İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel Hamile olduğu anlaşılamayan kadın kanser tedavisi sırasında ikiz bebeklerini düşürdü

Hamile olduğu anlaşılamayan kadın kanser tedavisi sırasında ikiz bebeklerini düşürdü

254
GÖSTERİM
7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sakarya’da kanser teşhisi konulan iki çocuk annesi 35 yaşındaki Serpil Bağa, kanser tedavisi sırasında ikiz bebeklerini kaybetti. Yapılan onca kontrol, muayene ve tahlile rağmen hamile olduğu anlaşılamayan kadın yargıya başvurdu.

Geçtiğimiz yıl Ferizli ilçesinde yaşayan iki çocuk annesi 35 yaşındaki Serpil Bağa, kanama ve ağrı şikayeti ile Sakarya Kadın Doğumevine başvurdu. Burada yapılan kontrollerde genç kadının yumurtalıklarından birinde tümör bulunduğu ve tümörün yumurtalıkla birlikte alınması gerektiği söylenerek, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine yönlendirildi. Genç kadın, 11 Haziran 2018 tarihinde SAÜEH Merkez Kampüsünde yumurtalık ameliyatı oldu. Alınan parça patolojiye gönderildi. Gelen sonuca göre genç kadının ameliyatının başarılı geçtiği ve takip edileceği belirtilerek, SAÜEAH Korucuk’taki Tıbbi Onkoloji Bölümüne sevk edildi. Burada takip ve kontrollerine başlanan genç kadına 3 buçuk ay boyunca kan tahlili, tomografi, ultrason ve genetik tahlilleri yapıldı. Eylül ayında ise genç kadında hamilelik ya da rahim kanserlerinde yüksek çıkan kandaki Beta HCG hormonu yüksek çıktı. Bunun üzerine genç kadının doktoru Beta HCG hormonunu hamilelik olarak değerlendirmeyerek ve bu yönde herhangi bir kontrol yapmayıp, bu ani yükselişin kanserli bir hücreden kaynaklandığını belirterek kemoterapi uygulanmasına karar verdi. Serpil Bağa 19 Eylül 2018 tarihinden itibaren 1 yıl olmak kaydıyla kemoterapi tedavisine alındı. Aralık ayı sonuna kadar kemoterapi tedavisi gören ve kanser ilaçları kullanan Bağa, kendisinde tedavinin hiçbir yan etkisinin olmadığını, hatta göğsünden süt geldiğini söylemesine rağmen onkoloji servisi doktorları bunun normal olduğunu ve kanser ilaçlarının hormonlarda dalgalanmaya sebep olabileceğini söyleyerek, endişelenecek bir durum olmadığını ifade ettiler. Doktorlar, son olarak alınan PET raporunda ise rahminde 12 ile 19 santimetre büyüklüğünde tümör bulunduğu ve tüm rahmi kapladığını belirtilerek, acilen ikinci bir ameliyata alınması gerektiğini söylediler. Bu ameliyatı yapabilecek bir doktordan randevu alan Bağa, kontrolden birkaç gün önce rahatsızlanarak kanama geçirdi ve ikiz bebek düşürdü. Yaşanan bu skandal olay sonrasında büyük bir acı ve şok yaşayan aile, konuyu yargıya taşıdı. Hamile olduğunu anlamayan ve ikiz bebeklerinin ölümüne neden olan sorumlular hakkında şikayette bulunan Serpil Bağa, doktorların kendisine hamile kalmaması ile ilgili herhangi bir uyarıda bulunmadığını söyledi.



"Hiçbir yerim ağrımazken kemoterapi tedavisi gördüm"

Serpil Bağa konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Ameliyat oldum, ameliyatım başarılı bir şekilde geçti ve tek yumurtalığım alındı. Daha sonra beni onkoloji servisine sevk ettiler. Orada da tahlillerim yapıldı, sonuçlarında bir sıkıntı çıkmadı. Ve tekrardan son bir tahlil daha istenildi benden. Bende doktora kendimde kanser olup olmadığını sordum, o da bana tümörümün alındığını ve şuanda korkacak bir şey olmadığını söyledi. Tahlili verdikten hemen sonra beni kemoterapiye başlattılar. Kemoterapiye başladık, hastaneye gidip geldik. Bu süreçte midemin bulandığını, iştahımın açıldığını, kilo aldığımı söyledim, normal dediler. Ben bu tedavinin iyi gidip gitmediğini kendime tahlil yapılıp yapılmayacağını sorunca 3 ay sonra yapılacak dediler. Biz biraz zorlayınca tahlil yaptılar ve tekrardan iyi gittiğini söylediler. O arada hastaneye gidip geliyorsun psikolojin bozuluyor, özürlü çocuğum var benim evde, onu birine bırakmam gerekiyordu sürekli. Tedaviden eve geliyorsun halsiz kalıyorsun, hiçbir şey yapamıyorsun. Yiyecek içecek için başkasının gözünün içerisine bakıyorsun yardım amaçlı. Çok zor bir süreçti. 3 ay o şekilde geçti. Daha sonra ben tedaviye yanıt alınıp alınmadığının test edildiği PET’e girdim. PET testinden 1 hafta sonra kendi başıma ne olduğunu anlayamadan evde düşük yaptım kanlar içerisinde. Kimseye bir şey diyemedim, hasta çocuğumu kime bırakacağım diye bilemiyordum. Eşime söyledim durumu. Hamile olmadığımı bilmediğim için bir an organlarımın içimden çıktığını düşündüm. Daha sonrasında zar zor doktorumuza ulaştık. Mikrop kapacağım diye başka doktor ve hastaneye de gidemedim korkudan. Doktorumuza gidip gösterdiğimizde düşük yaptığımı söyledi. Ben sonucu alıp doktorlara gösterdiğim zaman gayet normal karşıladılar. Hastalığın bitti, silindi, sen kendin kurtulduğuna bak geçmiş olsun dediler. Bu kadar ucuz muydu yani. Sevineyim mi, üzüleyim mi ben de bilmiyorum şuan çocuklarıma mı üzüleyim, kanser olmadığıma mı sevineyim hangi duyguyu yaşayacağımı bilmiyorum. Kimseye güvenemiyor, doktora gidemiyorum. Benim hiç başım bile ağrımazken kemoterapiye soktular, yani hiçbir yerim ağrımazken kemoterapi tedavisi gördüm” dedi.



"İnşallah ceza alırlar"

Serpil Bağa, “Düşük yaptıktan sonra tahlillerim temiz çıktı. Burada da bir doktora çıktım ama tabii yaşadıklarımdan sonra güvenemedim ve Çapa’ya gittim, orada da her şey temiz çıktı, tahlillerim güzel çıktı. Ama onların ben ceza almasını canı gönülden istiyorum. Allah’ım bana yaşattıklarını onlara da yaşatsın, inşallah ceza alırlar” diye konuştu.



"Hamilelik testi yapılmadı"

Serpil Bağa’nın eşi Muhammet Bağa ise, "2018 yılında eşim bir rahatsızlık geçirdi, sağ yumurtalığında tümör olduğunu söylediler. Bizde en yakın devlet hastanesine müracaat ettik. Muayeneler sonrasında girdiği ameliyatta sağ yumurtalığı alındı ve ameliyatının güzel geçtiği söylenerek bizi taburcu ettiler. Bundan sonraki kontrollerimiz için Korucuk Hastanesine yönlendirdiler takip ve tahliller için. Herhangi bir problem olmadığını söylediler. Tedavi ve tahliller iyi gidiyordu 2-3 ay gibi bir süreçte iyi gidiyor, normaldi. En sonki tahlilde doktor eşimde kanser hücresi olduğunu söyledi. Bu yüzden bir an önce vücuda dağılmadan kemoterapiye alınması gerektiğini söyledi. Bizde korktuk ve tabii kısa bir süre sonra tedaviye başladık. 1 yıllık bir tedavi süreci verdiler ancak 3 aylık bir kemoterapi sürecimiz oldu. Birçok tahlil yapıldı, sadece hamilelik testi yapmamışlar. Eşim tedaviyi aldığı zaman içerisinde farklı olaylar olmaya başladı. Süt gelmeye başladı, aşermeye başladı bizde şüphelendik. Konuyla ilgili doktorumuza danıştık, durumu anlattık. Doktorda hormonlarla oynandığı için durumun normal olduğunu söyledi" şeklinde konuştu.



“İkiz bebeklerimizin haberini almak yerine, eşime kanser teşhisi konuldu”

Eşinin sağlıklı bir birey iken doktorların ihmali üzerine kanser teşhisi konulduğunu ve hukuki süreci başlattıklarını belirten Muhammet Bağa, "Tedavinin nasıl gittiğini sorduğumuzda önümüzde daha uzun bir sürecin olduğunu söyledi doktor ve 3 ay sonra PET filmi verdi. Eşim PET çekildi ve filmi inceleyen doktor bir iyi bir de kötü haberinin olduğunu söyledi. Kanserin vücuda dağılmadığını ve rahimi ise büyük bir kitlenin doldurduğunu, bunu bir an önce ameliyat olun diye söylendi. Bizde araştırdık ve farklı bir doktor bularak ona randevu aldık, randevuya 2 gün kala eşim evde rahatsızlandı. Hamileymiş, ikiz bebeğimiz varmış, onları düşürdü. Daha sonrasında Korucuk’a giderek doktora eşimin hamile olduğunu ve yaşadığımız olayları anlatarak nasıl farkına varamadıklarını sordum. Bize çocuklar önemli değil düşsün, eşin kurtuldu ya ona dua et sen dediler. Benim eşim sağlıklı bir insan iken hatta ikiz çocuğumuzun dünyaya gelmesi haberini almak yerindeyken eşime kanser teşhisi konuldu. Bilerek veya bilmeyerek ama doktorların ihmali diye düşünüyorum. Çünkü yeterli tahlilleri yapmadılar, bu yüzden de onları affetmeyeceğim. Engelli oğlumuz var, onu başkalarına bırakıp 3 ay boyunca her gün eşimi hastaneye kemoterapi tedavisi için kilometrelerce yol götürdüm. Kemoterapi esnasında eşim ilaçlar aldı, insanlar yanına gelemedi, onun psikolojisi. Kemoterapi aldı diye kanser olduğunu duyanlar ve farklı farklı şeyler diyenler oldu, eşimin morali bozuldu. Şuan da bile bazen düz yolda biraz yürüdükten sonra nefesi kesiliyor. Ben hukuki bir süreç başlattım, inşallah suçlular cezalarını bulur” ifadelerini kullandı.



"Türk yargısına güvenimiz tamdır"

Ailenin avukatı Bahadır Kahveci ise konuyla ilgili olarak, “Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına, İl Sağlık Müdürlüğüne, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğüne ve Sağlık Bakanlığına başvurularımızı yaptık, hukuki süreç başladı. Konuyla ilgili Türk yargısına güvenimiz tamdır. Kısa bir süre içerisinde sorumluların cezalandırılacağını ve sürecin hızlı bir şekilde yürütüleceğine inancımız tam. Başvuruyu yaptığımız gün İl Sağlık Müdürlüğü bir açıklama yaptı; muhakkik atandığını ve soruşturmayı kendilerinin başlattığını bildirdiler” dedi.



İl Sağlık Müdürlüğü soruşturma başlattı

SAÜEAH Korucuk Kampüsünde yaşanan olayda kanser tedavisi gören ve bu sırada hamile olduğu anlaşılamayan anne Boğa, biri kız diğeri ise erkek olan ikiz bebeklerini düşürdü. Aile olayı yargıya taşırken, Sakarya İl Sağlık Müdürlüğünden de konuyla ilgili açıklama geldi. Sağlık Müdürlüğünün açıklamasında, “Yargıya intikal eden olayla ilgili olarak Sağlık Müdürlüğü olarak muhakkik tayin ederek inceleme ve soruşturma başlatıldı. Konuyla ilgili bir rapor hazırlanacak. Sonuca göre gerekli işlemler yapılacaktır” denildi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *