İstanbul
Hafif yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Bu hastalık ölüm nedenleri arasında ilk sırada

Bu hastalık ölüm nedenleri arasında ilk sırada

1978
GÖSTERİM
3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sinsi bir hastalık olan hipertansiyonun birçok sağlık sorununa neden olduğunu ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Elif İjlal Çekirdekçi, hipertansiyon oluşumunda genetik faktörlerin de etkili olduğunu belirterek, ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerektiğini kaydetti.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Elif İjlal Çekirdekçi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada tansiyonun kalpten pompalanan kanın atar damar duvarına yaptığı basınç şeklinde tanımlandığını ve yaşamın devamlılığını sağladığını oysa hipertansiyonun, kan basıncındaki “normalin üzerindeki artış” ve “tansiyon hastalığı” olarak bilinen durum olduğunu söyledi. Çekirdekçi, bu sinsi hastalığın yıllarca hiçbir belirti vermeyebileceğini ve kötü sonuçlara neden olmaması için erken tanı konulmasının yaşamsal önem taşıdığını ifade etti.

“Tansiyonun düzenli takibinin yapılması gerekmektedir”

Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre hipertansiyonun tüm ölüm nedenleri arasında birinci sırada olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, yaşla beraber artış gösteren bu duruma, diyabet gibi diğer hastalıkların da sıklıkla eşlik ettiğini kaydetti. Tansiyonun düzenli takibinin ve tedavisinin yapılmaması halinde kalp, damar, beyin, göz, böbrek gibi organlarımızda geri dönüşü çoğu kez olmayan hasarlara, hatta can kaybına neden olduğunu dile getiren Çekirdekçi, bu nedenle yüksek kan basıncının ‘ sessiz katil ’ olarak da anıldığını hatırlattı.

Yapılan araştırmalarda 18 yaş üzeri erişkinlerde her üç kişiden birinde, 50’li yaşlardan itibaren ise her iki kişiden birinde hipertansiyon olduğunu belirten Çekirdekçi, “Türkiye verilerine baktığımızda hipertansiyon farkındalığı, ilaç kullanma sıklığı, tedavi-kontrol oranlarında kayda değer artış olsa da bunların yeterli düzeyde olmaması, Avrupa ülkelerine göre geri kalması ve yaşlanan nüfus da dikkate alınınca rakamlar kaygı verici olmaya devam etmektedir.”

“ Ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerekir ”

Hipertansiyonun hastada mevcut olan böbrek hastalığına, hormonal bozukluklar gibi başka bir hastalığa ya da ilaçlara bağlı da oluşabileceğinin altını çizen Çekirdekçi, “ Yaş, menopoz, genetik faktörler de hipertansiyon oluşumunda etkilidir. Bu nedenle ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerekir. Bunun yanında yaşam tarzında olumsuz tutum ve davranışlar hipertansiyon gelişim riskini artırır. Daha sağlıklı bir yaşama giden yolda yardımcı olacak üç anahtar vardır. Bunlar; kilonun sağlıklı düzeyde tutulması, sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam sürmektir. Yüksek kalorili, yağ ve kolesterolden zengin gıdalar ile beslenme, önerilenin üzerinde kiloya sahip olma, hareketsiz hayat sürme, egzersiz yapmama veya çok az yapma, sigara-alkol kullanma gibi durumların düzeltilmesi hedeflenmelidir. Tedavi içinse hipertansiyonlu hastaların çoğunda ilaç tedavisi gerekir. Böylelikle kalp krizleri ve inmeler önlenebilir. İlaçlar doktorun verdiği gibi düzenli kullanılmalı ve herhangi bir yan etki ortaya çıktığında vakit geçirmeden doktora bildirilmelidir” şeklinde konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *