İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Marmara Basın Sağlık Deprem korkunuz çocuğunuzda travma oluşturmasın

Deprem korkunuz çocuğunuzda travma oluşturmasın

Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, ailelerin deprem korkusunun çocuklarda travma oluşturabileceğini söyledi.

Uzman Psikolog Müjde Yahşi, 12 yaşın altındaki çocukların soyut düşünemeyeceklerini, somut düşündükleri için depremin nasıl gerçekleştiğini zihinlerinde işleyemeyeceklerini, bu nedenle depremin, çocukların zihninde belirsiz bir eylem olduğunu ifade etti. Yahşi, "Deprem konusu hepimiz için korkutucu bir olay fakat çocuklar için deprem, korkudan çok daha fazlası demek. Belirsiz kavramlar çocukları ürkütür ve çocuklardaki kaygının artmasına neden olabilir. Kaygı düzeyi artan çocuklar yoğun endişe, güvensizlik ve korku hisseder. Korkulu rüyalar görme, yalnız kalmaktan korkma, alt ıslatma, parmak emme, tırnak yeme, kekeleme, içe kapanma gibi ruhsal belirtiler gösterirken nedensiz karın ağrıları, mide bulantıları, uyku bozuklukları gibi fiziksel belirtiler de gösterebilirler. Deprem çocuk tarafından ’bu olayın sorumlusu benim, benim yüzümden deprem yaşanıyor, anneme kötü davrandığım için bu başımıza geldi, ben kötü biriyim’ şeklinde algılanabilir. Ya da çocuğun gözünde deprem; ’evimizi ya da okulumuzu kim sallıyor, biri mi sallıyor, uçak mı çarptı, ondan mı sallanıyor’ gibi ütopik düşünceler şeklinde de algılanabilir. O nedenle çocuğun zihninde oluşan bu belirsizliği belirli hale getirmemiz gerekir. Çocuğun gelişimine uygun şekilde bu olayı anlatmalıyız. Bu noktada oyunlar ve oyuncaklar bizim iletişim araçlarımız olmalıdır. Somutlaştırarak ve oyun ile anlattığımız deprem, hem çocuğu kaygıya sokmaz hem de çocuk için daha anlaşılır olur. Mesela oyuncaklardan faydalanarak; ’Sana bir şey söyleyeyim mi, deprem nasıl oluyor biliyor musun? Yerin altında böyle yan yana kocaman kocaman kayalar var, onlar dura dura eskiyor, sonra da ufak ufak parçalanıyor, parçalanırken yanında duran diğer kayaları da sallıyor, biz de yerin üstünde olduğumuz için sallanıyoruz hepsi bu’ şeklinde somutlaştırarak yapacağımız açıklamalar çocuğu rahatlatır ve çocuk deprem olayına olağanüstü anlam yüklememiş olur" diye konuştu.

Uzman Psikolog Yahşi, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuğa yaklaşımı, tepkisi ve doğru rol model oluşunun, depremin çocukta travmatik etki bırakıp bırakmamasında oldukça önemli olduğunu belirterek, “Eğer yetişkin yoğun kaygı yaşıyorsa çocuğa bunu hissettirmemeli ve tepkilerini kontrol edebilmelidir. Yanında bir çocuk olduğunu asla unutmamalıdır. Özellikle deprem anında ebeveynin ya da öğretmenin vereceği tepkiler çok önemlidir. Çünkü çocuklar depremden çok, etrafındaki insanların tepkilerinden etkilenir. Olay sırasında çocuğun şahit olduğu panik içeren davranışlar, ağlamalar, çığlık atmalar, bayılmalar ve arkasına bakmadan kaçışmalar çocukta travmatik etkiler oluşturabilir. Kaygının ve tehlikenin olduğu yerde güven yoktur. Bu nedenle ebeveynlerin ve öğretmenlerin deprem anında ve sonrasında çocuğa ilk olarak vermesi gereken duygu, güven duygusudur. Çocuk kendisini tehdit altında hissetmemeli ve ’sen güvendesin’ mesajı verilmelidir. ’Okulumuz ve evimiz çok sağlam ve bizler de her zaman senin yanındayız’ gibi çocuğa güven içeren cümleler kullanılmalıdır. Deprem ile ilgili duygular, düşünceler ve yaşanılanlar çocuk yanında uzun uzadıya konuşulmamalıdır. Bir diğer önemli husus da gösterilen ilginin çocuk tarafından suistimal edilmemesi için çocuğun karakterine uygun şekilde telkinlerde bulunulmalı ve duygu aktarımı abartılmamalıdır. Nasıl ki fiziksel olarak deprem için bir takım önlemler alıyorsak ruhsal olarak da kendimizi ve ailemizi hazırlayarak önlemler almalıyız” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *