İstanbul
Orta şiddetli yağmur
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Psikoloji Kültür İflası Mı Yaşıyoruz?

Kültür İflası Mı Yaşıyoruz?

1586
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Ramazan Bayramı yaklaşıyor. Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma gibi duyguların arttığı bayramların, insanların birbirine yakınlaşması için fırsat olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Klinik Psikolog Melek Abca, “Köklerimizin, geldiğimiz toprakların, atalarımızın bize bıraktığı manevi zenginliklerin kıymetini bilmeli, bunları hatırlamak için bayramları iyi değerlendirmeliyiz” açıklamalarında bulundu.

2000’li yıllardan itibaren, milenyum çağının getirdiği teknolojik imkanların da insanları daha çok koşuşturmaya, yanı sıra bireyselleşmeye ittiğini söyleyen Abca, şöyle konuştu:

“Yeni çağın getirileri bizi kendi farkındalığımızdan uzaklaştırdı; geleneklerimizden, kültürümüzden, masallardan, hikayelerden, o bilgelik boyutumuzdan uzaklaştırdı. Teknolojinin nimetlerini yaşamak varken onu yanlış kullandık. Yaşanan pandemi süreci bize yeniden birlik olmanın, birbirimizle paylaşmanın, kültürümüze sahip çıkmanın önemini hatırlattı. Şimdi hatırladıklarımızı tekrar yaşatma, öğrendiklerimizi sonraki nesillere aktarma vakti…”

Ciddi bir kültür iflası yaşandığını belirten Abca, “Ekosistemlere baktığımızda her varlığın, her nesnenin birbirine bir aidiyeti var, bütünlüğü var. Biz bu bütünlük içerisinde sadece birbirimizle değil, doğada birçok şeyin; ağacın, toprağın, güneşin farkındalığını unuttuk. Şükran duymayı unuttuk, şükretmeyi unuttuk. Hep “Anılarım geride kaldı, çocukluğum, büyüklerimiz geride kaldı’’ diye yakınıyoruz, ancak bu gidişatı da değiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

“Çocuklarımıza manevi rehber olmalıyız”

Günümüzde abartılı bir “kendi kendine yeterlilik” durumunun yaşandığını belirten Abca, “Atalar ve derin aile hikayelerinin unutulması, birbirimizle, dünyayla, vefat eden aile bireylerimizle ve geçmişimizle nasıl yaşayacağımıza dair hiçbir yönergenin olmayışı ciddi bir sorun. Bizi bağlayan ve birleştiren ortak hikayelerle, atalarımızın topraklarıyla bağlantımızı yeniden kurmalı, çocuklarımızı da yönlendirerek onlara manevi rehber olmalıyız. Onların kişisel gelişimine katkı sağlarken, onlara birlikte var olmayı da öğretmeliyiz. Çocuklarımızla film izleyelim sabah kahvaltıları yapalım. Ama tek başına bunlar yetmiyor. Bizim geleneklerimizi, masallarımızı, kadim bilgileri bilge büyüklerimizden alıp, çocuklarımıza da aktarmalıyız” açıklamalarında bulundu.

“Bayram, aile bağlarını pekiştirmek için çok önemli bir fırsat”

Bayramda, ailenin tüm üyelerinin bir araya geldiği etkinliklerin, aile bağlarının pekiştirilmesi için çok önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Abca, “Geniş aile olarak tanımlanan büyükanne, büyükbaba başta aile büyükleri ve yakınlara ziyaretler düzenlemek, eskiden olduğu gibi bayram kahvaltılarında bir araya gelmek, çocukların psikolojik gelişimine de katkı sağlar. Çünkü çocuklar her zaman sadece ebeveynlerinin değil diğer aile büyüklerinin de yaşam deneyimlerine ve rehberliklerine ihtiyaç duyarlar. Memleket ziyaretleri aile bireylerine doğdukları, büyüdükleri yerleri görme, anılarını tazeleme ve paylaşma olanağı da sağlar. Bu fırsatları iyi değerlendirmeli, kültürümüze sahip çıkmalıyız” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *