İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Büyük göğüsler kamburluğa neden olabilir

Büyük göğüsler kamburluğa neden olabilir

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Dürdane Keskin, büyük göğüslerin kamburluğa neden olduğunu söyledi.

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Dürdane Keskin, “Ülkemiz kadınları fenotipik olarak büyük memeye sahiptir. Halk arasında büyük göğüs daha estetiktir algısı olsa da, aşırı büyük olması sorun teşkil edebilir. Göğüs ağırlığı direk sırt ve boyun omurgaları tarafından taşınmaktadır. Sırt ve boyun omurlarına devamlı yük binmesi, omurgada şekil bozukluğuna hatta kamburluğa sebep olabilir. İleri dönemde bu kadınlarda boyun fıtığına bağlı 4. ve 5. parmaklarda uyuşma görülebilir. Bu hastalar sırt, boyun ağrısı nedeniyle fizik tedavi alırlar. Mevcut sebep düzeltilmedikçe ağrının tedavisi mümkün olmayabilir. Büyük göğüsler omuzlarda çökmeye sebep olur. Erken dönemde yapılan meme küçültme ameliyatı omurga sağlığını korur. Yine göğüs altında mantar ve pişik gelişimi sık görülebilir. Temizlik ve hijyen açısından zordur. Büyük göğüsler, ağırlık nedeniyle sarkmaya meyillidir. Yanlardan taşan, koltuk altına kadar uzanan göğüsler gündelik kol hareketlerini zorlaştırır. Aynı zamanda kadını olduğundan daha kilolu gösterir. Daha büyük beden giymek zorunda kalırlar. Spor faaliyetlerine katılmakta güçlük çekerler. Tüm bunlar kadının öz güvenini ve sosyal hayatını etkiler. Göğüs boyutu küçültmek sadece ameliyat ile mümkündür. Göğüs küçültme ameliyatı estetik ameliyat gibi düşünülse de çoğu kadında gerekliliktir” dedi.



“Kadınlarda en sık görülen kanser, meme kanseridir”

Meme küçültme ameliyatının meme kanserine neden olmadığını ifade eden Op.Dr. Keskin, “Ameliyat öncesi gerek duyulan hastalarda meme ultrasonu veya mamografi çekilmesi sayesinde meme dokusu değerlendirilir. Ameliyat öncesi memede kitle varsa aynı anda çıkartılması mümkündür. Meme küçültme sonrası çıkan doku patolojik olarak incelenir. Yapılan çalışmalarda meme kanserinin erken teşhisine katkı sağladığı ve meme küçültme ameliyatı sonrası meme dokusunda azalmaya bağlı, kanser görülme ihtimalinin de azaldığını göstermiştir. Büyük göğüslerin küçültülmesi sadece ameliyat ile mümkündür. Ameliyat genel anestezi altında yapılır. Aynı anda meme dikleştirme de sağlanır. Meme boyutlarında ve şeklinde asimetri varsa bu ameliyat sırasında düzeltilebilir. Meme dokusu kısmi olarak korunur. Korunan meme dokusu ile doğum sonrası emzirmek kısmen mümkündür. Çıkarılan doku miktarı ile orantılı olarak emzirme fonksiyonu etkilenebilir. Ameliyattan bir hafta sonra gündelik hayata kolaylıkla geri dönülebilir” diye konuştu.

Meme küçültme ameliyatında amacın vücut ile uyumlu boyut ve şekli elde etmek olduğunu kaydeden Op. Dr. Keskin, “Bu hastanın boyu, omuz genişliği ve göğüs kafesi çapı ile orantılıdır. Ne kadar küçültülebileceği, hastanın göğüs yapısı ve isteğiyle planlanır. İleride gebe kalmayı planlayan hastalarda emzirme fonksiyonunu korumak için minimal küçültme tercih edilir. Aşırı büyük olmayan göğüslerde ameliyat gebelik ve emzirme sonrasına ertelenebilir. Fakat aşırı büyük göğüslerde genç yaşta omurga kalıcı olarak etkilenebileceği için erken dönem yapılması tavsiye edilir. Ameliyat sonrası hastalarda en sık gözlemlenen öz güvende artıştır. Hastalar erken dönemde bile kıyafet tercihinde daha rahat olurlar. Erken dönemde ameliyat edildiği taktirde duruş bozukluğu ve omuzlardaki çökme düzelir. Bu sebepten omurga sağlığını korumak için erken dönemde müdahale önemlidir” açıklamalarında bulundu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *