Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezince (SASGEM) düzenlenen konferansa bu hafta Zafer Söğüt katıldı.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonunda yapılan konferansta “Bir Şehrin İçine Girmek” konusu ele alındı. Zafer Söğüt, “Yaşadığın şehre saygıyı sadece üniversite arkadaşları, üniversite ilişkileri bazında tutmamalısınız. Çünkü telefondan kafanızı kaldırıp görmeye başlarsanız başka bir şeyler başlayacak. Mesela benim bu şehirde pamuk helva satan ve kendisinden mantık dersi aldığım bir hocam var. Taksi şoförü diye şişirip kendisi ile felsefe tartıştığım biri var” dedi.
Dünyanın en önemli kültür ve tarih miraslarından sayılan Ayasofya’ya da değinen Söğüt, “Ayasofya mimari bir deha, ancak mühendislik faciasıdır. Bir mimar için heyecan verici ölçülerde büyütülmüş bir yapıyı, mühendis ise yapmaya cesaret edemeyecek kadar da yanlış yapılmış bir binadır. Mimar Sinan dokunmasaydı, bugün Ayasofya diye bir şey kalmıyor olacaktı” diye konuştu.
Bir şehre ilk defa gidildiğinde önce o şehrin mezarlığının gezilmesini tavsiye eden Söğüt, “Mesela Adile Naşit yüzünüzde bir tebessüm ise onun mezarına gittiğinizde de aynı şeyi yaşıyorsunuz. Her ne kadar ölümün soğukluğu ve onun karşısındaki zayıflığımız hesap edilse bile yaşanmış ömrün mezara yansımasını fark ediyoruz. Bir şehri geziyorsanız, lezzetine de bakmalısınız. Şehirlerin kokuları vardır, o kokuları tatmaya çalışın. İstanbul’un gürültüsü diye gördüğümüz şeyi ritim olarak algılayanlar var. İçinde bir şehir var mı? İnşa etmen gereken, mahallesi olan, hanelerden oluşan hatta aşkın en yüksek düzeyde şiddetle yaşanması gereken bir yer olan içinde bir şehir inşa etmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *