Bazı ülkeler uluslararası hukuku dinlemiyor”

1602
GÖSTERİM
4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Şeref Malkoç, Türkiye’nin sınır dışı ettiği teröristlerin ülkeleri tarafından kabul edilmeyişiyle ilgili olarak “Bazı ülkeler uluslararası hukuku dinlemiyor. Suç işlediğinde senin vatandaşındı, şimdi ise ‘Gönderdim onu Suriye’ye’ diyorsun. Kimse sorumluluğundan kaçamaz” ifadelerini kullandı.

Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Şeref Malkoç, Türkiye’nin sınır dışı ettiği teröristlerin, vatandaşı olduğu Avrupa ülkeleri tarafından kabul edilmeyişiyle ilgili olarak İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Kamu başdenetçiliğinin vatandaşlar tarafından henüz tam olarak bilinmediğinden de bahseden Malkoç, önemli açıklamalar yaptı. Ombudsmanlığın kamu denetçiliğinin dünyadaki yaygın ismi olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Malkoç, “Ombudsmanlığın görevi, vatandaşla kamu kurumları arasında sıkıntı, zorluk olduğunda mahkemeye intikal etmeden, sıkıntıları çözmek için kurulmuş olan bir müessese. Bir anlamda devlete karşı, vatandaşlığın avukatlığını yapan ama kamu kurumlarında hasmı olmayan, onlara yol gösteren, danışmanlık ve rehberlikle tavsiye veren bir kurum. Burada hedef şu, ülkede kamu hizmetleri verirken eksik, noksan, hata, kusur olursa, bunları mahkemeye gitmeden iyilikle, tatlı dille, dostane şekilde çözmek. Bir nevi vatandaşla kamu arasında arabulucu olarak çalışmaktadır ve bir anlamda idareyi, idarecileri denetlemektedir. Bunu halkın adına yapmaktadır. Kamu denetçilerini parlamento seçmektedir. Hedef, Türkiye’de kamu hizmetlerinin kalitesi artsın, idare daha şeffaf olsun, kamu hizmetleri insan odaklı olsun, insanımızın, vatandaşımızın hak arama kültürü artsın. Kamu hizmetleriyle muhatap olan vatandaşın işini kolaylaştırmak için varız biz. Kamu hizmetlerindeki sıkıntılarda da mahkemeye gidilmeden işler çözülsün, sulha bağlansın diye kurulmuş olan bir kurumuz” ifadelerini kullandı.



“Kamu yöneticilerinin eksiklerini düzeltmek için çalışıyoruz”

Kamu denetçiliği kurumunun verdiği kararların tavsiye kararı olduğunu söyleyerek sözlerini sürdüren Malkoç, “Ben buna uysam da olur uymasam da olur anlamında bir tavsiye değil. Bu tavsiye kararıdır ve buna hukuken uyacaksın anlamında bir karardır. Ama kamu görevlisi de bu kararı aldığı zaman hukuken ikna olmalıdır. Kamu denetliği kurumunun tavsiye kararlarına, AİHM kararı varsa onu, Anayasa Mahkemesi’nin kararı varsa, Danıştay’ın kararı varsa bunları koyuyoruz. Bazen verdiğimiz bir karar 10 binleri, 100 binleri ilgilendiriyor. Kamu yöneticilerinin davranışlarında eksiklik, noksanlık, hata ya da vatandaş aleyhine hususlar varsa, bunları düzeltmek için çalışıyoruz. Bizim insanımız bir kamu kurumunun önünden geçerken tedirgin oluyor. Neden öyle bilmiyoruz. Biz diyoruz ki, iyi yönetim ilkeleri var. Siz herhangi bir makamı işgal eden bir yöneticiyseniz, siz maaşınızı vatandaşın verdiği vergilerden alıyorsunuz. O yüzden vatandaş size geldiği zaman caka yapmanıza gerek yok. Tebessüm edeceksiniz, nezaketle karşılayacaksınız, işini adil şekilde süresi içinde çözmeye çalışacaksınız. Devletin hangi makamı olursa olsun, bunların hepsi milletin emanetidir. Madem bu makam emanet verildi, emaneti uygun olarak kullanacaksın. Vatandaşın talebi haksız, yanlış ya da kusurlu olabilir, bunu tatlı dille söyleyeceksin. Bunları yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin 2023 hedefleri var ve bunları gerçekleştirmek için herkese görev düşüyor. Sivil Toplum Örgütleri’ne, üniversitelere, kamu kurumlarına, yöneticilere, valilere, belediye başkanlarına, medyaya, herkese görev düşüyor. Biz de kamu denetçiliği kurumu olarak bu görevimizi ve sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.



“Dünya ombudsmanlarını İstanbul’da topluyoruz”

18-19 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da çok önemli bir buluşma olacağını da söyleyen Şeref Malkoç, “18-19 Kasım tarihleri arasında dünya ombudsmanlarını İstanbul’da topluyoruz. İstanbul, dünyanın başkenti. 60’ın üzerinde ülkenin ombudsmanı gelecek. 18 Kasım saat 11.00’de Dolmabahçe Sarayı’nda açılış programımız başlayacak ve Cumhurbaşkanımız açılışı yapacak. Dünyadaki ombudsmanların kendi ülkelerinde verdiği hizmetlerle, çalışmalarla ilgili tecrübe paylaşımında bulunacağız. 2020 yılında kendi açımızdan iyi yönetim ilkelerinin takviye edildiği, millete hak arama kültürünün anlatıldığı, hak aramanın yaygınlaştığı, kamuda görev yapanlara da hukukun üstünlüğünün anlatıldığı bir yıl olarak değerlendireceğiz” açıklamasını yaptı.



“Kimse sorumluluğundan kaçamaz”

Ülkelerine iade edilen uluslararası terör örgütü üyelerinin, Avrupa ülkeleri tarafından ‘Vatandaşlıktan çıkardık’ diyerek geri alınmamasıyla ilgili olarak da konuşan Malkoç, “Aslında bunun kuralları belli. Bazı ülkeler uluslararası hukuk kurallarını dinlemiyorlar ve yanlış yapıyorlar. Bu yanlışlar da kendilerine avantaj sağlamayacak. Bu anlamda uluslararası hukukun yerleşmiş kural ve kaideleri var. ‘Bu DEAŞ’lı, vatandaşlıktan çıkardım onu’ diyorsun ama böyle bir şey yok. Çıkarabilirsin ama sorumluluğun ortadan kalkmaz. Suç işlediğinde senin vatandaşındı. ‘Gönderdim Suriye’ye’ diyorsun ama öyle kolay mı? O açıdan kimse sorumluluğundan kaçamaz. Bugün kaçtığını zannederse bile, yarın hangi ülkeyse bunun hesabını verir ve öder. Cumhurbaşkanımız bu konuda açık ve net konuşuyor, Türkiye bu konuda çok açık ve net konuşuyor. Çünkü uluslararası hukuka dayanarak konuşuyor. O açıdan Türkiye’nin tutumu ve yolu doğrudur. Pazartesi günkü toplantıda bunlar da konuşulacak. Dünyanın farklı yerlerinden gelen ombudsmanlarla bunları da değerlendireceğiz. Bizim ana görevimiz idari denetim olduğu gibi, dünyadaki insan haklarının yerleşmesine ve kökleşmesine destek olmaktır. Sonuç bildirgesinde bu konuya da yer vereceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *