İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan Molla Zeyrek Camii İstanbul’un fethinin yıldönümünü olan 29 Mayıs’ta ibadete açıldı. 901 yıllık tarihi cami havadan görüntülendi.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Molla Zeyrek Camii’nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kapsamlı bir restorasyon çalışması gerçekleştirildi. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından kiliseden camiye dönüştürülen ilk eser olma özelliğine sahip Fatih’teki tarihi Molla Zeyrek Camii’nin 2009’da başlayan restorasyonu tamamlandı. 901 yıllık tarihi geçmişe sahip anıt eser, İstanbul’un fethinin yıldönümünü olan 29 Mayıs’ta ibadete açıldı.
Molla Zeyrek Camii Restorasyon Bilim Kurulu Sanat Tarihçisi üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, caminin tarihi ve restorasyonu hakkında konuştu. Yapının 1766’da bir depremde epey zarar gördüğünü aktaran Yılmaz, “Galiba 3. Mustafa zamanında çok ciddi restore edilmiş. Osmanlı restorasyon uygulamalarının çok enteresan bir örneğidir. Osmanlı devrinde hakikaten bilimsel bir çalışma yapılmıştır burada. Yapıya çok özel yaklaşılmıştır ve yapının kendinden kaynaklanan çok başarılı bir restorasyon gerçekleştirilmiştir burada. Yapı, 1894 depreminde de zarar görmüştü. Sonrasında biraz toparlandı ama herhalde 19. Yüzyılın sonlarından itibaren kaderine terk edildi. Bir ara vakıflar deposu olarak kullanıldı. Bazı değişik dönemlerde cumhuriyet tarihi boyunca birkaç kez restore edilmeye çalışıldı ama hiçbir zaman uygulama devam edemedi. Yan yana 3 yapıdan oluşuyor. En sonunda sadece bu bölümde güney yapının bir küçük kısmında ibadet edilir halde idi. Diğer bölümler tabi tamamen terk edilmişti ve çok bakımsız durumdaydı. 2009 yılından itibaren hazırlanan kurul onay restorasyon çalışmalarına göre çalışmalar başladı” dedi.
Restorasyonun en önemli uygulamalarının kalem işi asmaları olduğunu söyleyen Yılmaz, "Bazı yerlerde 12, 13 katlık boya tabakaları kaldırıldı. Bunlar tamamen niteliksiz soyulmuş badanalardı. Altından çok enteresan kalem işleri ortaya çıktı. Bu restorasyondan önce burayı ziyaret edenler bembeyaz duvarlar görüyor idi. Bu restorasyon ile birlikte kalem işleri ortaya çıktı ki 18. Yüzyıl Osmanlı kalem işleri için çok enteresandır. Pek benzeri olmayan örnekler bunlar. Adeta aşağı da zeminde çok enteresan bir döşeme mozaiği var. Onunla ilişkili bir kalem eseri hazırlanmış. Bu çok etkileyici. Dikkat ederseniz, mihrap tarafında renklerde mermer kaplamalar var. Bunlar kaybolunca Osmanlılar 18. Yüzyılda böyle mermer taklidi boyamalar yapmışlar duvarlarda. Bu çok etkileyici bir yaklaşım. 18. Yüzyıl’da nefis bir minber hazırlanmış ama mihrap hazırlanmış. Mihrap Osmanlı örneklerinden en güzellerinden biri İstanbul’da. Bunu dakikalarca seyredebilirsiniz. Bunlar restorasyon öncesinde kat kat boya tabakalarının altındaydı. Çok uzun bir süre boyunca üzerindeki o tabakalar kaldırıldı. Mihrabın 18. Yüzyıl’daki özgün haline gelmesi sağlandı. Bu hiç şüphesiz restorasyonun en başarılı hatıralarından biridir” şeklinde konuştu.
Restorasyonda 18 ve 19. Yüzyıl dönemlerinin korunduğunu aktaran Yılmaz, “Yapıda 19. Yüzyıl’da da 2. Abdülhamit döneminde bazı kalem işleri yapılmış. Restorasyonda bu iki dönemi korumaya çalıştık mümkün olduğu kadar. Bu en önemli işlerden biridir. Dikkatli bakarsanız iki dönemin izlerini kalem işlerinde görebilirsiniz. Bir de İstanbul’da ilk kez yapının etrafında ciddi bir kazı çalışması yapıldı İstanbul Arkeoloji Müdürlüğü ile çalışmalar yapıldı. Neredeyse iki metre derinlikten yukarı toprak kaldırıldı. Bu çok uzun bir süreçtir. Yapının böylelikle hem rutubetten kurtulması sağlandı hem de dışarıdan daha iyi görülmesi gerçekleştirildi. Mihrap önünde de bir döşeme var. O döşeme 18. Yüzyıl’a aittir” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *