Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Abdülkerim Dinç'ten kıymetli bir araştırma-inceleme eseri
Çok geniş bir coğrafyada, farklı kültür ve dillerde hâlâ yaşayan Nasreddin Hoca, Türk kültürünün kaynaklarından birisidir. Nasreddin Hoca, Balkanlarda, tabiatıyla Gagauz kültürü ve folklorunda da “Nastradin” ismiyle önemli bir yer tutar.
Bu çalışmada, Dionis Tanasoğlu’nun, 1959 yılında yayımladığı “Bucaktan Sesler” isimli eserinden başlayarak, Nikaloy Baboğlu’nun “Gagauz Folkloru”, Güllü Yoloğlu’nun “Gagoğuz Folkloru - Seçmeler”, Todur Zanet’in “Gagauzluk – Kultura, Ruh, Adetler” ve Petri Çebotar’ın “BizimDost Nastradin” isimli müstakil çalışması, Nevzat Özkan’ın Gagavuz Edebiyatı, Bülent Hünerli’nin bilim dünyasına kazandırdığı Mihail Guboglu’nun Gagauz Folkloru Derlemeleri ve Harun Güngör ile Mustafa Argunşah’ın Gagauz Türkleri isimli eserinden yola çıkarak Gagauz halk kültüründe Nasreddin Hoca / Nastradin fıkralarını dikkatlere sunacağız.
Dionis Tanasoğlu’nun kaleme aldığı “Bucaktan Sesler”, Gagauz folklorunun ve Gagauz çağdaş edebiyatının ilk derlemesidir. Tanasoğlu, eserinde,Gagauz kültüründeki söylenişinden farklı olarak Nastradin yerine Türkiye’deki söylenişiyle “Nasreddin Hoca Fıkraları” başlığıyla 22 fıkranın yer aldığı bir bölüm ayırır. Yoloğlu’nun iddiasına göre Tanasoğlu, fıkraları Türkiye Türkçesinden Gagauz Türkçesine aktarmıştır. Nikolay Baboğlu’nun, Gagauz Folkoru isimli derlemesinde 17 Nastradin fıkrası, Güllü Yoloğlu’nun Azerbaycan Türkçesine aktardığı Gagoğuz Folkloru-Seçmeler isimli eserinde 62 fıkra; Todur Zanet’in çalışmasında, 54 fıkra, Guboğlu’nun derlemelerinde 49 fıkra, Harun Güngör ve Mustafa Argunşah’ın Gagauz Türkleri’nde, 22 fıkra, Nevzat Özkan’ın, Gagavuz Edebiyatı isimli eserinde 61 fıkra, Petri Çebotar’ın, “Bizim Dost Nastradin” isimli müstakil eserinde 152 fıkra yer alır. Çebotar, kitabının önsözünde bazı fıkraların Gagauz kültüründen derlemeler olduğuna işaret ederken; bazı fıkraları başka dillerden kendisinin çevirdiğini söyler. Ne yazık ki, hangi fıkraları, hangi dilden/kültürden çevirdiğini söylemez. Bu durum bize göre büyük bir eksikliktir. Ümit ederiz ki, Çebotar hangi fıkraları nerelerden çevirdiğini bilim dünyasına gösterir.