Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesince SAÜ Kültür ve Kongre merkezinde “Obezite Cerrahisi Sempozyumu” düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen sempozyum açılış konuşmaları ile başladı. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevin Altınkaynak, konuşmasında obezitenin sağlığı bozacak şekilde aşırı yağ birikmesi olarak tanımlandığını belirtti. Obezitenin başlangıcının çocukluk dönemine kadar gittiğini ifade eden Prof. Dr. Altınkaynak, ABD’de her 3 çocuktan birinin obez olduğunu, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 8-9’lar seviyesinde olduğunu aktardı.
Erişkinlerin 3’te 1’inin çocukluk döneminde de obez olduğuna dikkat çeken Dekan Altınkaynak, “Bu nedenle obezite çocukluk döneminde önlenmeli ve tedavi edilmelidir. Dünya genelinde 18 yaş ve üzeri yetişkinlerin yüzde 39’u fazla kilolu, yüzde 13’ü obezdir. Obezitenin en sık görüldüğü ülke ABD, en az görüldüğü ülke Japonya’dır. Ülkemiz, Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkemizde 4 erkekten biri ile 2 kadından biri obezdir. Bu oran toplamda ise yüzde 30 civarındadır. Obezite tedavisinin komplikasyonları fazla, tedavisi zor, maliyeti yüksektir. İleri seviye obez hastalarda medikal tedavi, diyet ve egzersiz ile kilo vermek oldukça zordur. Tek etkili tedavi cerrahi yaklaşımdır” dedi.
İl Sağlık Müdürü Aziz Öğütlü ise obezite cerrahisinin obeziteyle mücadelede uygulanan bir metot olduğunu belirterek, obeziteyle mücadeleye çocukluktan başlanması gerektiğini söyledi. Beslenme konusunda Türkiye’de çok güzel çalışmaların yapıldığına işaret eden Öğütlü, “Şeker ve tuz başta olmak üzere diğer konularda Sağlık Bakanlığımızın çalışmaları var. Obezite merkezlerimize yönelik şu anda hemen hemen Türkiye’de her hastanede açılmak üzere çalışmalar başlatıldı ki çoğu tamamlanmak üzere. Bütün her şeyi yapmanıza rağmen maalesef obezitesi düzelmeyenler için de tek çare, obezite cerrahisi olmakta. Bu konuda bizim ekibimiz başarılı. Başta Doç. Dr. Kerem Karaman ve Prof. Dr. Fehmi Çelebi olmak üzere ekibe çok teşekkür ediyorum. Bu, daha da ilerletilmeli. Hiç bir şeyin sonu yoktur. Hayırlı bir sempozyum olmasını diliyorum” diye konuştu.
Daha sonra söz alan Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Obezite Cerrahisinden Prof. Dr. Halil Coşkun oturumun ilk konuşmasını yaptı. Obeziteyi tanımlarken Vücut Kitle İndeksi kavramını kullandıklarını söyleyen Prof. Dr. Coşkun, Vücut kitle indeksi 30’un üzerindeki hasta gruplarına obez adını verdiklerini, bu oranın altındakilerde ise obezitenin engellenmesinin temel öncelik olduğunu söyledi. Obezitede çocukluk, erişkinlik ve erken erişkinlik dönemine dikkat çeken Coşkun, “Bu insanlar bir sonraki aşamada obez olacak bireylerdir. Obezitenin engellenmesi hastalıkla mücadeledeki en kritik noktadır” şeklinde konuştu.
Obezite cerrahisinin hangi durumlarda gerekli olduğunu da anlatan Coşkun, cerrahi tedavi ile verilen kilonun uzun süre korunabileceğinin altını çizdi. Kiloyu korumada hastalardaki başarı oranın yüksek olduğunu belirten Coşkun, cerrahinin kendi içindeki tedavi şekilleri ile farklı oranlarda kilo kaybettirebildiğini ifade etti. Obezite cerrahisinin yaşam süresini uzattığına dikkat çeken Coşkun, cerrahide ölüm riskinin az olduğunu, bireyde kanser riskini de ciddi oranda azalttığını sözlerine ekledi.
Son olarak konuşan SAÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Genel Cerrahi Kliniğinden Dr. Enis Dikicier de, “Obezite Cerrahisinde Hastaların Preoperatif Hazırlığı” konulu sunum gerçekleştirdi. Dr. Enis Dikicier, cerrahiye karar verilmiş hastaların geçirdiği hazırlık dönemi ve ameliyat öncesi takip ve gözlemin önemi hakkında bilgiler verdi. Hastaları ameliyata almadan önce farklı bölümlerle birlikte en az üç kez değerlendirdiklerini belirten Dikicier, hastalarda psikiyatrik ya da psikolojik problemlerin de ortaya çıkabildiğini, obezite cerrahisinin bir estetik ameliyatı olmadığını, çok ciddi bir sağlık problemi olduğunu anlattı. Ameliyat öncesinde diyet uzmanı ile birlikte beslenme özelliklerinin ve yeme alışkanlıklarının değerlendirilmesinin önemine vurgu yapan Dr. Dikicier, “Ameliyatın başarısını arttırabilmek için öncesinde hastalar yeme alışkanlıkları hakkında bilinçlendirilmelidir. Ameliyat için hemen karar verilmemeli ve hastanın uyumunu gözlemlemek için yeterli süre tanınmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *