15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Demokrasi Meydanında gerçekleştirilen programa Sakarya Halkı büyük ilgi gösterdi.SAKARYA Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programa Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun yanı sıra; Sakarya Milletvekilleri Recep Uncuoğlu, Kenan Sofuoğlu, Çiğdem Erdoğan Atabek, Muhammed Levent Bülbül, eski Milletvekilleri, Garnizon Komutanı P. Albay Mustafa Cüneyt Arıkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, Vali Yardımcıları Erdoğan Ülker, Bekir Dınkırcı, Abdul Rauf Ulusoy, Kaymakamlar, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Cengiz Yiğit, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, Belediye Başkanları, siyasi parti il başkanları, kamu kurum ve kuruluş yetkilileri, STK temsilcileri, Gaziler ve on binlerce Vatandaş katıldı. Gecede ayrıca, Mehteran gösterisi, ilahi konseri ve Kur’an-ı Kerim tilaveti yapılırken, 15 Temmuz'un 15 Gazisi de vatandaşları selamladı. O geceye dair yaşananların anlatıldığı belgeselin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz Şehitler Köprüsündeki programı canlı olarak izlendi. Protokolde bulunanların konuşmasının ardından halka hitap eden Vali Balkanlıoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Ordu Valiliği görevinde olduğunu, ülkemizde ağır bir ekonomik bunalım, yaygın terör hareketi yokken, Milli İradeye dönük hiç beklenmedik anda hain bir kalkışma olduğunu belirterek, “Önce inanamadık, ancak Milletimizin alın terinden artırarak verdiği vergilerle alınan tankların, uçakların halkımıza karşı kullanıldığını görünce gözlerimize inanamamıştık. Hemen kriz merkezi oluşturduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısından önce tüm yurtta olduğu gibi, Ordu halkı da meydanlara çıkmaya başlamıştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Ben Milletimin gücünden başka bir güç tanımıyorum, bu Millet isterse her şeye mani olabilir, tüm halkımızı sokaklara davet ediyorum’ dediği konuşmasıyla birlikte; iktidarı ve muhalefeti, sağcısı, solcusu dâhil coşkulu bir kalabalık meydanlarda toplandı. O zaman gördük ki; ‘Eğer söz konusu Vatansa, gerisi teferruattır.” Halkımızın direnişi her türlü kalkışmayı ve Milli İrade gaspını yok etti. İnsanlarımız göğüslerini tankların, topların, hatta uçakların önüne tekbir sesleriyle siper etti. Her musibette bir hayır vardır. Eğer böyle bir olay olmasaydı, bu insanlar hücrelerimize, iliklerimize kadar işlemeye devam edeceklerdi. Bu hainler milletimizin neredeyse 50 yılını çaldılar. Bu ülkenin en zeki, en parlak çocuklarını alıp beyinlerini yıkayarak, hain devşirdiler. Milletimizin milyarlarca lirasını cennet vaadiyle topladılar. Gayretullaha dokunan bu davranışları 15 Temmuz’da Allah’ın da izniyle yok olup gitti. Ben 20 yıl Kaymakamlık yaptım, 10 yıldır Valilik görevini sürdürüyorum. Birçok dönemde bu mahfillerin tehditlerine maruz kaldım. Namaz kılıyorsan, eşinin başı da kapalıysa, irticacı yaftası vurulduğu için birçok kez sıkıntı yaşadık. Beni de baskı altında tutup çalıştırmamak, insanlara farklı göstererek kamudan uzaklaştırmak için bayağı uğraştılar. Bu durumları da, hep orduya tehdit oluşturuyor diye kullandılar. Laikliğe aykırı diye dinini yaşayan insanlara rahat ve huzur vermediler. Ancak Allah’a şükür o günler geride kaldı. Bundan sonra kimse kimsenin inancıyla uğraşamayacak, bir takım mahfilleri de göreve davet edemeyecek. Başımıza ne sıkıntı geldiyse, Milletin inanışıyla uğraşmalarından geldi. Birçok konuda ilerleyemeyişimizin, Millet olarak kaynaşmamızın da nedeni budur. Aslında başı açık ya da kapalı olanın, namaz kılan ya da kılmayanın birbirleriyle hiçbir sorunu yok. Allah’a şükürler olsun ki; artık halkın bağrından çıkan ordu, halkla kucaklaşabiliyor. İşte bu hainlerin kalkışması böyle bir hayra da alamet oldu. Ayrıca milli birlik ve beraberliğimizin önemi ortaya çıktı, milletimizin gücü karşısında hiçbir gücün etkili olmadığı anlaşıldı, darbeler dönemi sona erdi, düşmanlarımız ve istihbarat örgütleriyle bağlantılı içimize sızmış hainler ebediyen hayatımızdan çıktı. Sayın Başkanımızın deyimiyle Allah’a şükür inlerine kadar girildi. Bu olaydan sonra; Milletimiz kendisine güvendi, apolitik denilen gençlerimiz Vatan tehlikede olduğu zaman tankların önüne yatarak göğüslerini siper ettiler. Demek ki ne zaman bir sıkıntı yaşasak, görüşü ne olursa olsun herkes bir araya gelerek Vatanı savunup canını ortaya koyabiliyor. Birlik ve beraberliğimizin gücü karşısında hiçbir şey dayanamıyor. Osmanlının son dönemlerinden bugüne sürekli kazan kaldırmayı alışkanlık haline getirmiş, Milletin ensesinde boza pişiren ve aynı zamanda silahlı kuvvetlerin bizzat kendisine darbe yapan bu cuntacılar, ebediyen gündemden düştü. Ordumuz olması gerektiği gibi, seçilmiş hükümetin emrinde, Vatan savunması için mücadele ediyor. Bundan sonra darbeler dönemi sona erdi. Ben Sakarya halkını bir kez daha canı gönülden kutluyorum. Hain kalkışmada göğsünü mermilere ve tanklara siper eden ender illerden birisi de burası idi. Burada bu kadar olay yaşanmasına, 20-30 bin kişiyle işgal edilen Valilik kurtarılmasına ve çok fazla Gazisi olmasına rağmen, Türkiye’de bu durum pek fazla bilinmiyor. Hâlbuki Sakarya büyük bir kahramanlık destanı yazdı. Tankların önüne göğsünü siper etti. Olaylar esnasında içerisinde hanım kardeşlerimizin de bulunduğu bazı kişiler ağır yaralandı. Yani Sakarya’da terörün, kalkışmanın ve bölücülüğün olmadığı bir kez daha kanıtlanmış oldu. Allah sizlerden razı olsun. Buradan vatana ve millete hain çıkmaz. Yüce Allah bu millete böyle acıları bir kez daha yaşatmasın, hainlere fırsat vermesin, dinimizi, imanımızı çalan, bizi yanlış yollara sevk eden, yanlış inanışları da hayatımızdan uzak tutsun. Hakk’ı Hakk bilip Hakk’a uymayı, batılı ve yanlışı da batıl bilip ondan kaçınmayı bizlere nasip etsin İnşallah” dedi. Demokrasi Nöbeti ile devam eden programda; Sakarya İl Müftülüğünce şehir merkezi dâhil toplam 16 ilçedeki camilerde Sela okutulurken, tüm şehitler için de dua edildi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *