Dini nikahlı eşi ve yanındaki şahısla tartışma yaşadığı binanın yedinci katından aşağı düşerek yüzde 96 oranında felçli kalan Songül Bora, hukuki mücadelesinde önemli ilerleme kaydetti. Kayıtlara intihar girişimi olarak geçen olayda kasten aşağı atıldığını belirten Bora’nın 4 yıl süren mücadele sonrası açmayı başardığı davada ilk duruşma Cuma günü görülecek. İki zanlı tasarlayarak öldürmeye teşebbüsten yargılanmaya başlanacak. Öte yandan davanın sonucunu bekleyen genç kadın, ilk kez İhlas Haber Ajansı’na konuşarak; "Beni ittiler o geceyi hatırlıyorum" dedi.
Yaklaşık 4 yıl önce Ümraniye’deki bir binanın yedinci katından düşmesi sonucu yüzde 96 oranında felçli kalan 24 yaşındaki Songül Bora’nın, dini nikahlı olarak birliktelik yaşadığı Müjdat Ç. ve İsrafil K. hakkında açtığı davanın ilk duruşması 5 Temmuz Cuma günü Kartal Anadolu Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Müjdat. Ç’nin hayatında başka bir kadın olduğunu öğrenmesi üzerine yaşanan tartışma sonucu Songül Bora’nın yedinci kattan aşağı düşmesi ve günlerce komada kaldıktan sonra kendine gelmesiyle sonuçlanan olayda adı geçen iki zanlı, tasarlayarak öldürmeye teşebbüsten yargılanacak.
Hukuk mücadelesi veren Songül Bora ise ilk kez ekran karşısına çıkarak İHA’ya konuştu. Şu anda hayatına tekerlekli sandalyeyle devam eden genç kadın, olayın yaşandığı günü anlattı. Bora, “22 Aralık 2015 günü tesadüfen Müjdat Deniz Çevik’in arabasını gördüm. Hem erkek arkadaşımdı, hem de dini nikahlı birlikteliğimiz vardı. 22 Aralık gecesi başka bir kadınla daha beraber olduğunu ve bu kadının başka birinden 13 yaşında bir oğlu olduğunu öğrendim. Müjdat’tan da 7 aylık hamileydi karşıma çıktığında. Ben onun karşısına çıktım. Kandırdı. Her şey o gece başladı. Soluğu onun iş arkadaşlarının yanında aldım. Çok kötüydüm, psikolojik olarak bitmiştim. Kandırıldım, aldatıldım, her şeyi öğrendim ve çok kötüydüm. Onun iş arkadaşlarının yanına gittiğimde biraz toparlandım. Müjdat Ç. ve İsrafil K. geldi oraya. Oradan hep birlikte çıktık. Biraz dolaştık, kendini ifade etmeye çalıştı. O da aynı şekilde çok kötü durumdaydı. Ondan sonra atıldığım, itildiğim yere gittik. Orası onun yurt dışındaki bir tanıdığının evi. Ama biz kalacağımız zaman o evde birlikte oluyorduk ve o evde kalıyorduk, o evde vakit geçiriyorduk. O gece bitmedi, sabahına zaten saat 9, 10 gibi tam hatırlamıyorum, tekrardan Müjdat Ç. ve İsrafil K.geldiğinde kendi üstüme kapıyı kilitlemiştim. Onlar güvenliğe kapının kilidini kestirip içeriye giriyorlar. Ondan sonra bir arbede çıktı ve kendimi yerde buldum. Uyandığımda yoğun bakımdaydım. 7 kat aşağıya düştüm. İsrafil K.beni attı, itti. O anı hatırlıyorum. Davam 2 ay önce açıldı. Her şey çok yavaş ilerledi. Ben inanıyorum onların ceza alacağına. Yedinci ayın 5’inde ilk davamız görülecek” diye konuştu.
Sağlık durumu hakkında bilgi veren Songül Bora, “Çevremdeki herkes hala yaşadığıma inanamıyor. İyi ki de yaşıyorum. Bir tek beni kandırmadı, duygularımla da oynamadı. Her şeyi yapan da, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden de kendisi. 3 buçuk yıldır ben kendimle bir hayat mücadelesi veriyorum, ben üzülüyorum. Bundan sonra onların üzülmesini istiyorum. Tekerlekli sandalye kullanıyorum. Doktorlarım hala bu dereceye geldiğime bile inanmıyor. Her gördüklerinde beni, şaşkınlık yaşıyorlar. Onlara kalsa, ilk dedikleri boynumdan aşağısını kullanamayacaktım, felç kalacaktım. Ama şu anda sadece bacaklarım. Fonksiyonel olarak yürüyemiyorum. Hayatımı kolaylaştıracak her türlü elimden gelen bütün fizik tedaviye hala devam ediyorum” dedi.
Avukat Cesim Parlak: “Türkiye’de kadın cinayetlerinin birçoğunun temelinde intihar süsü var”
Gelinen hukuki süreçle ilgili bilgi veren Songül Bora’nın avukatı Cesim Parlak ise, “Uzun bir mücadele sonucu, 4 yıl mücadele ettik, en nihayetinde Ağır Ceza Mahkemesi’nin önünde artık adam öldürmeye teşebbüsten iki sanık var. Bunlar 2015 yılında Songül Bora’yı kendini camdan atmış, yani intihar etmiş süsü vererek bir adam öldürmeye teşebbüs dosyasını kapatmaya çalıştılar. Kayıtlara da öyle geçmişti çünkü Songül Bora yaklaşık olarak yüzde 90 felçli durumda. Olaydan sonra doğru dürüst beyanı alınamamış, üzerinde durulmamış, takip edilmemiş, soruşturma da sadece sanıkların yani Songül Bora’yı camdan atanların ifadeleri üzerine yürüdüğü için kayıtlara intihara teşebbüs olarak geçtiğinden dolayı önce kapatılmaya çalışılmış” diye konuştu. Konu kendilerine intikal edince farklı bir bakış açısıyla ele alınması gerektiği üzerinde durduklarını kaydeden Avukat Cesim Parlak, “Daha sonra konu bize intikal edince biz Türkiye’de kadın cinayetlerinin birçoğunun temelinde intihar süsü verilerek yapıldığını bildiğimiz için meselenin bu boyutuyla araştırılması, soruşturulması gerektiği üzerinde durduk. En nihayetinde savcılık da bir karara vardı. Songül Bora o gün camdan atılmış. Aynen Ankara’daki Şule Çet davası gibi. Kayseri’deki bir başka dava gibi. İzmir’deki herhangi bir kadının intihar süsü verilen öldürülme olayı gibi bir olay bu da. Duruşmamızın ilk celsesi de Cuma günü” dedi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *