İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Kısa Kısa Naci İris sessizliğini bozdu

Naci İris sessizliğini bozdu

1526
GÖSTERİM
8 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Naci İris, SASKİ Genel Müdürlüğü’ndeki Teftiş Kurulu Başkanlığı vekâlet görevi Eski Genel Müdür tarafından sonlandırılması sonrası medyada çıkan haber ve yorumlar ile ilgili sessizliğini bozdu.
SAKARYA Naci İris hakkında çıkan haber ve yorumlar ile ilgili yaptığı açıklamada '2019 yılı Mayıs ayı ikinci yarısında şahsımla ilgili, yerel basınımızda yer alan bazı haberler hakkında bu güne kadar suskunluğumu korudum. Çünkü SASKİ Genel Müdürlüğü’ndeki Teftiş Kurulu Başkanlığı vekâleti görevimin Eski Genel Müdür tarafından sonlandırılması konusunda çelişkili ve hemşerilerimizin kafasını karıştıracak birçok haber ve yorumlar yapıldı. Bu haber ve yorumlara cevap vermiş olsam, yeni bazı konular gündeme getirilecek ve konuyu kapatmak mümkün olmayacaktı. Yaşadıklarımı yaşayan birçok insan gibi ben de konuyu yargıya taşıdım ve sessizliğimi bugüne kadar sürdürdüm. Konu yargıda sonuçlandı ve sizler aracılığıyla konuyu muhataplarıyla paylaşma vakti geldiğini düşünüyorum. Şöyle ki; Bugüne kadar yaptığım bürokratik görevlerin tamamına davet üzerine başladım. Gerek Adapazarı Belediyesi Teknik işler Başkan Yardımcılığı, gerekse 7 yıl ifa ettiğim SASKİ Genel Müdür Yardımcılığı görevlerine davet üzerine geldim. Hayatımın hiçbir döneminde makam talebinde bulunmadım veya maddi kaygılarla görev istemedim. 2019 Mart Yerel seçimleri sonrası Büyükşehir Belediye Başkanımızın daveti üzerine kendisiyle yaptığım ilk görüşmede kendisine “Sizden bir makam beklemiyorum, sizinle yaptığım görüşmeler neticesinde maddi gelirimin artışını sağlayacak bir beklentim de yok. Tek gayem var, kurum personeli olup kurumuma/şehrime hiçbir şey üretmeden oturmak istemiyorum. Size yardımcı olabilirsem, şehrimize bir katkı sağlayabilirsem bundan mutluluk duyarım.” dedim. Bu kapsamda kendisiyle görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerimizden birini yaptığımız günlerden birinde Sayın başkanımızın talimatı ile SASKİ Teftiş Kurulu Başkanlığı görevini yürütmem hususunda görevlendirildim. Böyle bir talebim yoktu, ancak görev verildiği zaman görevden imtina etmem de mümkün değildi. Göreve başladım ve gerek verilen talimatları, gerekse görevimin gereklerini yerine getirdim. Tabii ki bu durumdan rahatsız olanlar da oldu, surat asanlar/uyaranlar oldu, yoluma devam ettim, ilkelerimden taviz vermedim. Bazen kurum içinden, bazen kurum dışından teftiş edilmesi istenen konular önüme gelmeye başladı. Birçoğu içi boş, dedikodu merkezli konular olduğunu araştırmalarım neticesinde tespit ettim. Bu süreçte tarafıma çok sorulan bir konuya da açıklık getirmek isterim: Büyükşehir Belediye Başkanımızdan SASKİ Genel Müdürlüğü’ndeki görevli herhangi birisinin yaptıkları veya attığı imzalar sebebiyle işlem yapmamı istemedi. Yaptığım vekâlet görevi 28.05.2019 günü bitecekken Eski Genel Müdür hakkımdaki güvenlik soruşturmasını ilgi tutmak suretiyle 23.05.2019 günü sonlandırdı. Ardından konu yerel medyada yer aldı, yayın kuruluşları genel anlamda / olabildiğince meslek ilkelerine uygun habercilik anlayışı sergilerken yapılan yorumlarla konu çok farklı mecralara çekildi. Hatta bu süreçte öyle organize faaliyetler oldu ki, örneğin saat 12.30 da hakkımda olumsuz yazılan bir yorum, saat 12.40 da 150 beğeni topluyordu. Emin olun bunların hiçbirisini önemsemedim, gece yastığa başımı koyunca beş dakika içinde uykuma dalıyordum, hala da öyle… Biliyorum ki çiğ yemeyenin karnı ağrımaz. Ancak yapılan yorumlarda kişilik haklarıma saldıran, açıkça iftira eden ve hakaret içerikli ifadeleri mahkemeye taşıdım, haklarında suç duyurusunda bulundum, bu konudaki süreç devam ediyor, inşallah süreç sonuçlanınca yine kamuoyu ile sonucu paylaşacağım. Tarafsız bir makamın (yargının) kararını beklemeden konuşmama kararı aldım, bunu uygulamak gerçekten çok zordu ama genel anlamda uyguladığımı düşünüyorum. Manevi anlamda ifade etmem gerekirse şeytanın gıybet-dedikodu yapmak hususundaki iğvalarına karşı durmalıydım, durdum da Elhamdülillah… Büyükşehir belediye başkanımızdan müsaade isteyip dava sonuçlanana kadar yeni bir görev vermemesini istedim, konuyu idari yargıya taşıdım ve nihayet sonuçlandı. Artık gerçekleri kamuoyu ile paylaşma zamanı geldi, ama yalnızca gerçekleri… Tarafıma verilen görevin sonlandırılmasında altlık olarak kullanılan “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması evrakının içeriği şahsımla ilgili en ufak bir olumsuzluk içermemesine rağmen sanki şahsımın bir terör örgütü ile irtibatı varmış gibi bir hava oluşturmak suretiyle işlem yapıldı. Hâlbuki bu şehirde doğmuş, okumuş, büyümüş, kamu kurumlarında görev yapmış, gerek eşim, gerek çocuklarımla açık, şeffaf ve mutedil bir hayat yaşamış bir kişi olarak ve hayatımın son 25 yılını kesintisiz bu şehirde geçirmeme rağmen bu süreci bana yaşattılar. Kim olduğum ve ne yaptığım hususunda beni en iyi tanıyabilecek kişilerin başında aynı ocakta yetiştiğimiz eski Genel Müdür olmasına rağmen bu işlem tarafıma reva görüldü. Ocağımızın büyükleri bu konuyu çözme hususunda sınıfta kaldılar. Kimi taraf olarak, kimileri de taraf olmadan konunun çözümü için bir çaba göstermediler. Belki böyle bir girişim olsaydı daha kısa süreçte çevremizdeki insanlar, mesai arkadaşlarımız iki arada bir derede kalmazlardı. Onlar da bu süreçte çok yıprandılar. Emniyet Müdürlüğü’nden gelen evrakın içeriğini öğrenmek istediğimde, kardeşinin FETÖ’cü olduğunu ima eden, sanki evrakta bu ifade yazılmış gibi bir tavır sergilendiğini gördüm. Mahkeme sonuçlandığında gördüm ki, kardeşinin çocuğunun “FETÖ/PYD müzahir eğitim kurumunda öğretim görmesi” yazmaktaydı. Şimdi size soruyorum, yeğeninin bu şekilde eğitim görmesinden dolayı “devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği” ni düşünebilir misiniz? Konu hakkındaki mahkeme kararını birebir paylaşmamın daha doğru olacağını düşünüyorum ve takdiri size bırakıyorum: ….  davacının, hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu elde edilen "babasının FETÖ/PDY müzahir banka hesabında 2013 yılında bir miktar parasının olması ve kardeşinin çocuklarının 2014-2015 ve 2015-2016 yıllarında FETÖ/PDY müzahir eğitim kurumlarında öğretim görmeleri" yönündeki istihbari bilgiye dayanılarak-görevlendirme süresi sona ermeden, görevlendirmesinin (görevde kalmasının) kamu güvenliği ve hizmetinin görülmesi bakımından sakınca yaratacağı gerekçesi ile sonlandırıldığı, buna karşın güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında davacı hakkında her hangi bir ilişik kaydına rastlanılmadığı, yine babası ve kardeşi hakkındaki iddialara ilişkin davacıya yansıyan olumsuz yönde bir tespitin bulunmadığı görülmüş olup, dolayısıyla davacının arşiv araştırmasını ve güvenlik soruşturmasını olumsuz yönde etkileyebilecek nitelikte tespitin bulunmadığı, yine güvenlik soruşturmasının olumsuzluğuna ilişkin idarece alınmış bir kararın bulunmadığı, yalnızca istihbari bilgiye dayanılarak dava konusu işlemin tesis edildiği, idarelere geçici atama/görevlendirme gibi işlemlere karşı tanınan takdir yetkisinin sınırı diğer işlemlere göre daha geniş yorumlanabilse de, olayımızda işlem sebebinin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına dayandığı anlaşılmış olup, halen davalı idare bünyesinde uzman olarak görev yapan ve kendisine ilişkin terör örgütleri ile bir ilişik kaydı olduğuna yönelik tespit bulunmayan davacının, hakkında kamu güvenliği ve hizmetinin görülmesi bakımından sakınca yaratacağı gerekçesi ile işlem tesis edildiği, ancak davalı idarece bu yönde davacıya yüklenebilecek somut bir tespitin yapılmadığı anlaşılmış olup, Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi'nde (SASKİ)uzman olarak görev yapan davacının, Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Teftiş Kurulu Başkanı'nın yıllık izine ayrılması nedeniyle yerine kendisinin vekâleten görevlendirilmesine ilişkin işlemin, yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu süresi dolmadan sonlandırılmasına ilişkin 23.05.2019 tarih ve E.4667 sayılı Sakarya Büyükşehir Belediyesi SASKİ Genel Müdürlüğü işlemin sebep yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, ……………. oybirliğiyle karar verildi.   Mahkeme kararında net bir şekilde ifade edilen iki husus var: İlki emniyetten gelen evraktaki içerikten şahsıma ait olumsuz nitelikte bir tespitin olmadığıdır. İkincisi ise; ilgili yönetmeliğin 15. maddesinde; yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla sonucunu sorumlu amirin takdirine sunmak üzere değerlendirme komisyonu kurulmasından bahsedilmesine rağmen güvenlik soruşturmasının komisyon kurulmadan Eski Genel Müdür’ün bireysel kararının olduğudur. Mahkeme kararı gösterdi ki, zaten yıllardır SASKİ’de çalışan personel olmama rağmen yapılan araştırma kesinlikle art niyetlidir ve özel amaç gütmektedir. Bu karar, vekâleten sürdürdüğüm bir görevin sonlandırılmasını iptal ettiğinden atama gibi bir sonuç doğurmamaktadır, ancak üzerimize atılmaya çalışılan çamurdan temizlendiğim için değerlidir. Bu detaylarıyla konuyu, kamuoyu ile paylaşmam gerektiğini düşündüm. Bu süreçte maddi/manevi desteğini esirgemeyen Büyükşehir Belediye Başkanımıza, bu sıkıntılı süreçte bana her daim destek olan aileme, hukuki destekleri için avukat ve hocalarıyla hukuk büromuza, dualarıyla bizi yalnız bırakmayan herkese, tüm dostlarıma teşekkür ediyorum, inşallah bu imtihanı hepimiz başarıyla atlatmışızdır' dedi.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *