TEPSAM Başkanı Yıldırım: "AB raporu Türkiye’nin gündemi içerisinde kaybolup gitmeye mahkum"

Türkiye Ekonomik Politik ve Stratejik Araştırma Merkezi (TEPSAM) Başkanı Teoman Yıldırım, "AB Türkiye’ye karşı samimi olmadığı sürece Brüksel’deki birkaç raportörün Türkiye ile ilgili temelsiz ön yargıları ve ideolojik tutumunu yansıtan ilerleme raporları Türkiye’nin gündemi içerisinde kaybolup gitmeye mahkumdur" dedi.

"Avrupa Birliği Genişleme Raporunda Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerinin durma noktasında olduğu ve Türkiye AB’den uzaklaşmaya devam ediyor" açıklamalarına değinen Yıldırım, "AB Türkiye’deki inandırıcılığını ve etkisini arttırmak istiyorsa öncelikle bu dili ve yaklaşımı terk etmek zorundadır. Raportörün Türkiye ile ilgili tutmuş olduğu rapor ciddiye alınmayacak derecede tamamen Türkiye’yi eleştirisel boyutta hazırlanmış durumda. Senaryo ne şekilde olursa olsun Türkiye’yi siyasi ve ekonomik açıdan kararlı durması gerekiyor. Türkiye çok büyük bir ekonomi ve ‘Avrupa ülkelerinin Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma sürecinde olduğu dönemde Türkiye’nin AB’ye çok fazla ihtiyacı yok ayrıca dünyadaki siyasi ve ekonomik dengeler komple değiştirecektir" dedi.

AB’nin yeni bir görüşme sürecini tercih etmemesi halinde Türkiye’nin bu konuda AB süreci ile ilgili kararlı bir plan hazırlaması ve meclise sunması gerektiğini ifade eden Yıldırım, "Mevcut süreç hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin çıkarına olacak tam üyelikten bahsedilir nitelikte olursa güven arz eder. Raporda, tüm aday ülkelerden sadece aday ülke olarak bahsedilirken, Türkiye’den hem aday ülke hem de stratejik ortak ve bölgesel ortak olarak bahsedildi. Bu Türkiye’nin ağırlığının rapora yansıması demektir" diye konuştu.

Siyasi kriterler, temel hak ve özgürlüklerle ilgili bölümün sadece belli çevrelerin fikirlerini yansıtmakta olduğunu vurgulayan Yıldırım, "AB ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri kabul etmekle birlikte bu tehditlerin boyutunu anlamaktan uzaktır. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlusu FETÖ’den hala bir sivil toplum hareketi olarak bahsedilmesinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Demokrasinin yılmaz savunucusu olduğunu iddia eden bir birliğin 250 vatandaşımızı katleden, Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalayan bir terör örgütünden bahsetmemiş olması üzücü ve utanç vericidir" dedi.