Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Kongresi SAÜ'de Başladı

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Osmanlı Araştırmaları Merkezi'nin düzenlediği “Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Kongresi” başladı.

SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde 14-17 Ekim arasında sürecek kongrenin açılış töreninde konuşan Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, kongrenin önemli bir bilimsel buluşmaya sahne olacağını belirtti. Sakarya Üniversitesi’ne ve Osmanlı Araştırmaları Merkezi’ne her zaman destek olduklarını dile getiren Coş, “Osmanlı ne kadar araştırılırsa, yine de eksik kalacak bir medeniyet, bir devlet. Bu nedenle bu konuda ne kadar çok araştırma yapılırsa, muhakkak ki bugün gençlerimizin, aydınlarımızın bu hususları öğrenmesi, Osmanlıyı daha iyi tanıması suretiyle geleceğimize yön verilmesi hususunda da büyük kazanımlar elde edeceğimiz muhakkaktır” ifadelerini kullandı. SAÜ’nün bu konularda yaptığı ve yapacağı ulusal ya da uluslararası çalışmaların, kendileri açısından da kıvanç verici olduğunu söyleyen Vali Coş, “Bu açıdan bu kongrenin hayırlara vesile olmasını, Osmanlı'nın daha iyi tanınmasına, bilinmesine, değişik yönleriyle daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Kongre temel misyonumuza katkı sağlayacak SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas da konuşmasında, üniversitenin iki temel görevinin olduğunu söyledi. Bu görevlerden birincisinin, eğitim, öğretim ve araştırma alanında evrensel alanda bir ortam, atmosfer oluşturmak, ikincisinin de ülkenin temel değerlerine bağlı bir nesil yetiştirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Elmas, dünyaya açık bir üniversite oluşturma yönündeki çalışmalarda çok önemli mesafeler aldıklarını vurguladı. Değerler konusunda da yapılan çalışmalara değinen Elmas, yapılanları kurumsal hale getirmek için 3-4 tane önemli araştırma merkezi kurduklarını, Osmanlı Araştırmaları Merkezi'nin de yeni kurulduğunu ve bu merkeze önem verdiklerini söyledi. Elmas, “Ülkemizin, neslimizin, cumhuriyetimizin temellerinin, özünün yoğrulduğu, uzun yılların birikim sonucu kurulmuş olan, aslında bu birikimlerden uzun süre yararlanamayan bir neslin şu anda hayatta olan ve ülkemizde faaliyet gösteren kişileriyiz. Biz tarihimizde olanları daha iyi bilmeliyiz. Osmanlı ile ilgili bir takım bilgileri yurtdışındaki kaynaklardan araştırmak durumunda kalıyoruz. Özellikle eğitim ve öğretim konusundaki bir takım bilgileri yurt dışından ve diğer yerlerden, kaynaklardan araştırıyoruz. Üniversite olarak dünyadaki eğitim öğretimdeki tüm gelişmeleri çok yakından izliyoruz. Osmanlı’yı daha iyi inceledikçe bugünkü eğitim sistemi ile ilgili bağları kurmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla Osmanlı Araştırmaları Merkezi’nin düzenlemiş olduğu bu kongre ve bu konuda yapılacak diğer çalışmaların üniversite olarak en büyük destekçisi olacağız. Çünkü bu bizim temel misyonumuzun en önemli parçası” ifadelerini kullandı. Osmanlı Araştırmaları Merkezi’ni önemsiyoruz Sakarya Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı eski Danışmanı Prof. Dr. Mustafa İsen, Sakarya Üniversitesi’nin tarihinin çok eskilere giden bir üniversite olmamakla birlikte, bir üniversitenin yapması gereken görevlerin icrasını çok iyi gerçekleştirdiğini ifade etti. Osmanlı Araştırmaları Merkezi gibi merkezleri oldukça önemsediğini dile getiren İsen, öğrencilerin ve bu konuda çalışma yapacak olan akademisyenlerin kongreden gerektiği kadar yararlanacağını düşündüğünü söyledi. Hanedan üyesi olarak bu tür çalışmaları gururla izliyoruz Kongreye katılan Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamid Han’ın 4’üncü kuşak torunu Nurhan Osmanoğlu ise, burada bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Hanedan üyesi olarak bu tür çalışmaları gururla izlediklerini aktaran Osmanoğlu, “Yapılan çalışmaları, araştırmaları iftiharla takip ediyoruz. Köklü tarihimizin bu şekilde etkinliklerle gün ışığına çıkması inanın çok gurur verici bir duygu. Bu sebeple kongreyi organize eden herkese minnet ve teşekkürlerimi sunarım, kongreye başarılar dilerim” değerlendirmesinde bulundu. Toplumlar birbirlerini tanıyacak Dört gün sürecek olan kongre hakkında bilgi veren Kongre Başkanı ve SAÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat Aydın, kongreyle uzun bir tarihi geçmişi birlikte yaşamış ve ortak bir kültürü paylaşmış olan toplumların, birbirlerini daha iyi tanımalarına ve ortak hareket etmelerine zemin oluşturacak çalışmalar yapılacağını söyledi.