İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel SASGEM konferansının konuğu Zafer Söğüt oldu

SASGEM konferansının konuğu Zafer Söğüt oldu

1076
GÖSTERİM
2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezince (SASGEM) düzenlenen konferansa bu hafta Zafer Söğüt katıldı.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonunda yapılan konferansta “Bir Şehrin İçine Girmek” konusu ele alındı. Zafer Söğüt, “Yaşadığın şehre saygıyı sadece üniversite arkadaşları, üniversite ilişkileri bazında tutmamalısınız. Çünkü telefondan kafanızı kaldırıp görmeye başlarsanız başka bir şeyler başlayacak. Mesela benim bu şehirde pamuk helva satan ve kendisinden mantık dersi aldığım bir hocam var. Taksi şoförü diye şişirip kendisi ile felsefe tartıştığım biri var” dedi.

Dünyanın en önemli kültür ve tarih miraslarından sayılan Ayasofya’ya da değinen Söğüt, “Ayasofya mimari bir deha, ancak mühendislik faciasıdır. Bir mimar için heyecan verici ölçülerde büyütülmüş bir yapıyı, mühendis ise yapmaya cesaret edemeyecek kadar da yanlış yapılmış bir binadır. Mimar Sinan dokunmasaydı, bugün Ayasofya diye bir şey kalmıyor olacaktı” diye konuştu.

Bir şehre ilk defa gidildiğinde önce o şehrin mezarlığının gezilmesini tavsiye eden Söğüt, “Mesela Adile Naşit yüzünüzde bir tebessüm ise onun mezarına gittiğinizde de aynı şeyi yaşıyorsunuz. Her ne kadar ölümün soğukluğu ve onun karşısındaki zayıflığımız hesap edilse bile yaşanmış ömrün mezara yansımasını fark ediyoruz. Bir şehri geziyorsanız, lezzetine de bakmalısınız. Şehirlerin kokuları vardır, o kokuları tatmaya çalışın. İstanbul’un gürültüsü diye gördüğümüz şeyi ritim olarak algılayanlar var. İçinde bir şehir var mı? İnşa etmen gereken, mahallesi olan, hanelerden oluşan hatta aşkın en yüksek düzeyde şiddetle yaşanması gereken bir yer olan içinde bir şehir inşa etmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *