SAKARYA Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ekim Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Önyargıyı Yıkmak’ başlığı altında düzenlenen çalıştay ile sona erdi. OSM’de gerçekleştirilen çalıştayda Sığınmacılar ve Ekonomi: Yaygın Önyargılara Karşı Doğru Bilgiler, Sığınmacılar ve İnsan Haklarının Dili: Doğru Bilgiyi Doğru Dille Aktarabilmek ve Sığınmacılar ve Sosyal Medya: Modern İletişim Araçlarını Etkili Kullanabilmek başlıklarında oturumlar gerçekleştirildi. Programa Prof. Dr. Atilla Yayla, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Yrd. Doç. Dr. Faik Tanrıkulu ve Gazeteci-Yazar Ersin Çelik konuşmacı olarak katıldı. Sığınmacıda dünya rekoru Son yıllarda Türkiye’nin karşılaştığı gibi kitle göç olaylarıyla ön yargı dalgasının gittikçe kabardığını söyleyen Prof. Dr. Atilla Yayla, “Ön yargı toplumun her kesimine nüfuz ediyor. Suriyeli sığınmacılar hayatlarını kurtarmak için yerlerini, yurtlarını, vatanlarını terk etmek zorunda kaldılar ve Türkiye’ye sığındılar. Türkiye, büyük bir insani yardım örneğiyle bu insanları ağırlıyor. Ağırladığı sığınmacı sayısına göre Türkiye’de gösterilen davranış, diğer ülkelerde gösterilen davranışlardan çok daha iyi” ifadelerini kullandı. Ayrıcalık yok Yrd. Doç. Dr. Faik Tanrıkulu, “Suriyeli vatandaşların daha kolay ve sınavsız üniversiteye girişleri hakkında sıkça sorular ve tartışmalar söz konusu oluyor. Bütün dünya ülkelerinde de böyledir. Uluslararası öğrencilerin hepsinde belirli bir kontenjan ayrılır ve o kontenjan dolayısı ile yerli öğrencilerden daha kolay kayıt ve giriş yapabilirsiniz. Bu bütün dünya ülkelerinde böyledir. Dolayısı ile bütün ülkeler bu politikayı izliyor. Türkiye’de 100 bin uluslararası öğrenci var ve bunların sadece 15 bin kadarına burs veriliyor. Aslında Suriyelilere okul konusunda verilen destekler bununla sınırlı. Dolayısı ile bir ayrıcalık yok. Uluslararası öğrenciler üniversiteye girerken nasıl bir sınava giriyor ise Suriyelilerde aynı şekilde ülkemizde okumak için sınava tabii tutuluyorlar. Bu konularda halkımız tarafından böyle yanlış bilgiler yayıldı ve kanıksandı. Aslında tamamı yanlış bilgidir” dedi. Sığınmacı kabul etmek bir ödev Sığınmacıları kabul etmek bir lütuf değil, ödevdir diyen Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Hem ahlaki bir ödevdir, hem doğal/tabii hukuktan hem de evrensel hukuktan kaynaklanan bir ödev. Sığınmacıların durumu, ülkeye faydasından ya da zararından bağımsız olarak ele alınması gereken bir meseledir. Onların geldikleri ülkeye kattıklarının ne olduğu, kattıkları değerler ya da bir şeyler katıp katmadıkları ikincil bir meseledir. Sığınmacıların geldikleri ülkeye kattıkları değerler, ilk bakışta gözle görülmeyebilir. ‘Geldiler işsizliğe sebep oldular’ denen insanlar, tam tersine iktisadi bakımdan bir kazanımı da temsil edebilir” diye konuştu. Dünyadaki saygınlığı arttırır Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Bir ülkenin izlediği sığınmacı dostu politika, onun dünyadaki saygınlığını arttırır ve orayı cazibe merkezi kılar. İnsani bir motivasyon ile iktisadi kaybı göze almak, şaşırtıcı bir şekilde size iktisadi bir kazanç olarak da döner. Nüfustaki artışın daha az iş imkânı demek olmadığını anlamak için ekonometri bilmeye gerek yok. İş imkânları birileri mal ve hizmet sunduğunda ve birileri bunları talep ettiğinde oluşur. Daha fazla insan daha çok talep ve daha çok arz demektir. İnsanların alışverişini zorlaştırmadığımız müddetçe bir denge sağlanacaktır. İşsizliğin kendi sebepleri var ve nüfus artışı bunlardan biri değildir.” Suriyelilere karşı söylemler değişiyor Gazeteci Ersin Çelik, “Suriyeli kardeşlerimiz başka bir kültürden geliyor. Bir alışma süreci olması gerekiyordu. Artık alışması sürecini de doğal olarak kendi içimizde aşmaya başladık. Münferit olaylarla karşılaşabiliyoruz ancak yinede biz soframızdaki ekmeği bölüp verebilecek idrake sahibiz. Bu bizim için çok önemli” diye konuştu. Karşıtlığı körelten haberler Suriyeliler ile ilgili internet haberciliği ve sosyal medyada yapılan haberler ile ilgili açıklamalarda bulunan Ersin Çelik, “Geçen aylarda bir haber yayınlandı. Bizde bunu yayınladık tabi çok etkili oldu ‘5 dil bilen kâğıt toplayıcısı’ diye bir haber. Suriyeli bir vatandaş gerçekten 5 tane dili konuşuyor. Suriye’de çok ciddi bir eğitim almış ve Türkiye’de kömürlükten çıkma bir binada yaşıyor. Bizim eğitim standartlarımızın üstünde bir Suriyeli vatandaştan bahsediyoruz. Bunu halkımız hemen sahiplendi. ‘Neden kâğıt toplasın, biz bu vatandaştan yararlanmamız gerekiyor’ gibi söylemler ile karşılaştık. Biz de bu tavırları görünce benzer haberlerin toplumun Suriyeli karşıtlığını körelttiğini anladık. Ayrıca Suriyeli üniversite mezunlarının İmam-Hatip okullarında Arapça öğretmenliği yapmaları için bir projemiz var. Bu çok ciddi bir proje. Uygulamaya başladık ve çok ciddi bir karşılık alıyoruz. Bu gibi projelere ağırlık vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.‘Ön Yargıyı Yıkmak’ isimli çalıştayda konuşan Prof. Dr. Atilla Yayla, “Suriyeli sığınmacılar hayatlarını kurtarmak için yerlerini, yurtlarını, vatanlarını terk etmek zorunda kaldılar ve Türkiye’ye sığındılar. Türkiye, büyük bir insani yardım örneğiyle bu insanları ağırlıyor” derken, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Bir ülkenin izlediği sığınmacı dostu politika, onun dünyadaki saygınlığını arttırır ve orayı cazibe merkezi kılar” ifadelerini kullandı. Gazeteci Ersin Çelik ise sığınmacılara karşı sofradaki ekmeğini paylaşacak idrake sahip olunduğunu söyledi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *