İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Güncel SAÜ'de Koruma Düşüncesinin Tarihsel Süreci anlatıldı

SAÜ'de Koruma Düşüncesinin Tarihsel Süreci anlatıldı

329
GÖSTERİM
2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü tarafından “Koruma Düşüncesinin Tarihsel Süreci” isimli bir etkinlik düzenlendi.
SAKARYA - Sakarya Üniversitesi SAÜ Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Gizem Frit Amfisi’nde düzenlenen etkinliğe Yrd. Doç. Dr. Nurdan Kuban konuşmacı olarak katıldı.  Yrd. Doç. Dr. Kuban, Avrupa’da Antik Yunan ve Roma, Ortaçağ ve Erken Rönesans, 17. yy ve 20. yy arasında yapılan mimari koruma süreçlerini anlattı. Koruma düşüncesini anlatan Yrd. Doç. Dr. Kuban, “Mimari mirası oluşturan kültür varlığı yapılar, geçmiş uygarlıkların, farklı kültürlerin, unutulmuş yaşam biçimlerinin, köklü mimari geleneklerin günümüzdeki somut yansımalarıdır. Söz konusu zenginliğin bilimsel yöntemlerle, duyarlı ve ilkeli yaklaşımlarla korunması ve gelecek nesillere aktarılması kültürel bir mecburiyettir” dedi. Roma Dönem,  mimarlık ve mühendislik alanında önemli gelişmelerin yaşandığı bir devir olmuştur diyen Yrd. Doç. Dr. Kuban, “Eğrisel taşıyıcı elemanlar Roma ile birlikte ortaya çıkıyor. Bununla birlikte köprüler, su kemeleri, tüneller inşa edilmeye başlıyor. Helenistik dönemde olduğu gibi Roma’da da kamu binalarını ve önemli yapıları heykellerle süsleme geleneğinin de devam ettiğini görüyoruz. Bu dönemde bir koruma düşüncesi olduğunu söylemek zor fakat temellerini arayabiliriz” ifadelerini kullandı. Yrd. Doç. Dr. Kuban, “Ortaçağ Dönemine baktığımız zaman ise, savaşlar dolayısıyla koruma daha çok şehirleri çevreleyen surlar üzerinde olmuştur. 15’nci yüzyıla geldiğimiz de Avrupa’da Rönesans Mimarisinin yaygın olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla korumaya konu olan Roma ve Gotik mimarisi olduğu karşımıza çıkıyor. Rönesans düşüncesini ortaya koyan Albertini ideal şehri tanımlarken şunu ‘Eğer yerleşmede herhangi bir Roma kalıntısı varsa mutlaka korunmalı’ diyor. Bu tarihte ilk defa kültürel korunmanın görüldüğü ve kültürel korumanın başlangıcıdır” dedi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *