Dünya İnsani Eylem Forumu’na (WHAF) katılan Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık ‘Barış Pınarı Harekatı’ ile ilgili Türk Kızılayı’nın çalışmaları hakkında bilgiler vererek, "Bölgedeki insani yardımları kesintisiz devam edebilmesi için koordinasyon görevimizi bu anlamda yürütüyoruz. Bölgeler terörden arındırıldıkça insani yardım faaliyetlerimiz yapılıyor. Bugün Tel Abyad bölgesine girdik" dedi.
Türk Kızılayı’nın ev sahipliğinde dünyada insani yardıma yön veren uluslararası kuruluşların katılımıyla gerçekleştirilen "Dünya İnsani Eylem Forumu (WHAF)" başladı. Dünya İnsani Eylem Forumu’na (WHAF) Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, IFRC Genel Sekreteri Elhadj As Sy, BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez, İslamic Relief Başkanı Anwar Khan ve ECOWEB Direktörü Regina Antequisa’nın ve 300’ün üzerinde temsilci katıldı. 2 gün devam edecek forumun açılışında insani yardım aktörleri vaka çalışmalarını, sektörü etkileyen sorunları ele alarak çözüm odaklı tartışmalar yapıldı. Pullman İstanbul Hotel & Convention Center düzenlenen forumda ayrıca finans, çatışma, yerelleşme ve dirençlilik konuları konuşuldu.
“Zirveyi oluşturan insani kriz ve insani yardım faaliyetleri geliyor”
Forumdaki konuşmasında Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’na değinen Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Türkiye’nin 9 Ekim Çarşamba günü saat 16.00’dan itibaren Suriye’nin Kuzey Doğusundan ülkemize yönelen terör tehdidini bertaraf etmek üzere başlattığı ‘Barış Pınarı Harekatı’nın’ pek çok kesimlerce çarpıtılmaya çalışıldığını dezenformasyon kampanyalarıyla Türkiye’nin bu mücadelesini haklılığını gölgelemeye çalışanların varlığını da üzülerek müşahede ediyoruz. Bu eleştirilerin en başında da bu zirveyi oluşturan insani kriz ve insani yardım faaliyetleri geliyor. Türkiye’nin sivillere zarar verileceği iddia ediliyor. Türkiye’nin terörle mücadele ederken başka bir terör örgütünü de DEAŞ’da ve DEAŞ’la mücadeleyi de sözüm ona yeniden DEAŞ’ın varlık göstereceği ve güçleneceğine dair bu operasyonun sonuçları olacağı konusunda bir takım yanlış anlaşılmalar pompalandırılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur”
“Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur" diyen Kıran konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin çok önemli meselesi vardır. Bu mesele dünyanın da ortak meselesidir. Bugün yıllarca Suriye’de devam eden savaşa göz kapatanlar maalesef orada bir terör örgütünün açıkça palazlanmasına başka bir terör örgütüyle yok etme pahasına bir terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışmalarına hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bunun sadece Türkiye için değil bütün ülke ve dünya için ne kadar büyük tehdit olduğunu hep birlikte kabul etmemiz gerekiyor. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle mağlup edemezsiniz. Terörle mücadelenin en önemli yöntemi uluslararası toplumun bu anlamda iş birliği içine girmesi, dayanışma göstermesi ve bu belayı topyekun defetmesidir. Bir belayı yok edeceğiz diye başka bir belayı güçlendirmenin, onu palazlandırmanın, ona meşruiyet kazandırmanın hiçbir gerekçesi olamaz. Türkiye’nin adında dahi barış olan bu operasyonun bölgeyi tamamen terörden arındırarak oradan kaçan ve orada baskı altından başka ülkelere kaçan masum Suriyeli insanların tekrar yuvaları ana vatanlarına dönmelerini sağlamanın çatışmayla veya herhangi bir başka gayrimeşru şeylerle nasıl ilgisi olabilir. Eğer terör örgütlerini topyekun dünyadan temizlemezsek insanlık içinde çok büyük bir tehditle karşı karşıya kalır. O yüzden Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı da bölgede barışın tesis edilmesi huzurun ve refahın tesis edilmesi noktasında çok önemli bir milat olacaktır. Uluslar arası topluma da bu anlamda çok önemli bir mesaj verilmiş olacaktır” diye konuştu.
“2 bin 200 sağlık personeli bu bölgede sağlık hizmeti üretiyor”
Konferansın ardından ‘Barış Pınarı Harekatı’ kapsamında yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgiler veren Türk Kızılay Başkanı Dr. Kemer Kınık ise "Barış Pınarı Harekatı süresince Uluslararası Toplum Sivil Kuruluşları, Birleşmiş Milletler ve Türk Kızılay ve Kızılhaç hareketiyle temas sağlandı. Bu bölgedeki insani yardımları kesintisiz devam edebilmesi için koordinasyon görevimizi bu anlamda yürütüyoruz. Bölgeler özgürleştirildikçe, terörden arındırıldıkça insani yardım faaliyetlerimiz yapılıyor. Bugün Tel Abyad bölgesine girdik. O bölgede ihtiyaç sahibi olan insanlara acil insani yardım ihtiyaçlarını sağlıyoruz ama bu bölge güvenli hale geldikten sonra bu bölgede yaşayan mülteciler ve kamplarda yaşayan insanlar var. Onlara yardımların götürülmesi noktasında uluslararası kuruluşlara Türkiye’den açılacak olan Akçakale ve Ceylanpınar olan iki sınır kapısıyla yardımcı olacağız. Bir taraftan da bu bölgelerde daha önce terör örgütü tarafından sürgün edilmiş olan o bölgenin yaşayan insanlarını kendi bölgelerine dönüşene destek olacağız. O insanların tekrar kendi köylerine kendi yerleşim yerlerine yerleştirilmesi noktasında insani destekleri vermeye devam edeceğiz. Bölgede Türkiye Cumhuriyeti’nin kararıyla ve uluslararası desteklerle kurulacak olan yeni insani yerleşim birimlerinin tesisi noktasında da buradaki insanların hayata tutunabilmeleri anlamında çok büyük boyutlu desteklerimiz olacaktır. Fırat Kalkanı bölgesi de Zeytin Dalı bölgesi de bu anlamda başarılı bir bölge oldu. Sağlık Bakanlığımızla iş birliği halinde 6 hastane, 34 tıp merkezi işletiyoruz. 2 bin 200 sağlık personelimiz bu bölgede sağlık hizmeti üretiyor. Bu bölgede ürettiğimiz hizmetleri ve modeli şimdi Suriye’nin kuzey doğusundaki bölgede de gerçekleştireceğiz. Eğitim, barınma, sağlık hizmetleri, gıda, hijyen psikososyal rehabilitasyon çok boyutlu hizmetlerle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı’na yaptığımız faaliyetleri şimdi bu tarafta da sürdüreceğiz” ifadelerinde bulundu.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *