Emar ve ultrasonda görülmeyen taş ve tümörlerin endoskopik ultrasonografi (EUS) yöntemi ile görülebildiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Murat Keskin, bunun ise hasta ve doktora erken teşhise büyük katkı sağladığını söyledi.
Özellikle pankreas tümörlerinin erken teşhisinde kullanılabilen Endoskopik Ultrasonografi (EUS) hakkında bilgi veren Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Murat Keskin, “EUS, endoskop ve bunun ucuna yerleştirilen ultrason cihazının birleştirilmesiyle oluşturulan, sindirim sistemi ve çevre yapıların incelenmesine imkân veren ileri teknoloji bir yöntemdir. Bu yöntemle hem sindirim sistemi kanalını kaplayan yapılar endoskopik olarak görülür hem de sindirim sistemine komşu doku ve organlar aynı anda incelenmiş olur. Daha basit bir anlatımla bir odaya girdiğinizi düşünürseniz endoskopi cihazı odadaki duvarı ve üzerindeki malzemeleri gösterirken, ucundaki ultrason cihazı da duvarın arkasını görmenizi sağlar. Bu yöntemle sadece ses dalgaları kullanılır. Röntgen ışınları gibi zararlı olabilecek herhangi bir uygulama yapılmaz. İşlem sırasında biyopsi almak veya kist boşaltmak gibi yöntemlerin uygulanması da önemli avantajlarındandır” dedi.
Bu yöntemle sindirim sisteminin tüm katmanları, yüksek frekanslı ses dalgaları sayesinde ayrıntılı olarak görülebildiğini ifade eden Keskin, “Bu sebeple endoskopik olarak üzeri normal doku ile kaplı yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağından kaynaklanan iyi veya kötü huylu kitleler (subepitelyal) tespiti ve biyopsi almak mümkün olabilir. Endoskopik ultrason yönteminin kullanıldığı en önemli alanlardan biri de pankreas hastalıklarıdır. Pankreasın kistleri, tümörleri bu yöntem ile diğer görüntülüme yöntemlerine (batın ultrasonu, tomografi, MR gibi) göre daha erken ve daha yüksek doğruluk oranı ile saptanabilir ve aynı zamanda işlem sırasında biyopsi alınabilir. Bunların dışında safra kanalı taş ve tümörlerinin saptanması, yemek borusu, mide, pankreas kanserlerinin evrelendirilmesi, pankreas kistlerinin boşaltılması, pankreas kanserine bağlı ağrılarda çölyak sinir blokajı gibi işlemleri de yapmak mümkündür” diye konuştu.
Yaklaşık 30 dakika süren işlem sırasında doktorun gerekirse dokulardan biyopsi veya kistik yapılardan örnekleme için materyal alabileceğini ifade eden Keskin, “İşlem öncesi hastaların varsa ilaç alerjilerini, kronik kalp hastalıklarını, akciğer hastalıklarını, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi hastalıklarını ilgili doktora bildirmeleri gerekmektedir. Aynı zamanda özellikle aspirin, coumadin ve yeni kuşak kan sulandırıcıları kullanılıyorsa mutlaka hekime önceden söylenilmeli ve işlemden 5-7 gün önce bu ilaçların kesilmesi gerekmektedir. Emar (MR) ve ultrasonda görülmeyen safra yolu taşları ve tümörleri bu yöntemle görülüyor. Hastaya ve doktora erken teşhiste büyük katkılar sağlar. Şu anda Türkiye’nin büyük şehirlerinde bu işlem yapılmaktadır. Bursa’da ise sadece bizim kliniğimizde gerçekleştirilmektedir” dedi.
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *