İstanbul
Az bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Çocuğunuzla konuşun

Çocuğunuzla konuşun

Bursa Özel Hayat Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşegül Ersoy, çocuklarda konuşmanın gecikmesinin sebepleri hakkında bilgi verdi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşegül Ersoy, konuşmanın öğrenilebilmesi için başkalarının konuşmasını duymak, duyduğunu algılamak, söylemek istediğini seslendirebilmek gerektiğini söyledi. İnsanoğlunun hayatının ilk aylarından itibaren konuşma becerisinin hızla geliştiğini belirten Ersoy, “Yeni doğan döneminde bile bebeklerin ağlama şekline göre ağrı mı duydukları yoksa acıkmış mı oldukları anlaşılabilir. Hayatlarının birinci ayını dolduran bebekler agulamayla, altıncı ayını dolduranlarsa değişik sesler çıkararak ve karşısında konuşan kişiye bu seslerle cevap vererek iletişime geçer. 12 aylık bir bebek bilinçli 2-3 kelime söyleyebilirken, 2 yaşında 2-3 kelimelik cümle kurar. 3 yaşına gelen bir çocuğun kelime dağarcığındaysa 16-20 farklı eşya ismi ve 6-10 eylem bulunmaktadır” dedi. Dil ve konuşmanın gecikmesinin birçok değişik sebebi olduğunu hatırlatan Dr. Ayşegül Ersoy, “Bunların arasında down sendromu, yarık damak/dudak anomalisi gibi genetik; işitme kaybı gibi işitsel; serebralpalsi, otizm gibi nöropsikiyatrik; 3 yaşın altında TV, tablet, telefon karşısında çok zaman geçirmek gibi psikososyal yoksunluk ve zekâ geriliği gibi sebepler de gelebilir” diye konuştu. Dil gelişiminin, akademik başarı için de önemli olduğuna işaret eden Dr. Ersoy, şöyle konuştu: “2-5 yaş arası dil bozukluğu yaşayan çocuklar okul çağında okuma ile ilgili de güçlükle karşılaşabilirler. Peki, ne zaman çocuklarda konuşma/dil gelişimi ile ilgili ayrıntılı inceleme gerekir? 12-15 ayına gelmiş bir çocuk (ba-ba, da-da, ma-ma) gibi sesler çıkarmıyorsa, herhangi bir zamanda adıyla seslenildiğinde bakmıyor ve ânî seslere tepki vermiyorsa, 18. aya geldiğinde tek kademeli basit yönergeleri yerine getiremiyorsa (anne nerede, topu al, ışık nerede), 2 yaşında hâlâ hiç anlamlı kelime yoksa, 3 yaşında iki kelimeli (özneli yüklemli) cümlesi yoksa, 4-5 yaşında basit hikâye anlatamıyor ve konuşması anlaşılmıyorsa ayrıntılı psikiyatrik değerlendirme gerekmektedir.” Konuşmayı ihmâl etmeyin Ersoy, “Çocuğunuzla konuşun, onun konuşmasını ve oyun oynamasını kolaylaştırıp destekleyin. Çocuğun sorularına yaşına uygun cevaplar verin, soru sormasını teşvik edin. Sosyalleşmesini önemseyin ve başka çocuklarla ya da kardeşleriyle oynama/paylaşma fırsatları verin. Güven duygusunu geliştirmek için onu olduğu gibi (şartsız) sevdiğinizi gösterin ve söyleyin. Bağımsızlaşmasını destekleyin, ancak esnek, tutarlı ve gerektiğinde sınırlayıcı da olsa kurallar koyun. Ebeveyn olarak kendi ilişki ve evlilik yaşantınızın sağlıklı ve dengeli olması için çaba gösterin. Sözlerinize kıyasla davranışlarınızın dikkate alındığını bilin. Çocuklar erişkinlerin bol konuşmasından değil tutum ve davranışlarından etkilenir ve bunları örnek alır, sorunlu davranışlar olsa da. Çocuklarınızla diyaloğunuzda serinkanlı olmaya çalışın, çünkü onlar erişkinlerin sâkin davranışlarına daha iyi cevap verirler” şeklinde konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *