Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, gebelik sırasında yanlış beslenmenin bebeklerde anne karnından başlayarak doğuştan kalıcı hastalıklara yol açtığına dikkat çekti.
Gebelik öncesinde ve gebelik süresince annenin beslenme ve yaşam tarzı kendi sağlığını etkilediği kadar, bebeğin sağlığı için de önemlidir. Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, yetersiz ve dengesiz beslenme gebede anemi, diyabet, vitamin-mineral eksiklikleri gibi sorunların yanında bebekte de kalıcı hasarlar bırakıp, ölü doğum risklerini arttırabildiğini söyledi. Ayrıca Dyt. Aksoylu, gebelik sırasında yanlış beslenmenin bebeklerde anne karnından başlayarak doğuştan kalıcı hastalıklara yol açtığına dikkat çekti.
"Ağırlık ortalamanız bebeğinizin obezite riskini belirliyor"
Yüksek ağırlık değerleriyle gebe kalmak, gebelikte aşırı ağırlık artışı yenidoğanın sağlığını ve fiziksel özelliklerini olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Dyt. Aksoylu, sözlerine şöyle devam etti: "Gebelikte aşırı ağırlık artışı ya da obezite varlığı, ölü doğumlara, düşüğe, preeklampsi (kan basıncı bozukluğu), hamilelik şekerine (gestasyonel diyabet) ve konjenital anomali (bebekte fizyolojik ve morfolojik hatalar) gibi bir çok sağlık problemine neden olabilmektedir. Gebelik öncesinde aşırı kilolu veya gebelikte aşırı ağırlık kazanan annelerin çocuklarında yaşa ve boya göre ağırlıkları yüksek bulunmuştur. Bu nedenle gebelik öncesinde ideal ağırlığınıza ulaşmalı, ideal kiloda gebe kalanlar da aşırı kilo almaktan uzak durmalıdır".
"Folik asit takviyesi omurilik ve beyin gelişiminin baş tacı"
Folik asit takviyesine dikkat çeken Dyt. Aksoylu, "Gebelik döneminde ve hatta gebelikten 3 ay önce folik asit takviyesi başlanması önerilmektedir. Folik asit eksikliği nöral tüp defekti dediğimiz bebekte omurilik ve beyin gelişiminde ortaya çıkan anormalliklerdir. Orfasiyal yarıklar (yarık dudak/damak), kalp problemleri, anemi ve preeklampsi gibi sağlık sorunları da folk asit eksikliğinde görülerek bebeğinizin sağlığını tehdit etmektedir. Yeterli folik asit sayesinde kansızlık ve bebeğin anormal beyin gelişiminin önüne geçilebilir. Besinlerle alınan folik asit ısı, ışık ve darbeye karşı hassastır, çok kolay bir şekilde kayba uğrayabilir. Bu yüzden gebelikte takviyesi muhakkak yapılmalıdır. Folik asitten en zengin kaynaklar yeşil yapraklı sebzelerdir. Brokoli, brüksel lahanası, ıspanak, marul, yeşil fasulye, bezelye gibi" şeklinde konuştu.
"Demirden zengin besinlere yakın olan anemiden uzak kalıyor"
Gebelikte demir eksikliğine vurgu yapan Dyt. Aksoylu, "Demir eksikliği gebe ve emzikli kadınları, küçük çocukları etkileyen ve anemi ile sonuçlanan en yaygın mineral eksikliklerindendir. Gebelikte demir gereksinimi artar. Demir, bebeğin anne karnında büyüdüğü ortamın oluşması ve doku yapımının artmasını sağlar. Demir eksikliği olan gebelerde düşük ağırlıklı bebekler dünyaya gelirken, erken ve ölü doğum riski de artmaktadır. Demir bebeğin beden ve zeka gelişiminin sağlanması, sağlıklı büyüme için gereklidir. Demir, kanda oksijen taşıyıcı olarak görev alır. Aşırı çay-kahve tüketimi, sık doğumlar, aşırı kalsiyum alımı, kepekli ürünlerin fazla tüketilmesi demirin emilimini engeller. Demirden zengin besinler arasında et, yumurta, kurubaklagiller, kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzelerden özellikle ıspanak, tam tahıl ürünleri, pekmez yer almaktadır. Yiyecekteki demirin kullanımı arttırmak amacıyla C vitamini kaynaklarıyla beraber tüketilmelidir. Yani demir içeren besinlerle taze sebze-meyve tüketilmelidir" diye konuştu.
"Bebekte mental geriliğin sebebi iyot yetersizliği"
Bebekte mental geriliğin sebebinin iyot yetersizliği olduğunu belirten Dyt. Aksoylu, "Gebelerin iyot gereksinmesi karşılanamadığı zaman bebekte mental gerilik (zeka geriliği), doğumsal anomaliler (spina-bifida/ayrık veya açık omurga), cücelik, düşükler, ölü doğumlar, konjenital sağırlık, hipotiroidi gibi sorunlara neden olmaktadır. Gebelerin iyot ihtiyacı diyetle karşılanmalı, diyetle karşılanamadığı durumlarda yemeklik tuzlar iyotlanmalıdır. İyotlu tuz ile beyin gelişimindeki geriliğin önüne geçilebilir. Tuzdaki iyot ısı, ışık ve nemden etkilendiği için yemekler piştikten sonra tuz ilave edilmelidir" açıklamasında bulundu.
"D vitamini ve kalsiyum eksikliği bebekte kalıcı hasar bırakıyor"
Dyt. Aksoylu, D vitamini (aynı zamanda bir hormon) ve kalsiyum eksikliği gebenin sağlığını tehdit ettiği gibi bebekte de çok ciddi kalıcı hasarlar bıraktığına dikkat çekti.
Dyt. Aksoylu, sözlerine şöyle devam etti: "D vitamini eksikliği bebeğin erken doğması, raşitizm, büyüme geriliği, kalsiyum düşüklüğü, metabolik kemik kırıkları, çocukluk döneminde dikkat eksikliği gibi birçok sağlık sorununa neden olmaktadır. Gebelik döneminde anne bebeğin kalsiyum ihtiyacını karşılayamaz ise bebek ihtiyacı olan kalsiyumu annenin depolarından karşılamakta ve annede kalsiyum eksikliğine bağlı sorunlar meydana gelmektedir. Kalsiyum kemik ve dişlerin temel yapısını oluşturur, sinir sisteminin onarılması, eklemlerin yapılandırılması ve kalp atışlarının düzenlenmesinde etkilidir. D vitaminin en önemli kaynağı güneşlenmektir. Güneş ışınlarının doğrudan cilde yansımasıyla ya da D vitamini takviyesiyle D vitamini eksikliği karşılanır. Takviyesi doktor kontrolünde yapılmalıdır. Fazlasının toksik etkileri mevcuttur. Kalsiyumdan en zengin besinlerin başında ise süt, yoğurt, peynir, balık, badem ve yeşil sebze grupları gelmektedir".
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *